KESK, DİSK, TMMOB ve TTB tarafından 10 Ekim 2015 tarihinde yapılmak istenen Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi öncesinde IŞİD’in gerçekleştirdiği canlı bomba eyleminde 103 kişi hayatını kaybederken, 391 kişi de yaralandı. Yaralanan arasında o yıllarda üniversite öğrencisi olan M.B de yer aldı. Genç üniversite öğrencisi ayağından ağır yaralandı, uzun süre hastanede tedavi gördü, ameliyatlar geçirdi. Bu nedenle uzun süre okuluna devam edemedi, olayda yakın arkadaşlarını kaybettiği için de psikolojisi derinden etkilendi, zaman zaman ağlama nöbetleri geçirdi.
1000 TL MADDİ, 30 BİN TL MANEVİ TAZMİNAT
M.B., olayda idarenin hizmet kusuru bulunduğu gerekçesiyle İçişleri Bakanlığı ve Ankara Valiliği aleyhine Ankara 11. İdare Mahkemesi'ne bin TL maddi ve 50 bin TL manevi tazminat talebiyle dava açtı. İdare Mahkemesi, maddi tazminat miktarını kabul ederken, manevi tazminat talebin 30 bin TL’lik kısmını kabul etti. Mahkeme, hükmedilen tazminat miktarına 30 bin TL’lik manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verdi.
BAKANLIK VE VALİLİK İTİRAZ ETTİ
Verilen karara ilişkin olarak İçişleri Bakanlığı ve Ankara Valiliği istinaf başvurusunda bulanarak, kararın kaldırılmasını talep etti. İstinaf başvurusu Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi tarafından incelendi. Daire, bin TL’lik maddi tazminat kararını yasa ve usule uygun bularak onanmasına karar verdi. Daire yerel mahkemenin uygun gördüğü manevi tazminatın ise reddedilmesine hükmetti.
"ZARAR HAFİF MANEVİ TAZMİNATA GEREK YOK"
Kararın gerekçesinde “Hükmedilecek tazminat miktarı zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalı ve sebepsiz zenginleşmeye yol açmamalıdır. Bu durumda; yukarıda açıklanan hususlar ve davacının olay nedeniyle uğradığı zararın hafifliği nazara alınarak, olayda manevi tazminat ödenmesine ilişkin koşulların oluşmadığı bu nedenle manevi tazminata hükmedilmemesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır” denildi.