Haftanın kitap seçkisi: 'Gönüllü Çocuksuzluk'tan 'Ressamın İsyanı: Caravaggio'ya...
Kısa Dalga kitap köşesinden merhaba. Bu hafta da sizler için yeni çıkan metinlerden bir seçki hazırladık. Jean-Pierre Siméon, Gündüz Vassaf, Amy Blackstone, Wolfram Eilenberger bu haftaki konuklarımız arasında. Birlikte düşünmek başka olasılıkları unutmamak için. Bu hafta seçkimizde yer alan metinler şöyle:
110
Amy Blackstone, “Gönüllü Çocuksuzluk: Aileyi Baştan Tanımlayan ve Yeni Bir Bağımsızlık Çağı Yaratan Hareket”
Amy Blackstone, Maine Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde ve Margaret Chase Smith Policy Center’da öğretim üyesi bir yazar ve çocuksuzluk, gönüllü çocuksuzluk tercihi, işyerinde taciz ve sivil katılım alanında çalışmalar yürütüyor. Blacstone köşemize taşıdığımız bu kitabında, “çocuk sahibi olmama kararının da tıpkı olma kararı kadar doğal olduğunu, bu kararı alan insanların bencil damgası yemelerinin haksızlık olduğunu ve aslında genel kanının aksine gönüllü çocuksuzların da çocukları sevdiklerini, hatta onlara çocuklu ailelerden daha fazla zaman ve imkân tanıyabildiklerini hem kendi deneyimlerinden yola çıkarak hem de bulgulara dayanarak anlatıyor.”
Yazar böylece, çocuk sahibi olmanın bir zorunluluk olmayabileceğini, bunun bir tercih olduğunu hatırlatarak toplumsal cinsiyetin kadınlara biçtiği rollerden biri olan anneliği tartışıyor ve aile kurumunu başka şekillerde düşünmeyi sağlıyor. Kitap, İletişim Yayınları tarafından, Hilal Dikmen çevirisiyle basıldı.
Wolfram Eilenberger, “Büyücüler Çağı, Felsefenin İhtişamlı On Yılı, 1919-1929”
Alman yazar ve filozof Eilenberger, biyografi, dönem tarihi ve felsefeyi birleştirerek kaleme aldığı kurgusal olmayan anlatı kategorisindeki kitaplarıyla kendine has bir tür yaratmasıyla tanınıyor. Yazar, “Büyücüler Çağı: Felsefenin İhtişamlı On Yılı, 1919-1929” adlı bu kitabında, iki dünya savaşı arası dönemde 1920’lerin ruh halini Martin Heidegger, Ludwig Wittgenstein, Walter Benjamin ve Ernst Cassirer’in yaşamıyla kesiştirerek anlamaya çalışıyor. Kitap; “bu dört aykırı filozofun yaşamlarında ve devrimci düşüncelerinde bugünkü dünyamızın kökenlerini görüyor. 1920’lere felsefe tarihi üzerinden bu bakış; aynı zamanda günümüz dünyasındaki benzer anlamsızlığa, tıkanmışlığa dair hem bir hatırlatma hem de bir ilham kaynağı” şeklinde yorumlanmış. Dünya düşünce tarihi açısından önemli bu dört filozofa daha yakından bakmak, onları dönemleri içinden düşünmek isteyen okur için kitabı bu hafta gündeme aldık. Metin, Kolektif Kitap tarafından, Ali Nalbant çevirisiyle basılıyor.
Gündüz Vassaf, yedi yıllık bir çalışmanın sonunda, yazarın bugüne kadar çalıştığı bütün türleri bir araya getiren, “Ressamın İsyanı: Caravaggio” adlı kitabıyla, tekrar okuruyla buluşuyor. Everest Yayınları tarafından basılan bu metinde yazar, sanata, savaşlara, siyasete, dinlere, devletlere dair yeni sorular sormaya devam ediyor. Farklı türleri bir araya getiren metin, yazar tarafından 'formülsüz' olarak tanımlanmış. Metinde ayrıca okur, bir arayış ve aşk hikâyesine de tanıklık edecek. Gündüz Vassaf takipçileri açısından sevindirici bulduğumuz bu haberi de sizlerle paylaşmak isteriz.
410
Erol Ülker, “Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e Mesleki Temsil ve Sol”
Erol Ülker Yordam Kitap tarafından basılan bu kitabında, Türkiye solunun, özellikle komünist hareketin gerek İttihatçı soldan gerek mesleki temsilden ayrışarak bağımsız bir siyasal ve ideolojik yönelim haline geldiği tezini savunuyor. Ayrıca, okur kitapta arşiv kaynaklarına dayanan bir anlatının yanı sıra, İttihatçı tek parti iktidarından korporatizme, Kemalizmden mesleki temsile, faşizmden sivil topluma değin Osmanlı-Türkiye tarih yazıcılığında atıf yapılan birçok kavramsal ve olgusal tartışmaya ilişkin eleştirel değerlendirmelerle karşılaşıyor. Türkiye’de solun tarihi açısından da önemli olabilecek bu kitabı, konuya meraklı okur için bu hafta gündeme aldık.
Cynthia Miller-Idriss, “Anavatanda Nefret: Yeni Küresel Aşırı Sağ”
Washington’daki Amerikan Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü ve Eğitim Fakültesi’nde profesör olarak görev yapan, Cynthia Miller-Idriss aynı zamanda Amerikan Üniversitesi bünyesindeki Üniversite Mükemmeliyet Merkezi’ne bağlı Kutuplaşma ve Aşırılık Araştırma ve İnovasyon Laboratuvarı’nın (PERIL) da direktörlüğünü de üstlenmiş bir yazar. Cynthia Miller-Idriss bu kitabında, yarının aşırı sağcı milliyetçilerinin üniversite kampüslerinden karma dövüş sanatları salonlarına, giyim mağazalarından çevrimiçi oyun sohbet odalarına ve YouTube yemek kanallarına kadar farklı mecralarda nasıl bir araya geldiğini gözler önüne seriyor. Kitap okurları yalnızca günümüz aşırı sağının gençleri cezbettiği ve tuzağa düşürdüğü ana akım mekânlara ve alanlara götürmekle kalmıyor aynı zamanda aşırılıkçı radikalleşmeyle mücadelede kullanabileceğimiz yenilikçi stratejileri de ortaya koyuyor. Kitap, Ayrıntı Yayınları tarafından, Behzat Hıroğlu çevirisiyle basıldı. Konuya meraklı okurlarımızın dikkatine sunarız.
Türkiyeli okurun, “Tavan Arasındaki Buda” kitabıyla tanıdığı Julie Otsuka’nın bu kitabı, “anneler ve kızları, keder ve anılar, sevgi ve geri dönüşsüz kaybın kulvarlarında yüzen Yüzücüler, efsunlu ve unutulmaz bir düş” olarak tanımlanmış. Washington Post ise kitap hakkında şöyle bir yorumda bulunmuş: “Her on yılda bir, bizlere bir Otsuka romanı bahşediliyor. Bu seferki bir yüzme tesisindeki yazılı ve yazılı olmayan kurallar kataloğu gibi başlayıp bir annenin demansı ve kızının ona sevgisi üzerine güçlü bir hikâyeye dönüşüyor. Otsuka uzun yıllar yazmayacak olsa da sorun değil; bu kitap tadını çıkararak tekrar tekrar okumalık” “Tavan Arasındaki Buda”yı seven okurun, yazarın bu kitabını da merak edebileceğini düşünerek köşemize taşıdığımız metin, Duygu Akın çevirisiyle, Domingo Kitap tarafından basıldı.
Çalışmaları yirmi iki dil çevrilen, Science, Nature, PNAS, The New Yorker, The Atlantic gibi dergilerde üç yüzden fazla makalesi yayımlanan bir yazar olarak karşımıza çıkan Levitin’in ayrıca, Grammy, Billboard gibi müzik dergilerinde de yazıları yayımlanmış. Yazarın, “Başarılı Yaşlanma” adlı bu kitabı ise, yaşlanmanın salt bir zayıflama dönemi olmadığını, bebeklik ya da ergenlik dönemleri gibi kendi talep ve avantajlarını getiren benzersiz bir gelişim evresi olduğunu gösteriyor. Bireyler ve toplum olarak yaşlanma hakkında bütünüyle farklı düşünmemize yardımcı olmayı amaçlayan yazar, kuşaklararası etkileşimleri günlük deneyimlerin dokusuna örerek yaşlıların hünerlerini kucaklayan bir kültürün gelişimini ilerletmeyi arzu ediyor. Yaşlanma hakkında farklı şekilde düşünebileceğimiz bu kitap, Tellekt Yayınları tarafından, Burcu Halaç çevirisiyle basıldı.
Mikkel Borch-Jacobsen bu çalışmasında, Freud’un divanında geçen hayatları anlatırken, psikanalizin gelişim sürecini de kaynaklara dayanarak çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Kimi zaman komik kimi zaman trajik ve dokunaklı olan bu öyküler; okura Viyana’nın tarihi atmosferini, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun son günlerini, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nın yıkıcılığını aktarırken, ayrıca bambaşka bir Freud’u da tanımanızı sağlıyor.
Freud’un hastalarından yola çıkılarak hazırlanan bu kitapta, düşünürün Dora, Küçük Hans, Sıçan Adam, Kurt Adam gibi takma isimlerle öyküleri bilinenler dışında, analistinin binasından kendini atan Pauline Silberstein, ünlü mimar Karl Mayreder, milyoner Carl Liebmann gibi az bilinen vakalara da ulaşılabiliyor. Psikoloji alanındaki inceleme ve araştırma metinlerine meraklı okurlar için kitabı bu hafta gündeme aldık. Metin, Seda Sevinç çevirisiyle Nora Kitap tarafından basıldı.
Şair, romancı, eleştirmen ve dramaturg kimliğiyle bilinen Jean-Pierre Siméon’un bu kitabı, Hanife Güven çevirisiyle Yapı Kredi Yayınları tarafından basıldı. Deneme- eleştiri alanındaki metinleri takip eden okurlarımız için bu hafta kitabı listemize taşıdık. Kitap hakkında tanıtım bülteninde şu cümlelere yer verilmiş:
Tarık Demirkan, çocuklar için yazdığı ilk romanında, okurlarını Bartın ve Amasra’nın etkileyici coğrafyasında, gizem, tarih ve macerayla dolu bir yaz tatiline davet ederken, onları hem yakın hem de uzak tarihimizde esrarengiz bir yolculuğa çıkarıyor. Altı, yedi ve sekizinci sınıflar için önerilen ve Can Çocuk Yayınları tarafından basılan kitabı, bu hafta “küçük” okurlarımız için seçtik.
Kitabın konusu ise şöyle: “ Budapeşte’de yaşayan ikiz kardeşler Eda ve Seda, yaz tatilinde ilk kez babalarının doğup büyüdüğü Bartın’a giderler. Arzu Teyze’nin sıcacık konukseverliği, kuzenleri Berk ve Mutlu’yla tanışmanın keyfi ve kasabanın büyüleyiciliği, güzel günlerin müjdecisi gibidir. Aile büyüğü Zeynep Nine’yi ziyaret ettikleri ilk akşam, Zeynep Nine onlara hayatını geçirdiği, büyük dedelerinden kalma konağın hikâyesini anlatır. Hikâyeden büyülenen çocuklar, eski konağın da anlatacak bir öyküsü olduğunu ve milattan önce üçüncü yüzyıla kadar uzanan sırlar barındırdığını keşfetmek üzeredir.”