ESRA TOKAT
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu’nun 7 Mayıs’ta Erzurum’da düzenlediği mitingde saldırıya uğrayan ve yaşananlara tanık olan Sertaç Özsoy ve *Süreyya Altan Kısa Dalga’ya konuk oldu.
Mitinge saatler kala kentteki atmosferin değiştiğini ifade eden Özsoy, “Tekbirler getiriliyor, tuğralı araçlar kornaya basarak, camlardan bozkurt işareti yaparak geziyor, sağ gruplara ait marşlar çalınıyordu” dedi.
Tüm bunlara rağmen güvenliğin hiç de sıkı olmadığını ifade eden Özsoy, “Birkaç gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mitinginin olduğu gün ise miting güzergahında kuş bile uçurtmuyorlardı, her yerde keskin nişancılar ve sivil polisler vardı. İmamoğlu’nun mitingi ise küçük bir konsermiş gibi korunuyordu. Valilik açıklama yapmış 5 bin polis görevlendirdik diye ama ben böyle bir şey görmedim” dedi.
'Biz sakin kaldıkça atılan şeylerin boyutu büyüdü'
İmamoğlu’nun mitinge şemsiye ile çıktığını ifade eden Özsoy, “Biz bunun nedenini anlamadık ancak konuşmasına başladıktan kısa bir süre sonra bir şeylerin fırlatıldığını fark ettik. Halkta moral bozukluğu oldu ancak İmamoğlu bizi sakinleştirmeye çalıştı. Biz sakin kaldıkça atılan şeylerin boyutunun büyüdüğünü fark ettim. Çalı çırpı, kesici aletler ve sonunda taşlar atıldı. Nice çocuk, yaşlı genç yaralandı. İmamoğlu’nun aracı hareket edince bir grup onu takip etmeye başladı ve aracı taşladılar. Aracın camının kırıldığını gözlerimizle gördük” dedi.
'Saldırgan grup sadece izlendi, müdahale yapılmadı'
Olay sırasında kapana kısıldıklarını da belirten Özsoy, “Kapana kısıldık çünkü her taraf bu saldırgan grup tarafından sarılmıştı, tehlikelilerdi. Üstümüze yanar halde meşaleler bile atıldı” bilgisini verdi. Polislerin tutumu hakkında da konuşan Yılmaz, mitingin gerçekleştiği meydanın hemen arkasında polis evi olduğunu ve askeriyeye de çok yakın olduğunu belirterek “Erzurum’un en fazla asker ve polisinin bulunacağı yerdeydik. Böyle bir yerde saldırıya uğradık. Saldırgan grup sadece izlendi, müdahale yapılmadı. Saldırgan grup üstümüze yürüdüğünde de, Kemal Kılıçdaroğlu’na hakaret ederek sokakları gezdiklerinde de herhangi bir şekilde müdahale etmediler” diye ekledi.
'Türk bayraklarını saklamak zorunda kaldık'
Evine gidemediğini ve bir arkadaşının evine sığındığını kaydeden Özsoy, “Yolda Türk bayrakları ile yürürken etraftan insanlar bayrakları bırakmamızı söylediler, çünkü Türk bayraklı insanlara saldırdıklarını söylediler. Türk bayraklarını saklamak zorunda kaldık. Türkiye Cumhuriyetinde Türk bayrağını saklamak zorunda kaldım” dedi.
‘İYİ Parti bayrakları yakıldı, polisi aradık 2 saat sonra geldi’
“Tabiri caizse kana susamış bir ortam vardı” diyen Özsoy şunları söyledi:
“Gece boyunca bu olaylar devam etti. Hem arabayla hem yürüyerek hem de kamyonlarla bu genç ve orta yaşlı insanlar yol keserek, yol kapatarak vandallık yaptılar. Gözlerimizin önünde sığındığımız binanın önündeki İYİ Parti Seçim Koordinasyon Merkezi’nin bayrakları kesildi, yakıldı. Polisi aradık o sırada ‘can güvenliğimizden endişe ediyoruz, devletimiz polisimiz nerede?’ diye sorduk bize azarlayıcı bir tonda ‘ekipleri zaten yolladık’ dendi ancak 2 saat sonra geldiler.”
'Artık Türkiye tarihinde yeni bir sayfa açmamız gerekiyor'
“Ülkenin her kesimi aynı değil ama aynı olmayanı taşlayan tek bir kesim var. Canımıza kast edildi gibi bir şey oldu. Bugünü unutmayacağız. Biz her ne kadar saldırıya uğramış olsak da Erzurum da bile bir şeyler değişiyor. Artık Türkiye tarihinde yeni bir sayfa açmamız gerekiyor. Güzel şeyler yakın. Demokrasinin geleceğine inandığımız için sandıkları bekliyoruz."
'Sadece adalet istediğimiz, hakkımız olan mitinge gittiğimiz için bize'
Saldırıya uğrayanlardan Süreyya Altan ise yaşadıklarını su sözlerle anlattı:
“Biz bir grup genç olarak güzel bir şekilde hazırlandık, bayraklarımızı aldık, yanımıza atıştırmalıklarımızı aldık. Gayet mutlu bir şekilde alana doğru ilerledik. Alana gitmeden cadde boyunca MHP’liler ve AKP’liler bizi bekliyor gibiydiler. Alana gidene kadar hakaretler, küfür etmeye başladılar. Biz başlangıçta durumun ciddi olduğunu düşünmedik. Miting başladığında ise Ekrem Bey’i şemsiyelerle korumaya başladılar. Biz önce güneşten koruyorlar sandık ama başımızı kaldırıp baktığımızda taşlar, sopalar, bıçaklar... Aklınıza gelebilecek her şeyi fırlatıyorlardı. Hatta balta bile gördük. Biz orada yaşlı, çocuk, genç tamamen zararsız halktan insanlardık. Sadece adalet istediğimiz, hakkımız olan mitinge gittiğimiz için bize saldırdılar.”
'Acımasızca davrandılar'
“Ekrem Bey mitingi bitirmek zorunda kaldı çünkü çok saldırıyorlardı. Sonra tomalarla miting alanını tamamen kapattılar ve biz orada mahsur kaldık. Başı kanayan, burnu kanayan, yaralı çok fazla insan vardı. Küçük çocuklar, yaşlı teyzeler, amcalar yaralandı orada. Gerçekten acımasızca saldırdılar. Tomaları bir anda geri çektiler oysa tomalar bizim için barikat şeklindeydi. Bunları çekince saldırgan grup tüm hızıyla koşarak üstümüze gelmeye başladı. Hızla üstümüze koşup saldırmaya başladılar."
'Bizi cadde boyunca takip ettiler, geride kalanlara saldırdılar'
"Bizi cadde boyunca takip ettiler, geride kalanlara saldırdılar. Arabalarla yanımızdan geçip hakaret etmeye, küfür etmeye devam ettiler. Daha sonra biz bir kuruma geçip 10-15 kişi orada saklandık. Ardından oradan çıkıp bir arkadaşımızın evine geçtik. Akşam olunca ise bir anda bağrış sesleri yükseldi. Camdan baktığımızda İYİ Parti’nin bayraklarını indirip yaktıklarını gördük. Kamyonete binmiş bir sürü genç vardı. Evlerden çıkıp kendi evlerimize gidemedik, mahsur kaldık. Elimizde bayrak olduğunu görünce hemen bize saldırmaya başlıyorlardı ki bu Türk bayrağıydı. Biz katlayıp saklamak zorunda kaldık, bize saldırmasınlar diye. Daha sonra polisleri aradık, şikayet ettik her yere ancak hiçbir şey yapmadılar."