İstanbul’da hafta sonu düzenlenen Albaraka İslami Finans Zirvesi'nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gelir adaletsizliğinden yakınarak servet eşitsizliğinin dünyada en yüksek seviyeye çıktığını belirtti.
Erdoğan, "Küresel düzeyde fakirden zengine doğru artan bir servet transferi yaşanıyor. Fakiri daha da fakirleştiren bu sistemin dertlerimize derman olamayacağını hepimiz kabul etmek zorundayız" dedi.
Erdoğan'ın bu sözleri yurttaşların da tepkisini çekti. Şişli Mecidiyeköy'de mikrofon uzatılan vatandaşlar Erdoğan'ın sözlerini şu şekilde değerlendirdi:
‘20 küsur senedir iktidarda olan hükümetin sayesinde böyle bir anlayış içindeyiz’
- Servet eşitsizliğini en başta kendisinden başlamamız lazım. Gelir adaletsizliği maalesef büyük bir çoğunluğun asgari ücretin bile altında yaşamak zorunda kalıp, yüzde 10’unun yüzde 5’inin de halkın büyük bir lüks ve gösteriş içinde yaşaması ki bu maalesef AKP 20 küsur senedir iktidarda olan hükümetin sayesinde böyle bir anlayış içindeyiz. En başta kendileri tasarruf tedbirlerine uymaları lazım. İtibardan tasarruf olmaz dedikleri itibar, gösterişli saraylarla olmaz. İtibar, halkın refah düzeyinin birbirine eşit olması, bu kadar gelir eşitsizliğinin olmamasıyla itibar sağlanır. Hiçbir şekilde kendilerini samimi bulmuyorum. Çünkü tasarruf tedbirlerine uyması gerekenler önce saraydakiler, kendisi, ailesi, etrafındakiler, AKP milletvekilleri. Medyada görüyoruz, artık hiçbir şey gizli kalmıyor. Ne türlü bir şatafat gösteriş içinde yaşadıklarını... Bir milletvekilinin veya AKP’ye yakın bir kişinin 3-4 yerden maaş alıp, diğer taraftan asgari ücretlinin kiraların 10-15 bin olduğu İstanbul gibi bir metropolde yaşam savaşı vermesi.
‘Emeklinin otobüse binip memleketine gidecek parası yok’
- Fakirden de zenginden de aynı oranda vergi alıyorlar. Emekliyiz, enflasyon çok yüksek emekliler aç, emekliler perişan. Büyük şirketlerin vergi borçları siliniyor. Bazıları bankadan kredi çekiyor, devlet ödüyor vergisini, yani siliyorlar. Bunların yapılmaması gerekir. Kamuda tasarrufa gidilmesi gerekir. Bugün herkesin altında devletin arabaları var. Onu değiştirmeleri lazım. Türkiye’de yaşamak çok zor. Emekliyim, ev alamıyorsun, karnını doyuramıyorsun. Şimdi yeni bir sistem çıkarmışlar, emekli yılı ilan etmişlerdi o emekli yılında kamuya ait tesisler yüzde 15 indirimli. Yani bırakın tatil yapmayı, emeklinin buradan otobüse binip memleketine gidecek parası yok.
-Bu Erdoğan’ın fikri. Türkiye’de gelir adaletsizliği çok. Ben emekliyim, 10 bin lira maaş veriyor. Mecburen gidip çalışmak zorundayım. Çok adaletsizlik var. 10 bin lira maaşla kimse geçinemez. Emekli mecbur çalışacak.
‘Bugün bu ülkede ne yaşanıyorsa yukarıdaki de biliyor aşağıdaki de biliyor’
-Alt düzey ile üst düzey arasında bir farklılık var. Gelir adaletsizliği var. Emekli 10 bin lira maaş alıyorsa, bir taraf daha yüksek maaş alıyorsa olmaması mümkün değil. Bugün bu ülkede ne yaşanıyorsa, yukarıdaki de biliyor aşağıdaki de biliyor. Durumu idare etmeye çalışıyorlar.
‘22 senedir ülkeyi yöneten bir adamın bugün onları söyleye hakkı yoktur’
-Gelir adaletsizliğinden bahsediyor ama gelir adaletsizliğini de düzeltmiyor. Güven kalmıyor, güvenemiyorum. 66 yaşındayım, ben böyle bir adaletsizlik görmedim. Her halde bundan sonra da inşallah görmeyiz. Türkiye’de gelir adaletsizliği tabii ki var. Zengin daha çok zengin oluyor, fakir daha fakir oluyor. 10 bin lira emekli maaşıyla nasıl geçineceğiz? Şimdi simit almaya gidiyoruz. Simitle geçinmeye devam ediyoruz. Erdoğan hangi yere elini uzattıysa orayı batırdı. Maliyeye el uzattı maliyeyi batırdı, konuta el uzattı konutu batırdı, yap-işlet-devret dedi, milleti borçlandırdı. Habire ödeyeceğiz herhalde 44 senesine kadar ödeyeceğiz. Ödediğimiz tarihte biz kendimiz ödemiyoruz, torunlarımızın hakkını ödüyoruz. Çok geç kalındı. 22 senedir ülkeyi yöneten bir adamın bugün onları söyleme hakkı yoktur. 22 senede yapmadığı şeyi, şimdi söylemesi abesle iştigaldir.
‘Emekliyim, hanımın maaşı olmasa yetişmeyecek’
"Adaletsiz. Zaten seviye çok düştü. 10 bin lirayla geçinemiyor insanlar. Ben bunların haricindeyim ama hissediyorum, görüyorum. Türkiye’de gelir adaletsizliği var. Adam iki maaş, beş maaş alıyormuş öyle diyorlar. İspat et dersen edemem ama gördüğümüz okuduğumuz her şey onu ifade ediyor. İlk dört sene çok iyiydi sonra hepimiz çuvalladık. Ben makine mühendisliğinden emekliyim çok sınırlı bir para alıyorum. Hanımın maaşı olmazsa yetişmeyecek." (ANKA)