15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, bir generalin ismi sıkça tartışıldı. Bu general, o dönemde Genelkurmay Harekat Daire Başkanı olarak görev yapan Baki Kavun’du. Kavun, 15 Temmuz’da da Genelkurmay Harekat Başkanı izinli olduğu için bu görevi vekaleten yürütüyordu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Kavun için, “Anayasal düzeni ihlal” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiş ayrıca “hükümete karşı suç”, “terör örgütü üyeliği” ve “askeri komutanlıkların gaspı” suçlarından da cezalandırılmasını talep etmişti. Başsavcılık, bu iddialarına dayanak olarak Kavun’un 15 Temmuz gecesindeki davranışlarını göstermişti.
Kavun, Ankara 17’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin gördüğü “Genelkurmay Çatı Davası”nda, darbenin planlayıcıları ile birlikte yargılandı. Dava dosyasındaki iddialara göre Kavun, 15 Temmuz akşamı darbe girişimi devam ederken bir süre Genelkurmay koridorlarında serbestçe dolaştı. Ardından kendisini makam odasına kilitledi. Ta ki darbecilerin gücünün kırıldığı saatlere kadar odasından çıkmadı. Yine iddialara göre darbe girişiminin başarısız olacağı anlaşıldığı saatlerde de elleri bağlı olarak darbeciler tarafından “derdest edildi”. Böyle olunca hakkında “darbenin başarısız olacağı anlaşılınca kendisini darbecilere derdest ettirdi” suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı. Bu suçlamaların en dikkat çeken dayanaklarından biri de “derdest edildikten” sonra cep telefonu ile görüşmeler yaptığını gösteren HTS kayıtlarıydı.
Ankara Başsavcılığı da Kavun’un Genelkurmay içindeki kameralardan elde edilen görüntülere ve HTS kayıtlarına dayanarak davranışlarını şüpheli bulmuştu.
BERAAT ETTİ
Baki Kavun, Sincan mahkemelerinde görülen “Çatı Davası” yargılaması sırasında darbeci Fırat Alakuş ve beraberinde Genelkurmay karargahını basan darbeciler için, “Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli darbecilerin Genelkurmay karargahını ele geçirmeye çalıştıklarını aklına getirmediğini, güvenliği sağlamak için geldiklerini düşündüğünü” söyleyerek kendini savundu.
Kara Kuvvetleri Komutanı’nın darbeciler tarafından helikopterle alınarak götürülmesi için, “Bunlar bende şüphe uyandırdı ama hala ne olduğunu anlamamıştım” diyen Kavun, dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın derdest edilmesinden sonra ise “kendini odasına kapattığını, yeri belli olmasın diye ışıkları ve televizyonu kapattığını” anlatmıştı. Kavun savunmalarında, gece saat 03:00 gibi darbe karşıtı olduğunu fark ettiği dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’yı aradığını anlatmıştı. “O gece Akıncı üssüne götürülenler mağdur, Genelkurmay’da kalan ben sanık oldum” diyen Kavun, darbecilerin kendisini serbest bırakmasını ise, “Başarısız olacaklarını anlayıp vazgeçme eğilimine girince serbest bıraktılar” şeklinde açıklamıştı.
Baki Kavun, yargılama sonunda beraat etti.
SOYADINI “GÜLÜNÇ” BULUP DEĞİŞTİRDİ
Baki Kavun yargılanırken Nüfus Hizmetleri Kanunu’na geçici bir madde eklendi. Bu madde, soyadında yazım hatası olanlarla “soyadları Soyadı Kanunu’nun 3. Maddesine aykırı olanlara” mahkemeye başvurmaksızın soyadlarını değiştirme veya yazım hatasını düzelttirme imkanı getiriyordu.
Soyadı Kanunu’nun 3’ncü maddesi de, “…genel ahlaka uygun olmayan veya iğrenç ve gülünç olan soyadlarının kullanılamayacağı” hükmünü içeriyordu.
Baki Kavun, Nüfus Hizmetleri Kanunu’na eklenen geçici maddeden yararlanarak “Kavun” olan soyadını, “Afşaroğlu” olarak değiştirdi. Kavun kendisi ile birlikte eşi ve 2 çocuğunun da soyadını değiştirdi. Değişiklik işlemi, Kavun’un nüfus kütüğünün bulunduğu ilçedeki İdare Kurulu’nun kararıyla oldu.
İçişleri Bakanlığı’nın Ocak ayı sonu verilerine göre, Kavun ile birlikle 260 bin 157 kişi daha soyadını değiştirdi.
AVUKATI: “KAVUN - KARPUZ GİBİ ALGILANIYORDU”
Emekli Tümgeneral Baki Kavun’un yaptığı soyadı değişikliği, avukatı Tolga Cangüloğlu tarafından da doğrulandı.
Avukat Cangüloğlu, Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun, yazım yanlışı olanlarla birlikte soyadları alay konusu olabilenlere de soyadı değiştirme hakkı verdiğini belirterek, “Müvekkilimin soyadı da kavun – karpuz gibi alay konusu olabiliyordu bu nedenle yasadan yararlandı” dedi.
Avukat Cangüloğlu, “Müvekkilinizin ismi 15 Temmuz’dan sonra tartışma konusu olmuştu. Soyadını değiştirmesinde darbe davasında yargılanmış olmasının bir etkisi oldu mu?” şeklindeki sorumuza, “Kesinlikle hayır. Tamamen zaman zaman alay konusu olabildiği için yasadan yararlandı” yanıtını verdi.