Elazığlı esnaf Salih Türkgüzeli, deprem fırsatçılığı yapan bazı kişilerin fiyatları artırdığını belirterek, "Deprem olur olmaz, ertesi gün de kasaplarda, kasabın da suçu yok, besicilerden dolayı etin kilosuna 25 lira zam yapıldı. Tavuğa aynı şekil 10- 12 lira arası zam geldi. Artık müşteri geliyor, utanıyoruz ki müşteriye yemek fiyatlarını söyleyelim" dedi.
Elazığlı esnaf Salih Türkgüzeli, fiyat artışları nedeniyle hem esnafın hem de vatandaşın mağdur olduğunu söyledi. Türkgüzeli, şunları söyledi:
''Artık malzeme satmaktan korkuyorum, utanıyorum"
"Sürsürü Mahallesi'nde lokanta işletmeciliği yapıyorum. Ben artık malzeme satmaktan korkuyorum, utanıyorum. Deprem olur olmaz, ertesi gün de kasaplarda, ki kasabın da suçu yok, besicilerden dolayı etin kilosuna 25 lira zam yapıldı. Tavuğa aynı şekil 10- 12 lira arası zam geldi. Artık müşteri geliyor, utanıyoruz ki müşteriye yemek fiyatlarını söyleyelim. Adam geliyor, bir gün diyoruz ki kilosu bu kadar. Ertesi gün 10 lira 20 lira üstüne koymuş oluyoruz. Bundan sonra mahcup oluyoruz. Sonra adamlar diyor ki, acaba siz de mi fırsatçısınız? Niye bu fırsatçılığı yapıyorsunuz? Halbuki mesela dükkana su istiyorum, su geliyor kolisi 30 liraya. Adamı arıyorum, adam diyor ki, ‘kolisi 40 TL oldu, 45 lira oldu.’ Ben mecburen bunu alınca müşteriye yansıtmak zorunda kalıyorum. Müşteriye yansıtınca insan utanıyor ister istemez. Bakıyorsun herkes evinin derdine düşmüş. Kimse evinde kalamıyor, Zaten bulunmuş olduğum mahallede akşam çıktığın zaman bakın, her binada bir ya da iki lamba yanıyor. Bu sefer insanlar dışarıda kaldığı için, mecburen yemek yiyeceği bir yer arıyor. Ben de mahalle arasındayım. Normalde yemekleri uygun veriyorum ama böyle her gün zam geliyorsa biz zamlı uygulamak zorunda kalıyoruz. Ondan dolayı müşteriye karşı mahcup oluyoruz. Buna bir çözüm bulmalarını istiyoruz. Hatta utanıyoruz, dükkanımızı açmaya bile utanıyoruz. Elektrikle mi uğraşalım, doğal gaza gelen zamla mı uğraşalım, besicilerin yaptığı zamla mı uğraşalım? Normal olsa zam yapmadan idare edelim diyeceğim ama kaç gün zam yapmazsak o kadar bizden gidiyor, biz mağdur oluyoruz.
Depremin olduğu gün zam geldi. İlk başta birkaç gün uygulamayacağız dediler ama sonra adamlar da mecbur kaldılar. Yoksa ilk depremin olduğu gün zam yapıldı. Bize 3-4 gün kendi ceplerinden idare ettiklerini falan söylediler. Adamlar haklı, sadece bir kasapla alışveriş yapmıyorsun. Arıyorsun diğerini diğeri de aynısını söylüyor. Tavukçuyu arıyorsun, ona da zam gelmiş. Sadece bir firmaya gelen bir zam değil. Bakıyorsun bu besiciden kaynaklı bir şey. Fırsatçılık bu, başka bir şey değil.
"Bir koli su 30 lirayken 45 liraya sattılar"
Adıyaman'a, Malatya'ya su göndermek istedik. Normalde faturalarımız var zaten. Bana gelen suyun kolisi 28 lira mesela, 30 liraya geliyor mesela. Adam diyor ki 30 lira. Sonra başka bir arkadaş aynı sucuyu arıyor, diyor ki "60 koli su gönder bana'. 30 liradan suyun kolisinin parasını gönderiyoruz. Sabah diyor ki 30 lira değil, 45 lira. Halbuki suyun kolisi 30 lira ama fırsatçılığa çeviriyor. Yok nakliye bulamadım, bu oldu, şu oldu. Halbuki nakliyenin geldiği yerin deprem bölgesi ile de alakası yok ama yine de ister istemez fırsatçılığa çeviriyorlar."
(ANKA)