Kahramanmaraş'ta 6 Şubat'ta meydana gelen depremler 10 kenti etkilemiş, 35 bin kişinin yaşamını yitirmesine neden olmuştu.
Depremin etkilediği kentlerden Adıyaman'da bir sağlıkçı, dün Habertürk'ün canlı yayını sırasında muhabirin elinden mikrofonu alarak isyanını dile getirmişti.
Evrensel'e konuşan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) avukatı Kamil Tekin Sürek, görüntülerin yayılmasının ardından polis B.A isimli hemşirenin evine giderek tutanak tuttu.
Sürek, yayında konuşan kişinin hemşire B.A. olduğu tespitinin yapıldığını belirterek hemşire hakkında 'cumhurbaşkanına hakaret' ve 'halkı kışkırtma' suçlamasıyla dava açılabileceğini söyledi.
'Söylediklerim suç değil'
Diken'den Ayşegül Kasap'a da konuşan Sürek, polisin dün akşam saat 17:30 sıralarında hemşirenin evine gittiğini ifade etti. Habertürk'teki yayının saati 14:10'du.
Sürek'in anlatımına göre polis eve giderek tutanak imzalatmaya çalıştı. Avukat da hemşireden tutanağa şerh düşmesini istemiş.
Bunun üzerine söz konusu tutanağa sağlık çalışanı “Benim gazeteciye anlattıklarım, söylediklerim suç değildir” diye bir not yazarak tutanağı imzalamış.
Süreç şöyle devam etti: “Yaptıkları işlem şu; savcılık soruşturma açacak muhtemelen. Şu an yoğunluk olduğu için ifade o an almak istemediler, daha sonra ifade alırız diye konuşan kişi kimdir diye tespit yaptılar.”
Hemşire ne söylemişti?
Hemşire yayında şunları söylemişti: "Ben Adıyaman'da özel bir hastanede sağlık çalışanıyım. Şu anda hastanemiz tahliye oldu. Adıyaman'ı 3 gün boyunca kaderine terk ettiler. Biz yolda yürürken herkesin sesini duyduk 'İmdat, yardım edin' diye. Kulaklarımızı kapattık çünkü kimse buraya gelmedi. Üç gün sonra geldiler... İnsanlar burada soğuktan dondu. Soğuktan açlıktan öldüler, enkazın altında 3 gün soğuktan dondular. Ne yapalım biz? Cumhurbaşkanı buraya gelsin... Gelsin... Gelsin bakalım yüzü yetiyor mu...
Adıyaman'da bir tane vekil yok, bir tane üst düzey yönetici yok. Bu acı herhalde sadece bizim acımız, bizi sahipsiz bıraktılar. Hepimizi sahipsiz bıraktılar. Bu kolonların, çimentoların altında tüm Türkiye'nin kanı var. Tüm üst düzey yöneticilerin kanı var. Hani nerede kriz yönetimi. Hepsi öldü, çocukların hepsi ölü. Uyan artık Türkiye, uyan." (Kısa Dalga)