Türkiye’de tarikat ve cemaatler, kamudaki kadrolaşmalarının yanında iş dünyası, eğitim ve sosyal yaşamın her alanında hakimiyetlerini artıyorlar.
Tarikatların güçleri artıkça, iç tartışmaları da büyüdü. Menzil Cemaati'nin lideri Abdülbaki Erol'un ölümü sonrasında tarikat içerisinde başlayan 'yeni gavs' arayışı iç kavgaya dönüştü. Tarikat önce üç kardeş arasında bölündü, sonra da karşılıklı suçlamalar yargıya taşındı.
İsmailağa Cemaati de iç kavganın sürdüğü yerlerden. Cemaatin önde gelen isimleri birbirlerini ağır ifadelerle suçlarken, cemaatin ekranlarda en çok görünen ismi Cübbeli Ahmet suçlamalara maruz kalıyor.
Eski AKP Milletvekili Ünal: Milletimiz parçalanmadan durabiliyorsa bu tarikatların sayesindedir
Eski AKP Milletvekili ve Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal, İsmailağa cemaatiyle ilgili tartışmalar üzerinden kaleme aldığı yazısında, "Bugün eğer bir yurdumuz, vatanımız varsa, istiklal içinde bayrağımız özgürce dalgalanabiliyor, dilimizi yaşatabiliyor ve konuşabiliyorsak, topraklarımızda ezan okunuyorsa, milletimiz parçalanmadan, çatışmadan bir arada durabiliyorsa, bu, hiç tartışmasız, o yerli cemaat ve tarikatların sayesindedir" ifadelerini kullandı.
‘Şovmenlik yapan Cübbeli üzerinden yeni bir operasyon çekiliyor’
İsmailağa'yı, "devleti, milleti, iman ve ahlakı ayakta tutmak için fedakârca çalışan bir cemaat" olarak tanımlayan Ünal, "Ne var ki cemaat geçmişte bazıları da kanlı saldırılara maruz kaldı ve bugün de bir bölünmenin eşiğinde. Din âlimi maskesiyle kanal kanal dolaşıp şovmenlik yapan Cübbeli lakaplı şahıs üzerinden cemaate yeni bir operasyon çekiliyor" ifadeleriyle cemaat içindeki kavgada safını belli etti.
Aydın Ünal, "Bu, hiç tartışmasız, bir milli güvenlik sorunudur. Zira İsmailağa ve benzeri temiz, samimi, yerli yapılar yıkıldığında, millet ve hatta devlet tamamen savunmasız kalacaktır" dedi.
‘Tekke ve zaviyelerin kapatılması başarılı olsa bugün bir milletten söz etmek mümkün olmayacaktı’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde metin yazarlığını da yapan Aydın Ünal, köşesinde Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte cemaat ve tarikatlara yönelik hasmane tutumun ortaya çıktığını yazdı.
Ünal, "Özellikle tekke ve zaviyelerin kapatılması girişimi hedefine ulaşsa, başarılı olsa, bugün bir milletten, özellikle de Müslüman bir milletten söz etmek belki de mümkün olmayacaktı. Yasaklama ve kısıtlamalar 'Anadolu’nun ruhunu' silip atamadı ama yer altına, merdiven altına sürükledi ve denetimsiz bıraktı" ifadelerini kullandı.
‘Sessiz, derinden toplumu ayakta tutuyorlar’
"Bugün İsmailağa gibi, Menzil gibi büyük yapılanmalar ya da samimiyetinden ve yerliliklerinden şüphe duyulmayacak irili ufaklı örgütlenmeler sessiz, derinden ve kendilerini çok da fark ettirmeden toplumu, sosyal hayatı, birliğimizi, bütünlüğümüzü, imanımızı, ahlakımızı ayakta tutuyorlar" diyen Ünal, yazısını, "Bu kirli operasyonun maşalarından elbette insaf beklenemez ama bu maşaların arkasına takılanlar inşallah insafla, en çok da akılla hareket ederler ve bir cemaati böldüklerini değil, Anadolu’nun muhkem bir kalesini yıktıklarını anlayıp yanlış yoldan dönerler" şeklinde tamamladı.
AKP'nin yakın olduğu cemaat
AKP yöneticilerinin en yakın olduğu cemaatlerden birisi İsmailağa... Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, fırsat buldukça cemaatin şeyhlerini ziyaret ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayı Murat Kurum, 31 Mart seçimlerinden bir gün önce İsmailağa'nın o günkü şeyhi Hasan Kılıç’ı ziyaret etmişti. Erdoğan, Kılıç'ın 23 Nisan'daki cenazesine katılmak için Meclis'te resepsiyona geç gitmişti. (Kısa Dalga)