Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Nahçıvan ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu.
NTV’den Deniz Kilislioğlu’nun haberine göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nahçıvan ziyaretine ilişkin şunları söyledi:
''Haziran ayındaki Bakü ziyaretimizin ardından Türk dünyasına açılan kapımız Nahçıvan'daydık. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev kardeşimle Iğdır-Nahçıvan Doğalgaz Boru Hattı’nın temelini attık. Toplam 80 bin 150 metrelik hattın günlük 2 milyon metreküp taşıma kapasitesine ulaşmasını hedefliyoruz. Projeyle Nahçıvanlı kardeşlerimizin doğal gaz ihtiyacının tamamı karşılanıyor. Ayrıca Nahçıvan Onarım Üretim Askeri Kompleksi’nin açılışını gerçekleştirdik.
Karabağ'daki son durum üzerinde özellikle durduk ve Azerbaycan'ın haklı davasında güçlü desteğimizi tekrarladık. Ermenistan'ın süreci uzatmak yerine artık güçlü bir irade sergilemesini bekliyoruz.''
“Menendez’in devreden çıkması avantaj sağlıyor”
Erdoğan, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. ABD’den Türkiye’ye F-16 satışı ve modernizasyonunun önünde engel olarak görülen ABD’li Senatör Bob Menendez’in geçici olarak görevi bıraktığı hatırlatılan Erdoğan, şu yanıtı verdi:
“Bizim, F-16’larla ilgili bu konuda en önemli sıkıntılarımızdan biri de ABD’li senatör Bob Menendez’in ülkemiz aleyhine faaliyetleriydi. Dolayısıyla, Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan şu anda bu süreci yakından takip edecek. Zaten ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan üç-dört gün önce Amerika'da görüştüler. Bu görüşmeler hala devam ediyor. Ama şimdi bu durumu fırsata dönüştürüp kendisiyle tekrar görüşmekte fayda var. Bu sayede F-16 ile ilgili süreci de belki hızlandırma fırsatımız da olabilir. Sadece F-16 değil, diğer bütün konularda Menendez ve onun zihniyetindekiler bize karşı engelleyici faaliyet yürütüyor. Menendez’in devreden çıkması bize avantaj sağlıyor ancak F-16 meselesi sadece Menendez’e bağlı bir konu değil. Yönetilmesi gereken alanları Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan yürütecek. Bu konuda ABD’den artık net bir yanıt bekliyoruz. Temenni ediyoruz ki beklediğimiz olumlu neticeyi fazla uzamadan alırız.”
“Zengezur Koridoru muhakkak tamamlanmalı”
Erdoğan, Zengezur Koridoru’yla ilgili ise “Kara ve demiryolu hatları ile Nahçıvan ve Azerbaycan’ın diğer bölgeleri ile doğrudan bağlantı kurmamız ilişkilerimizi daha güçlü hale getirecek. Bu güçlü bağ sayesinde birçok konuda yürüyerek aldığımız mesafenin katbekat fazlasını önümüzdeki süreçte koşarak alacağız. Bu nedenle bir an önce bu koridorun açılması için elimizden gelen gayreti göstereceğiz” dedi.
Türkiye ve Azerbaycan için bu koridorun hayata geçmesinin stratejik bir konu olduğunu söyleyen Erdoğan, “Muhakkak tamamlanmalıdır. Bu koridor açıldığında Bakü’den çıkan bir araç ya da tren doğrudan Kars’a gelebilecek. Türkiye-Azerbaycan kardeşliği çok daha güçlenecek. İran’dan da bu konuda olumlu sinyaller gelmesi sevindirici” diye konuştu.
“Kıbrıs’ta iki devletli çözüm dışında seçenek kalmadı”
3 Kasım’da Kazakistan’da Türk Devletleri Teşkilatı’nın toplantısı olduğunu kaydeden Erdoğan, Azerbaycan’ın bu toplantıya KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da davet edilmesini istediğini aktardı. Erdoğan, “Bu toplantıda inşallah gözlemci üye olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni de göreceğiz. Bu konuda sağ olsun Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in de ciddi bir kararlılığı var. KKTC’nin tanınması Kıbrıs adasında kalıcı barış ve huzurun sağlanmasını isteyen tüm ülkeler için en doğru seçenektir. Bizler KKTC ile birlikte çözüm için tüm yolları denedik. Federasyon formülü dahil tüm formüllere samimiyetle yaklaştık. Fakat bundan böyle Kıbrıs’ta iki devletli çözüm dışında seçeneğin kalmadığı açık ve net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Kimse bizden KKTC’nin haklarını görmezden gelmemizi onları çiğnettirmemizi beklemesin. Bizler KKTC’nin artık diğer ülkelerce tanınması için sesimizi daha çok yükselteceğiz” dedi.
Kalkınma Yolu Projesi
Erdoğan, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar ile yapılacak olan “Kalkınma Yolu Projesi”ne dair ise şunları belirtti:
“Kalkınma Yolu Projesi tamamen Basra Körfezi ülkeleri, Irak ve bizi kapsayan bir proje. Fakat bu konuda Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Muhammed Bin Zayed’in çok kararlı bir duruşu var. Hatta en son görüşmemizde projenin yazılı olarak ortaya konulmasından bahisle “60 günde içinde bu projeye yönelik hazırlıkları tamamlayalım” diye bir teklifi oldu. Tabii bu Kalkınma Yolu Projesi noktasında, Amerika’nın, Japonya’nın, Hindistan’ın ve Çin’in kendilerince projeye yaklaşımları söz konusu. Projeyle Irak üzerinden Türkiye ve Avrupa’ya geçiş söz konusu. O bakımdan bizim durumumuz çok büyük önem arz ediyor. Onun için de süratle Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız muhataplarıyla görüşmeleri yapıp bu işi hayata geçirmenin gayreti içerisinde olacak. Çünkü birileri anlaşmazlıkları kışkırtmanın gayreti içinde. Biz ise bu anlaşmazlıkları kışkırtmaktan çok çözüme yönelik ne gibi adımlar atarız bunun gayreti içerisinde olacağız. Çünkü Kalkınma Yolu bu coğrafyaya özellikle çöreklenmiş tüm karanlık odakları yok edecek kalkınma aydınlığının inşallah ilk adımı olacaktır. Bundan dolayı çok çok büyük önem arz ediyor. Türkiye de bu işin tam nirengi noktasında… İnşallah sonu hayır olur.”
Netanyahu’nun ziyareti
Erdoğan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ziyareti konusunda “Ziyaret tarihi ile ilgili Dışişleri Bakanlığımızın çalışmaları devam ediyor. Zannediyorum Ekim-Kasım gibi Netanyahu’nun hastalık nedeniyle gerçekleştiremediği ve ertelenen Türkiye ziyareti yapılır. Ondan sonra da biz iade-i ziyaretimizi yapacağız” dedi.
Erdoğan, İsrail ile ilişkiler konusunda şunları belirtti:
“Türkiye ve İsrail olarak birçok alanda iş birliği yapıyoruz. Yeni iş birliği alanlarının varlığı da bir gerçek. Özellikle Avrupa, Rusya-Ukrayna savaşı sonrası oluşan konjonktürün de etkisi ile sürdürülebilir enerji kaynağı arayışında. İsrail’in kaynaklarının Avrupa’ya taşınması konusunda arayışta olduğu da herkesin malumu. En akılcı rota ise Türkiye üzerinden bu kaynakların Avrupa’ya ulaştırılması. Bunu son görüşmemizde de ele aldık, çalışmalara başladık. Diğer taraftan sondaj çalışmaları noktasında da iş birliği fırsatları bulunuyor. Bununla ilgili teknik çalışmaların yapılması talimatlarını ilgili arkadaşlarımıza verdik. En kısa sürede gerek Türkiye’de gerek İsrail’de yapacağımız görüşmelerde rota, takvim ve sondaj alanları gibi ayrıntıları da netleştiririz.”
“Enflasyonla mücadelede yoğun bir takvim var”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, enflasyon konusunda ise şu açıklamayı yaptı:
“Enflasyonla mücadelede şu an itibariyle arkadaşlarımızın yoğun bir takvimi var. Enflasyonun dizginlenmesi ve kalıcı olarak tek haneye inmesi amacıyla açıkladığımız Orta Vadeli Program bu yoldaki kilometre taşlarımızı oluşturuyor. Fiyat istikrarının sağlanması için parasal sıkılaşma ve kredi sıkılaşması tedbirleri ekonomi yönetimimizce hayata geçiriliyor. Bu adımlar kaynaklarımızın üretken alanlara yönlendirilmesi ve bu sayede yüksek, sürdürülebilir ve dengeli büyümenin sağlanması amacını taşıyor. Maliye politikaları ile da bu amaçlar destekleniyor. Üretimi ve yatırımı teşvik ederek de enflasyonla mücadelemize güç aktaracağız. Bu süreçte vatandaşımızı enflasyona ezdirmemek için aldığımız tedbirler ve attığımız adımlar devam edecek.”
İsveç’in NATO üyeliği: “Onlar sözlerine sadık kalırsa bizim parlamentomuz da sadık kalır”
İsveç’in NATO üyeliğine onay konusunun 1 Ekim’de Meclis gündemine gelip gelmeyeceği sorulan Erdoğan, “Meclis’in bir yapısı var, başkanı var… Amerika’nın biliyorsunuz parlamentosu var, bizim de bir parlamentomuz var. Parlamentomuzun içerisinde de bir yapı var. Cumhur İttifakı olarak bizim de bir yapımız var. Cumhur İttifakı olarak aramızda tabii ki görüşmelerimizi yapacağız. Ona göre de parlamentoya müracaatımızı da bu arada yapıp, parlamentomuz nasıl bir takvim belirlerse, onu da orada takip edeceğiz. Bu konuyla ilgili olarak da Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Amerika Dışişleri Bakanı Antony Blinken'la da bazı görüşmeler yaptılar. Temenni ederim ki onlar da verdikleri söze sadık kalırlarsa bizim parlamentomuz da verilen söze sadık kalacaktır. Adımını da buna göre atacaktır” dedi.
Anayasa için AKP grubuna talimat
Son günlerdeki açıklamalarında yeni anayasaya değinen Erdoğan, bu çağrısını yinelerken, şunları söyledi:
“Anayasayla ilgili davetimizi biz 12 Eylül’ün yıldönümünde Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde zaten yaptık. Bunu yaparken de özellikle şunu söyledik, dedik ki ‘Gelin bir sivil anayasayı bu dönemde yapalım.’ Bu konuyla ilgili olarak da AK Parti meclis grubumuz parlamentoda grubu olan diğer partilerle görüşmek suretiyle “gelin bir sivil anayasayı beraber yapalım” davetimizi iletecek. Kabul ederler etmezler, ama biz şu anda kapıları çalacağız. Kim çalacak AK Parti’nin TBMM Grubu. Bundan dolayı da herhangi bir nazlanmaya filan gerek yok. Arkadaşlarıma da gereken talimatları verdim. Grup Başkanımız Abdullah Güler Bey’e “hemen gereken suretle görüşmeleri yapın” dedim. Yani 1 Ekim’den itibaren Meclis konuşmamızda da gerekli vurguyu buna göre yaparız, gerekli adımları da buna göre inşallah atarız. Türkiye artık darbe anayasası ayıbından kurtulmalıdır. Benim milletim çağın şartlarına uygun, sivil, özgürlükçü, dili ve bütünlüğü ile milleti kucaklayan bir anayasa ile yönetilmeyi sonuna kadar hak ediyor. Zaman içerisinde yapılan müdahalelerle belli bir mesafe alınsa da mevcut anayasa Türkiye Yüzyılı’na yakışmayan bir yapıdadır. Hedefimiz tüm vatandaşlarımızın “benim anayasam” diyeceği bir anayasa ortaya koymaktır. Umarım uzlaşı içerisinde Türkiye’ye yakışır birlikteliği ortaya koyarak anayasa metnimizi ortaya çıkartırız. Çağrımız tüm siyasi partilerimizin vaadi olan yeni anayasa konusunu bizlere yakışır bir biçimde neticelendirmek ve millete verdiğimiz sözü tutmak içindir.” (Kısa Dalga)