Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, S-300 krizi nedeniyle Yunanistan'a yüklenerek "Ey Yunan tarihe bak. Çok daha fazla ileri gidersen, bunun bedeli ağır olur ağır" dedi. Erdoğan, "Yunanistan'a tek cümlemiz var. İzmir'i unutma. Aynı Türkiye şimdi kimi alanlarda dünyanın gelişmiş ülkelerinin üzerine çıkan başarılarla kendini ispat ettiriyor. Vakti saati geldiğinde gereğini yaparız. Bir gece ansızın gelebiliriz" ifadelerini kullandı.
Samsun Çarşamba Havalimanı'ndaki TEKNOFEST 2022'de konuşan Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
Ülkemizin milli teknoloji hamlesinin parlayan yıldızı haline gelen TEKNOFEST'in tüm katılımcılarına şükranlarımı sunuyorum. Ülkemize böylesine iftihar verici markayı kazandıran T3 Vakfı ile yol yürüyen tüm kurumlarımızı tebrik ediyorum.
Bu yıl 5'incisi düzenlenen dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivalinin kapsama alanı artık sınırlarımız dışına da taşmıştır. Geçtiğimiz Mayıs ayında Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenen TEKNOFEST'i gururla takip ettim. TEKNOFEST Karadeniz'de sizlerle birlikteyiz. Karşımdaki muhteşem tablo, bir şeyi ifade ediyor. TEKNOFEST evet, bizim. TEKNOFEST, farklı bir gençlik. TEKNOFEST şu anda tüm gücüyle ülkemizin geleceğine farklı bir ufuk çizgisi.
2018'de günlük katılımcı sayısı 550 bin gibi. Bu tür etkinliğe göre fevkalade iyi bir sayı olarak gerçekleşmişti. Bugün sadece yarışmacı başvurusu 600 bine ulaşan bir TEKNOFEST'i yaşıyoruz. TEKNOFEST Karadeniz ülkemizin 81 vilayetinden 107 ayrı ülkeden katılan 154 takım bünyesindeki 600 bin gencin 40 ayrı dalga yarıştığı şölene dönüştü.
Bazıları gençlerimizi harflerle kuşaklara ayırıp umutsuzluk yaratmaya çalışırken asıl gerçek işte burada karşımızda duruyor.
Türkiye'nin gerçeği de ihtiyacı da TEKNOFEST kuşağıdır. Bu gençlik bir asır önce Çanakkale'de 7 düveli dize getirmişti. Bu gençlik bir asır önce milli mücadeleyi zafere ulaştırıp, düşmanı denize dökmüştü.
Bu gençlik 20 yıldır verdiğimiz her mücadelede bizim de yanımızda yer almış, en büyük güç ve moral kaynağımız olmuştur. Bu gençliğin sadece 15 Temmuz Gecesi yazdığı destan bile başlı başına efsanedir, bir başarıdır.
Birileri gençlerimizin zihin dünyasını karartarak bozgunculuk peşindeydi. Dün Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş'a yaptıkları eziyeti bugünkü gençlerimize yapmalarına izin vermedik, vermeyeceğiz. Biz insanımıza güvendik. İnsanımıza dayandık.
İnsanımıza yol açtık, imkan verdik. Hamdolsun sonunda tüm dünyanın hayranlıkla izlediği bir yere geldik. Atalarımızın "Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner" diye bir sözü var. Dün bize parasıyla savunma sanayisi teknolojisi vermeyen ülkelere ihracat yapar hale geldik. Başbakan olduğum zaman değil, seçimi kazandığımız zaman Bush, ABD'nin başkanıydı. Ziyarete gittim. "Hani bize İHA verecektiniz" dedim, "Ne oldu İHA'lar. Terörle mücadele ediyoruz." dedim. Rice'ı çağırdı, "Türkiye'ye hala İHA vermediniz mi. Süratle İHA'ları vereceksiniz" dedi. 48 saatte İHA'ları gönderdiler. Bu görüşmeden sonra rahmetli Özdemir Bayraktar Abimiz çocuklarıyla beraber adımı attı, Bayraktar İHA'larını üretmeye başladılar.
Nereden nereye. Samsun'da ilk defa sizlerin takdirine sunulan KIZILELMA insansız savaş uçağımız dünya harp tarihinde oyun değiştirici hamle olarak görülmektedir. Teknoloji konusundaki örneklerimize ağırlıklı olarak savunma sanayi ürünlerinden vermemiz sizi yanıltmasın. Dünyanın her yerinde teknolojik atılımların öncüsü savunma sanayidir. İnsansız hava araçlarımız, savunma sanayi yanında lojistikten tarıma kadar pek çok farklı mecrada kendilerine uygulama alanı bulmaya başlamıştır.
Burada günümüzün Cezeri'si, Harezmi'si, Mimar Sinan'ı Ali Kuşçu'su olmak için can atan gençlerin yürek çarpıntısını duyuyorum.
2023'e hazır mısınız? Bu yürek çarpıntılarıyla birlikte hazır mısınız? Biz ülkemize 20 yılda asırlık eser ve hizmetler kazandırdık. Göreve geldiğimizde yüzde 20 yerli ve milli. Şimdi yüzde 80 yerli ve milli savunma sanayine sahibiz. 2053, 2071 vizyonuyla çok daha ileriye taşınacak. Rabbime bana böyle bir gençlikle yol yürüme, gönül ve fikir birliği yapma imkanı verdiği için hamd ediyorum.
Sizlerin her birini teknoloji elçilerimiz olarak görüyorum. Ülkemizde zehir gibi çalışan beyinleri ve yerinde duramayan enerjileriyle henüz kendilerine ulaşamadığımız gençlerimiz var. Onları da bu şölene davet edeceğiz. Türkiye'ye yakışan 600 bin değil, 1-2-3 milyonluk yarışmacılı teknoloji festivalleridir.
Festivalimizi kendi evlatlarımızla birlikte dünyanın dört bir yanından katılımlarla da zenginleştirmeliyiz. Türk dünyasının özellikle birikimini ülkemizde toplayan bir cazibe merkezi haline gelmeliyiz.
Öncelikle ülkemizde huzuru, istikrarı, güveni, barışı, gelişmeyi, kalkınmayı, demokrasiyi güçlü tutmamız gerekiyor. Bölgemiz başta olmak üzere dünyada haksızlık, adaletsizlik yanında, krizlerin, çatışmaların, sefaletin hakim olduğu pek çok yer var. Bu can yakıcı hadiselerin yaşandığı pek çok yeri sayabiliriz. Türkiye tarihinden birlik, beraberliğinden kardeşliğinden aldığı güçle, ateş çemberinden kendini huzur sembolü olarak ayrıştırmaktadır. Böyle bir coğrafyada zayıf olmak, zayıf kalmak gibi bir şansı yoktur. Biz siyasi, ekonomik, teknolojik, diplomatik, askeri, sosyal, kültürel her bakımdan güçlü olmak mecburiyetindeyiz. Aksi takdirde bizi Suriye'den de Ukrayna'dan da Bosna'dan da beter ederler.
Bunun için demokratik reformlarla siyasi altyapımızı, kurumsal altyapımızı güçlendirmek için mücadele ediyoruz. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyümede ısrar ediyoruz. Son çeyrekte 7,6 büyüdük. Türkiye şu anda büyümede 2. sırada. Böyle bir gidişimiz var. Çılgın Türkler büyüyerek yoluna devam ediyor. Ülkemizi krizlerden ayrıştırarak kendi hedeflerimizden kopmamakta ısrar ediyoruz. Ülkemizi emanet edeceğimiz gençlerimize her türlü desteğimizi veriyoruz.
Yerli otomobilimizi, yerli bilgisayarımız, çipimizi, uçağımızı, gemimizi, uydumuzu, elektronik sistemlerimizi üretme konusundaki gayretimizin sebebi ambargo mihnetlere maruz kalmama kararımızdır.
Yakın tarihimizdeki acı hadiseyi paylaşmak istiyorum. Cumhuriyeti kurduğumuzda ordumuzu güçlendirmek için savaş uçağı ihtiyacı çıkıyor. Şehirler kampanya düzenleyerek orduya uçak almaya çalışıyorlar. Nuri Demirağ'a da gidiliyor. Kendisinden bağış isteyenlere, milletimiz tayyaresiz yaşayamaz, bunu başkasının lütfuna bırakmayız, fabrikayı yapmaya talibim diyor. Bu teşebbüs acı bir şekilde sonuçlanıyor. Hürkuş'u yapmak için 70 yıl beklemek zorunda kaldık. En büyük güvencemiz ve umudumuz TEKNOFEST kuşağıdır.
Şimdi birileri bütün bunlar eskiden niye yapılmamış da bugün gündeme geliyor diye soracaktır. Bu soruyu eski Türkiye'nin aktörlerine yöneltmek lazım. Türkiye bu teknolojik atılımları, daha öncesini kenara bıraktım, son 60-70 yılda niye yapmadı acaba. Gençlerimizi kimi zaman sağcı, solcu diyerek, kimi zaman sünni alevi diyerek, Türk-Kürt diyerek, şucu bucu diye birbirlerine kırdırtanların böyle bir derdi olması mümkün mü? Sinsi tuzakları önümüze döşeyenlerin böyle bir gündemi olması mümkün mü?
26 Ağustos'ta Malazgirt'teydik. Cumhuriyetimizin kuruluşuyla Gazi Mustafa Kemal'e. Onunla beraber bizler de o yolda yürüyoruz. Bizim başarımız, gayretimiz ortadadır. Laf ola beri gele yoktur. Bizim yapacaklarımız var. Ecdadın dediği gibi; Kamil odur ki, koya dünyaya eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser.
Biz eserlerimizle milletimizin karşısındayız. Eseri olmayanların takdirini de sizlere sunuyoruz. Nice ülkeler harıl harıl çalışarak teknoloji üretirken bizimkiler vesayet ve darbe bataklığında çırpınıyordu. Bizdeki gençler Üniversite kapılarındayken, başörtülü bacılarımı üniversiteye almamak için uğraştılar. Tüm bu yaşananlarda siyasetçisinden bürokratına herkesin payı vardır. Bu FETÖ değil mi başörtüsü teferruattır diyen. Şimdi nerede Pensilvanya'da. Kimin beslemesi ABD'nin. Şu anda ABD, Yunanistan'a silahları gönderiyor mu? Oradan S300'lerle bizi tehdide kalkışıyor mu? Ey Yunan tarihe bak. Çok daha fazla ileri gidersen, bunun bedeli ağır olur ağır. Yunanistan'a tek cümlemiz var. İzmir'i unutma. Aynı Türkiye şimdi kimi alanlarda dünyanın gelişmiş ülkelerinin üzerine çıkan başarılarla kendini ispat ettiriyor. Vakti saati geldiğinde gereğini yaparız. Bir gece ansızın gelebiliriz. Dün ülkemizin ayağına prangalar takarak ilerlemesini engelleyenlerin bir yerleri fırsat kollayarak beklediğinden emin olun. İnşallah bunlara fırsat vermeyeceğiz.
Vereceğimiz mücadele zorlu olacak, bedel ödettirecektir. Ama sonunda ortaya çıkacak başarının getireceği huzurun tarifi mümkün değildir. Bayraktar kardeşler karşınızda duruyor. İnsansız hava araçlarını geliştirirken hangi engellerle, ihanetlere şahit olduklarını en iyi onlar biliyor ve ben biliyorum. Yeri geldi kendilerine pist verilmedi. Yeri geldi uçuşları yasaklandı, tehdit edildiler. Ortaya dünya markası çıkardılar.
Vatan Caddesi inşa edilirken birileri buraya uçak mı indireceksiniz diyerek vizyonsuzluklarını sergilemişlerdi. Boğaz köprüsü için birileri engel olmak için ellerinden geleni yapmıştı. YSS köprüsünü yaptırmamak için neler yaptırmadılar ki. Boşuna uğraşıyorsunuz, biz YSS köprüsünü yapacağız, bitireceğiz dedik ve bitirdik. Çanakkale Köprüsü'nde de yapmadılar mı, yaptılar. Ne oldu, yaptık. Onların hayallerinin ulaşamadığı yere bizim icraatımız ulaşır. Eğer bunlara takılıp kalsaydık, ülkede tuğla üstüne tuğla koyamaz, milletin hakkı olan hizmetlere ulaştıramazdık. Sakın mücadeleden vazgeçmeyin, azminizi kaybetmeyin, teslim olmayın. Kendi hayatımdaki mücadelemi anlatırken de sık sık tekrarladığım söz var, sabreden zafere ulaşır. Unutmayın, Cumhurbaşkanınız olarak daima yanınızdayım. Gencim, gençlerle beraberim. Allah ömür verdikçe de hep yanınızda olacağım.
Başarının sahibi çoktur, başarısızlık öksüzdür. Biz her hal ve şart altında sizin yanınızda olmayı sürdüreceğiz. Karadeniz'deki doğal gazı keşfederken her arayan bulamaz ama bulanlar arayanlar sözünü unutmayın. Aynı şeyi teknoloji geliştirme peşinde koşan sizler için de söylüyorum. Netice alamayabilir ama neticeye ulaşanlar denemekten vazgeçmeyenlerdir.
Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.