Suudi Arabistan 14-19 Haziran arasında gerçekleşecek hac dönemine hazırlanırken artan sıcaklıklar endişe yaratıyor. Yetkililer aşırı sıcaklar için uyarıda bulundu, Suudi Arabistan gelecek ziyaretçilerin sıcaktan daha az etkilenmesi için önlemler almaya başladı.
180 ülkeden gelecek 2 milyon Müslüman için hayatları boyunca bir kez yaşanacak önemli bir deneyim olacak olan ziyaretin ortalamanın üzerinde süren sıcaklık sebebiyle hacı adaylarını fiziksel olarak zorlaması bekleniyor.
Suudi Arabistan Ulusal Meteoroloji Merkezi Başkanı Ayman Ghulam, geçen hafta yaptığı açıklamada "Bu yıl Hac için beklenen hava Mekke ve Medine'nin ortalama sıcaklıklarının 1,5 ile 2 derece üzerinde olacak" dedi.
Beş gün sürece hac ziyaretinin merkezinde yer alan Mekke'de bu artış muhtemelen 44 derecelik bir sıcaklık anlamına gelecek.
Beklenen sıcaklığı azaltmak için Mekke ve Medine'deki tüm ana meydanlar su buharı püskürtme aletleri ve portatif su istasyonları ilet donatıldı. Suudi yetkililer ayrıca Mekke'deki Mescid-i Haram'ın zeminini ve çevredeki çadırların da klimalandırılacağına dair söz verdi.
Açık havada olmak haccın bir parçası
Ancak Hac ibadetinin sadece klimalı ortamlarda yapılması mümkün değil. İbadet, gün doğumu ile gün batımı arasında Arafat Dağı'nda ibadet etmek ve diğer günler Mekke'de çeşitli ibadetler için açık havada yürümek de dahil olmak üzere yaklaşık 30 saat açık havada kalmayı gerektiriyor.
Suudi Arabistan'ın haccı planlamaya yönelik kurduğu resmi platformda hac yolculuğunun en büyük risklerinden birinin sıcakların yaratacağı bitkinlik olduğu vurgulanıyor.
2023'teki hac döneminde sıcaklık 48 dereceye kadar yükselmişti. O dönemde yerel gazete Saudi Gazette'nin haberine göre yaklaşık 8 bin 400 hacı adayı sıcaktan kaynaklanan bitkinlikten mustaripti.
Gerçek vaka sayısı büyük olasılıkla daha da yüksekti çünkü kliniklerdeki yoğunluk sebebiyle sıcak çarpması, yorgunluk, baş dönmesi veya dehidrasyon şikayetleriyle sağlık birimlerine başvuran hastaların tamamı tedavi altına alınamamıştı.
Akademik "Travel Medicine" dergisinin yakın zamanda yayımladığı bir araştırma daha az sıcak ülkelerden gelen hacı adaylarının ölüm riskinin bu tür yüksek sıcaklıklara alışkın olan yerel halka göre 4.5 kat daha fazla olduğunu ortaya koydu.
İklim politikasının değiştirilmesi gerekli
Artan sıcaklıklar yalnızca hacı adaylarını tehlikeye atmıyor. Suudi Arabistan Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi tarafından yakın zamanda yapılan bir araştırma, sıcaklıkların son 40 yılda her 10 yılda bir 0,4 derece arttığını ortaya koydu. Araştırmada, "En ekstrem senaryoya göre Arap yarımadasındaki sıcaklıklar yüzyılın sonuna kadar 5,6 derece artabilir" ifadeleri yer aldı.
DW'ye konuşan Heidelberg Üniversitesi coğrafya bölümü araştırmacısı Tobias Zumbrägel, "Birçok tahmin, Arap yarımadasının bazı bölümlerinin bu yüzyılın sonuna kadar yaşanamaz hale gelebileceğini var sayıyor" diye konuşuyor.
Zumbrägel, Suudi Arabistan'ın hali hazırda iklim değişikliğinin sonuçlarından mustarip olduğunu ve Hacı adayları için sıcaklığı daha katlanabilir hale getirmeyi amaçlayan kısa vadeli serinletici buhar gibi çözümlerin bunun bir göstergesi olduğunu belirtiyor.
"Suudi Arabistan'daki iklim değişikliği kendini büyük sıcaklıklar ve sıcak hava dalgalarıyla gösteriyor ancak bunun daha geniş bir yelpazeye yayılan sonuçları da var" ifadelerini kullanan Zumbrägel, zaten kurak olan bölgede daha fazla kum ve rüzgâr fırtınası, yükselen deniz seviyesi ve su sıkıntısı gibi sonuçların beklenebileceğini söylüyor.
Suudi Arabistan'ın petrol ve gaz satışlarından uzaklaşmayı bunun yerine yenilenebilir enerjilerin yaygınlaştırılmasına odaklanmayı amaçlayan "Vizyon 2030" adlı ekonomik ve toplumsal modeli hem yetersiz hem de riskli bir proje olarak görülüyor. Uzmanlar Vizyon 2030'un bazı kısımlarında çelişkiler olduğu konusunda uyarıyor.
Suudi Arabistan, yeşil enerjiye geçiş konusunda kararlı bir tutum sergilese de bir yandan dünyanın önde gelen petrol ihracatçılarından biri olmaya devam ediyor.
Zumbrägel, "İnşa edilmekte olan çok sayıda devasa güneş enerjisi parklarının düzenli olarak temiz su ile temizlenmesi gerekiyor. Bu da hidrojen gibi iklim dostu teknolojiler kullanılsa da pek çok soruna yol açıyor" diyor.
Çalışmaları devam eden, dünyanın en büyük eğlence parkı olarak tanıtılan ve zengin bir yeşil alana sahip olacak olan Riyad'daki Kral Selman Parkı bu duruma bir diğer örnek olarak gösterilebilir.
Bu kadar büyük yeşil projelerin su problemini daha da artırdığını söyleyen Zumbrägel, "Bu çelişkiler iklim değişikliğinin ciddiye alındığını gösteriyor ancak buna yönelik düzenlemelerin sadece belirli sektörlerde yapıldığını ve diğer alanların dikkate alınmadığını ortaya koyuyor" diye konuşuyor.
Zumbrägel'e göre uluslararası iş birliğine ve araştırmalara odaklanarak ortaya konan politikalar hem halkı hem de hacı adaylarını devam eden iklim değişikliğinden korumak için daha etkili olabilir.
Bölgesel iş birliği gerekli
Birleşmiş Milletler'in (BM) insan haklarından sorumlu eski genel sekreter yardımcısı ve "Yakıcı soru: İklim ve Çatışma- Neden Önemli?" kitabın yazarı, Alman Berghof Vakfı direktörü Andrew Gilmour, Ortadoğu'da iklim değişikliğini hafifletmenin anahtarının sınır ötesi iş birliği olduğunu düşünüyor.
İklim değişikliğine odaklanan kar amacı gütmeyen bir multimedya kuruluşu olan Yale Climate Connections'a göre, bu bölge dünyanın geri kalanına göre iki kat daha hızlı ısınmaya devam ediyor.
Suudi Arabistan'ın ekonomiyi çeşitlendirebildiğini söyleyen Gilmour, "Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Bahreyn gibi zengin petrol üreticilerinin Irak ve Libya gibi daha fakir olan ve başka kuruluşlara yatırım yapma imkânı olmayan diğer petrol üreticisi ülkelere yardım etme isteğine sahip olacağını umuyoruz" diye konuşuyor.