Tania Krämer
İsrail'in, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki halka Cuma günü güneye yönelmeleri için yaptığı çağrının ardından binlerce kişi haftasonunda evlerini terk etmek zorunda kaldı. Gazze şehrini terk edenlerden biri de uluslararası medya için çalışan Filistinli gazeteci Hazem Balouscha. Ailesiyle birlikte Gazze şehrinin güneyindeki Nuseyrat mülteci kampına kaçan Balouscha, bölgedeki durumu ve izlenimlerini DW'ye anlattı:
DW: Gazze'deki evini terk etmek zorunda kaldın. Yolda neler yaşadın, neler gördün?
Balousha: Her şey karmakarışık, kaos hakim. Ne olup bittiğini kimse anlayamıyor. Memleketim Gazze'yi terk ederken otomobil kuyrukları gördüm. Otomobillerin içinde çocuklar, üstte döşekler. Bazıları araçları olmadığı için yürüyordu. Eşek arabaları ile güneye gidenler de gördüm. Çeşitli bölgelerde yıkılmış gökdelenler vardı. Bazı yerler öylesine tahrip olmuştu ki, tanınmayacak haldeydi. Her yerde enkaz ve toz var.
Gazze Şeridi'nin tamamı karanlıkta. Elektrik yok, su yok. İnternet sadece belirli bölgelerde çok kısıtlı bir şekilde işliyor. Her yerde kuyruklar var. Fırınların önünde, manavların önünde… Telefon sinyalleri çok zayıf olduğu, herkes birbirini aramaya çalıştığı için iletişim çok zor.
Bazıları dünden (Cuma) yola çıktı. Gazze'nin kuzeyinden güneye doğru yol alan çok fazla insan var. Bazıları okullara sığındı, bazıları sokakta ve kalacak bir yer arıyor. Şu an önümde ellerindeki bidonlara su doldurmaya çalışan insanlar var. Çünkü evlerde, binalarda su yok. Su olmayınca tuvaletler kullanılamıyor. Ben de bizzat beş gündür duş alamadım. Gerçekten çok kötü kokuyorum. Gıda da son derece kısıtlı."
Şu an bulunduğun yerde durum nasıl?
Burada, Nuseyrat'ta trafik çok yoğun. Gördüğüm diğer yerlere göre yaya sayısı çok daha fazla. Yakıt sıkıntısı var. Benzincilerde benzin bulunmuyor. Arabama benzin doldurmak için pek çok benzinciye girdim. Sadece Gazze'den buraya gelmeme yetti. Herkes 'Yakıt yok, benzin yok, mazot yok, başka bir benzin istasyonunu dene' diyor. Ama sonuç yok. Toplu taşıma işlemiyor. Otomobillerinin içinde oturan ya da uyuyan insanlar görüyorum. Taşıyabilecekleri ne varsa yanlarına almışlar.
Etrafındaki insanların ruh hali nasıl?
İnsanlar öfkeli, çaresiz durumda. Neler olup bittiğini, ne olacağını bilmiyorlar. Pek çok kişi ateşkes için müzakereler, görüşmeler var mı diye bana soruyor. En büyük konu, hayatta kalmak, güvende olmak. Ama bulunduğu nokta güvenli mi değil mi, kimse bilmiyor. Bu nedenle haber almak için, ne olduğunu duymak için radyo istasyonlarını takip ediyorlar. Tüm bu olanlar delice.