Evrensel yazarı Hakan Güngör, Cem Yılmaz'ın gündemdeki dizisi Erşan Kuneri hakkında bir yazı kaleme aldı.
Güngör, dizi ile ilgili eleştirisinde "Yeşilçam’ın tarihine yaslanıp dizi yaparken koşullardan bu kadar uzak bir kadraj belirlemek bir tercih şüphesiz. Cem Yılmaz bunun sadece bir komedi olduğunu da söyleyebilir ancak nasıl ki masalsı Yeşilçam meselesi bir yığın emek gasbını, problemli temsili yok sayıp sahte nostalji yaratıyorsa, erotik film furyasında da durum farklı değil" ifadelerini kullandı.
Güngör'ün Erşan Kuneri üzerinden erotik film furyasına dair yazısına Türkiye'de gösterime giren ilk erotik filmleri anlatarak başlıyor:
Her şey 1973 ve 1974’te Lando Buzzanca’nın filmlerinin Türkiye’de gösterime girmesiyle başladı. Buzzanca filmi gösterilen her sinemanın önünde kuyruklar oluşuyordu. Bu filmler, o güne dek Türkiye’de bazı denemeleri yapılsa da ilk sayılabilecek bir türü seyircilerle buluşturuyordu. Filmlerde epeyce erotik sahne vardı. Bunları, başka İtalyan yapımları, bir süre sonra Japon filmleri takip etti.
Filmlerin gişedeki başarısını gören yapımcıların aklına hemen o “parlak fikir” geldi. Bu filmlerden kendileri de yapabilirlerdi. Dahası, Oyuncu Sermet Serdengeçti, Buzzanca’ya oldukça benziyordu.
Serdengeçti’nin ikna olmasıyla beraber 1974’te “Beş Tavuk Bir Horoz” filmi çekildi. Başlangıç filminin hangisi olduğu tartışılsa da genelde ilk hatırlanan da bu film oldu. Tabii sonrası geldi. Benzeri filmlerle Yeşilçam’da erotik film furyası böyle başladı.
Cem Yılmaz da Erşan Kuneri dizisinde bu furyanın hemen sonrasını anlatıyor. Rol aldığı erotik filmleri unutturmak için başka filmler çekmeye çalışan Erşan’ın hikayesini.
Anlatıyordu anlatmasına ama Cem Yılmaz tarihle haşır neşir olmayı bu kadar severken bunu bir karton komedi sınırları içinde, öncesiz, sonrasız, “neşeli ve zorlu çabalar” ekseninde gösteriyordu.
Halbuki o dünya Cem Yılmaz’ın anlattığından çok daha farklıydı…