Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Özbekistan'da yapılan Ekonomik İşbirliği Toplantısı'na katıldı.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, İsrail'in saldırıları altındaki Gazze'ye dikkat çekerek, "Şu an 11 bin çocuk, kadın öldürüldü, dünya sessiz. Başta Amerika, Batı hep birlikte sessizler. Çocuk ve kadın, bunları her gün televizyonlarda izliyoruz. Burada özellikle Ekonomik İşbirliği Teşkilatı olarak, hep birlikte Müslümanlar olarak sesimizi bugün çıkartmayacaksak, yükseltmeyeceksek sesimizi ne zaman yükselteceğiz" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Küresel düzeyde ciddi sınamalarla karşı karşıya olduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Koronavirüs salgınının global ekonomide ve ticarette açtığı yaralar henüz kapanmadı. Akabinde yakın coğrafyamızda patlak veren Rusya-Ukrayna savaşının yıkıcı sonuçlarıyla yüzleştik. Enerji ve gıda fiyatlarındaki aşırı yükselişin tetiklediği enflasyon son 60-70 yılın zirvesine çıkarak sıkıntıları daha da arttırdı. Bu zorluklar karşısında etkin mücadelenin yollarını ararken işgal edilmiş Filistin topraklarında başlayan çatışmalar hepimizin yüreğini dağladı.
"Öldürülen Gazzelilerin yüzde 73 çocuk ve kadın"
Bugün itibariyle İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında 34 günü geride bıraktık. İsrail tarafından acımasızca öldürülen 11 bine yakın Gazzeli'nin yüzde 73'ü kadın ve çocuklardan oluşuyor. Batılı ülkelerin tam desteğini alan İsrail yönetimi, insanlığa dair ne kadar değer varsa hepsini çiğneyerek okulları, camileri, kiliseleri, hastaneleri, üniversiteleri, sivil yerleşim yerlerini bombalamaya devam ediyor.
"Batılı ülkeler İsrail'in katliamlarını uzaktan seyrediyor"
Çocukları dahi katletmeyi meşrulaştıran bir fanatizmle karşı karşıyayız. Sürekli insan hak ve hürriyetlerinden, demokrasiden bahseden Batılı ülkeler ise İsrail'in tüm bu katliamlarını uzaktan seyrediyor. Bu ülkelerdeki kuruluşlar bırakın çocuk katillerini eleştirmeyi ateşkes çağrısı dahi yapamayacak kadar acziyet içindeler.
Mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'i yakanlara, fikir özgürlüğü bahanesiyle göz yumanlar, Filistin bayrağına dahi tahammül edemiyordur. 7 Ekim'den beri şahit olduğumuz iki yüzlülük örneklerini arttırmak mümkündür. Gelişmeler, Müslümanlar olarak birliğimizi güçlendirmemiz gerektiğini bizlere bir kez daha göstermektedir. İnsani ateşkesin sağlanması ve çatışmaların yayılmasının engellenmesi için diplomatik girişimlerimizi sürdürüyoruz. Bölgeye insani yardım ulaştırmak için de yoğun şekilde çalışıyoruz. Bugüne kadar 230 tonu aşan 10 uçak dolusu insani yardım malzemesini Mısırlı kardeşlerimizin de desteğiyle El Ariş Havalimanı'na sevk ettik. İki sivil insani yardım gemisinin bölgeye gönderilmesiyle ilgili hazırlıklarımız devam ediyor.
Eşimin himayesinde inşallah 15 Kasım tarihinde İstanbul'da devlet ve hükümet başkanlarının eşlerinin katılımıyla uluslararası bir toplantı gerçekleştirilecek. Böylece Gazzeli kardeşlerimizin yaşadığı acıların dindirilmesi için güçlü bir dayanışma sergilenecek. Akan kanın durması noktasında Ekonomik İşbirliği Teşkilatı olarak sergileyeceğimiz duruş çok çok önemli. Filistin davamızın savunulmasında birlikte sesimizin yükseltilmesi çok ama çok mühim.
Charlie Hebdo kıyaslaması
Hatırlayın, Charlie Hebdo olayında 25 kişi öldürülmüştü. Dünya liderleri Paris'te hep birlikte yürüyüş yaptılar. Şu an 11 bin çocuk, kadın öldürüldü, dünya sessiz. Başta Amerika, Batı hep birlikte sessizler. Çocuk ve kadın, bunları her gün televizyonlarda izliyoruz. Burada özellikle Ekonomik İşbirliği Teşkilatı olarak, hep birlikte Müslümanlar olarak sesimizi bugün çıkartmayacaksak, yükseltmeyeceksek sesimizi ne zaman yükselteceğiz?
Karşılıklı ticaret hacmi
Daha şeffaf daha adil bir uluslararası ekonomi ve finans sistemine her zamankinden daha çok ihtiyaç duyuluyor. Türkiye olarak mevcut konjonktürde uluslararası ekonomik sistemdeki bu aksaklıklara karşı insan odaklı girişimlerimizi sürdürüyoruz. 500 milyonluk nüfusu ve 1.5 trilyon doları bulan toplam geliriyle Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, bu açıdan şüphesiz önemli bir konuma sahip. Bununla birlikte teşkilat üyelerinin birbirleriyle ticaretinin sadece 85 milyar dolara tekabül etmesi düşündürücüdür. Bu rakamın bizlere yakışmadığına inanıyorum. Ticaret hacmimizi ilk etapta 100 milyar dolar seviyesine çıkartmak için gayretlerimizi arttırmalıyız. Ticaretten enerjiye ulaştırmadan çevreye kadar işbirliği potansiyelimizi güçlendirmeliyiz. 2025 vizyon belgemizin de stratejik hedefleri arasında yer alan ve maalesef 20 yıldır hayata geçirilemeyen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ticaret anlaşmasını artık yürürlüğe koymamız gerekiyor.
Ekobank
İstanbul'da ev sahipliği yaptığımız Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, ticaret ve yatırım bankası Ekobank'ın tüm üyelerin katılımıyla daha faal hale getirilmesi, bu maksada hizmet edecektir. Turizm ve seyahat sektöründe de işbirliğimizi güçlendirmeliyiz. Turizm bakanlarımızca Ekim ayında düzenlenen toplantıda bu konular geniş şekilde ele alındı. Toplantıda Erzurum'un EİT 2025 yılı turizm başkenti seçilmesine verdiğiniz destek dolayısıyla teşekkür ediyorum. Sizleri de bu vesileyle medeniyetler kavşağı Erzurum'umuza davet ediyorum.
Enerji yatırımları
Değerli dostlar TANAP başta olmak üzere son yıllarda gerçekleştirdiğimiz ciddi enerji altyapı yatırımları sayesinde gerek ülkemizin gerek bölgemizin enerji arz güvenliğine önemli katkılarda bulunuyoruz. EİT ülkeleri olarak birlikte atacağımız adımlarla bu alanda daha fazla rol alabiliriz. Unutmayın, birlikten kuvvet doğar. Bu şiarla enerji alanında yeni teknolojilerin geliştirilmesi, yenilenebilir enerji ve hidrojen gibi daha temiz girişimler için müşterek yatırımlarımızı artırmamız bu manada faydalı olacaktır. Tüm üyelerimizi, Türkiye'nin imzaladığı Bakü'de kurulacak EİT Temiz Enerji Merkezi Şartı'nı imzalamaya davet ediyorum. Çevre sorunlarının küresel bir tehdit haline gelmesi karşısında hepimizin üzerine düşeni yapması lazım.
Nahçıvan'daki ulaştırma hakları stratejik
Hazar geçişli Doğu-Batı-Orta koridor girişiminin değeri, mevcut gelişmeler karşısında daha fazla artmıştır. Hepimizin faydasına olan koridorun işlerliğini eş güdüm içinde geliştirmeye devam etmeliyiz. Aynı anlayışla Karabağ'dan Afganistan'a kadar ortak coğrafyamızın yaşanan meydan okumalar karşısında da saflarımızı sıkıştırmalıyız. Karabağ'da 30 yılı aşkın süre devam eden işgalin, tamamen sona ermesiyle birlikte bölgemizde kalıcı barışa bir adım daha yaklaştığımızı görüyoruz. Ermenistan'ın Azerbaycan'a yönelik yükümlülüklerini yerine getirmesi bu süreci kolaylaştıracaktır. Azerbaycan'ın batı bölgeleriyle Nahçıvan'ı birbirine bağlayacak ulaştırma haklarının en yakın zamanda tesis edilmesi de stratejik önemi haizdir. (DHA)