Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Avrupa Birliği'nin (AB) terör listesinde yer alan İslamcı militan Hamas örgütünün İsrail'e saldırıları Latin Amerika ülkelerinin çoğu tarafından kınandı. Ancak Hamas'ın 7 Ekim'de başlattığı terör saldırılarına rağmen kimi Latin Amerika ülkelerinin Ortadoğu ve İsrail'e ilişkin mevcut muğlak tutumu bu seferki resmi açıklamalarında da görüldü.
Kolumbiya'da Devlet Başkanı Petro'dan Nazi benzetmesi
Latin Amerika ülkelerindeki hükümetlerin muğlak tutumuna en çarpıcı örneklerden biri Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro'nunki oldu. Eski bir gerilla da olan solcu politikacı Petro, Hamas'ın İsrail'e saldırıları sonrasında X sosyal medya platformundan "1933 Almanyasında yaşıyor olsaydım Yahudilerin yanında savaşırdım. 1948 Filistin'inde yaşıyor olsaydım da Filistinlilerin yanında savaşırdım" paylaşımını yaptı. Ayrıca İsrail'in Hamas'ın saldırılarına karşılık düzenlediği misillemeyi de İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi rejiminin Yahudilere yönellik yürüttüğü yok etme politikasına benzetti.
Kolombiya'daki İsrail Büyükelçisi Gali Dagan ise Devlet Başkanı Petro'nın söz konusu sözlerine tepki gösterdi ve Hamas'ın 100'den fazla İsrailli'yi kaçırdığına dikkat çekti. Büyükelçi'nin paylaşımı üzerine Devlet Başkanı Petro yeniden tepki vererek Kolombiya hükümetinin, İsrail ve Filistin topraklarında tek bir rehine kalmaması için elinden geleceğini yapacağı sözünü verdi.
7 Ekim Cumartesi günü Kolombiya Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada ise "terörizm ve sivil halka saldırıların sert biçimde kınandığı" ifadeleri yer aldı. Ertesi gün yayınlanan yeni bir açıklamada ise dilde değişikliğe gidildiği ve "terör" ifadesinin yer almadığı dikkat çekti. Kolombiya hükümeti, son açıklamasında da ilkinde de Hamas'ın adı zikredilmedi. Açıklamada iki devletli çözümün desteklendiğine vurgu yapıldı.
Bolivya'dan "yumuşak" kınama
Bolivya hükümeti de Hamas'ın İsrail'e saldırıları konusunda açık ve net bir tutum almadı. Açıklamasında "derin endişe" duyulduğu, "şiddet olayları" ve "İsrail ile Filistin arasındaki Gazze Şeridi" ifadelerini yer verildi, Birleşmiş Milletler (BM) ve Güvenlik Konseyi'ne de yaşananlar karşısında "kılını kıpırdatmadığı" eleştirisi yöneltildi.
Küba und Venezuela ise tepkisinde Bolivya'ya göre daha net bir tutum sergiledi. Küba hükümeti, Ortadoğu'daki olayların "Filistin halkının vazgeçilemez haklarının 75 yıldır ihlal edilmesi ve İsrail'in saldırgan ve yayılmacı politikalarının bir sonucu" olduğunu vurguladı. Venezuela da Hamas'ın saldırılarını kınamadığı gibi, İsrail ile Filistinliler arasında Gazze Şeridi'nde yaşanan şiddetin son bulması için "gerçek müzakereler" yürütülmesini talep etti.
Bolivya, Küba ve Venezuela hariç İsrail'in Orta Amerika, Güney Amerika ve Karibik ülkeleriyle diplomatik ilişkileri mevcut.
Bolivya ve Venezuela, İsrail ile diplomatik ilişkilerini, 2009'da İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne düzenlediği askeri operasyonlar üzerine protesto olarak sonlandırmıştı.
El Salvador'da organize suç çeteleri benzetmesi
Diğer Latin Amerika ülkeleri liderleri ile karşılaştırıldığında El Salvador Devlet Başkanı Nayib Bukele'nin tepkisi dikkat çekici oldu. "Filistin kökenli bir Salvadorlu olarak Filistin halkı için en iyi şeyin aslında Hamas'ın tamamen yok olması olduğundan eminim" diyen Bukele, sosyal paylaşım platformu X'teki paylaşımında Hamas'ın Filistinlileri temsil etmediğini düşündüğünü de ifade etti.
Bukele, "Filistinlileri desteklerken suçluların tarafını tutan herkes büyük bir hata yapmış olur" diye sözlerini devam etti. El Salvador Devlet Başkanı, ayrıca Hamas'ı ülkesindeki Mara Salvatrucha (MS13) adlı ve benzeri suç çetelerine benzetti. Devlet Başkanı Bukele'nin Hamas'ı benzettiği MS13, ülkede çok sayıda gasp, soygun, haraç, insan kaçırma, tecavüz ve cinayetten sorumlu tutulan gençlik çetelerinden biri.
Devlet Başkanı Bukele, göreve geldiğinden bu yana ülkesindeki organize suç çetelerine savaş ilan etmesiyle tanınıyor. Çetelerde mücadele amacıyla geçen sene örneğin olağanüstü hal ilan etmiş, mahkeme kararı olmasızın tutuklamaların önünü açmıştı.
El Salvador'daki bazı sivil toplum kuruluşları, Devlet Başkanı Bukele'yi ülkede insan haklarını baskı altına almakla itham ediyor.
Arjantin, Şili ve Brezilya'dan sert kınama
Latin Amerika'daki en büyük Yahudi cemaatine sahip Arjantin'de Hamas'ın saldırıları en sert biçimde kınandı. 200 binden fazla üyesiyle dünyanın da en büyük altıncı Yahudi cemaatinin yaşadığı ülke olan Arjantin'in Devlet Başkanı Alberto Fernández, X sosyal platformunda yaptığı açıklamada, Hamas'ın saldırılarını şiddetle kınadı, İsrail'in verdiği karşılığı da destekledi.
Şili hükümeti de İsrail'e yönelik saldırları şiddetle kınadığını duyurdu ve hayatını kaybeden İsraillilerin ailelerine başsağlığı diledi. Ayrıca İsrail ile dayanışma içinde olduklarını vurguladı.
Şili, Ortadoğu dışında dünyada en büyük Filistin cemaatinin yaşadığı ülke olma özelliğine sahip. Şili'deki Filistinliler de yaptıkları basın açıklamasında "uluslararası hukuk ve insan hakları gözetilerek bulunacak bir barışçıl çözüme inandıklarını" ifade etti. Açıklamada İsrail'in 75 yıldır sistematik olarak Filistinlilerin haklarını ihlal ettiğine de işaret edildi.
BM Güvenlik Konseyi Dönem Başkanlığı'nı yürüten Brezilya da İsrail'e yönelik Hamas'ın başlattığı saldırıları kınadı. Brezilya Dışişleri Bakanlığı, durumun daha da tırmanmasını engellemek için bütün tarafları olabildiğince itidalli davranmaya davet etti.
Meksika: Köklü çözüm şart
Meksika hükümeti de Ortadoğu'daki çatışma için köklü bir çözümün şart olduğu açıklamasını yaptı.
Açıklamada, "Meksika, kapsamlı ve İsrail'in meşru endişelerini giderecek, bu arada siyasi ve ekonomik olarak ayakta kalabilecek bir Filistin devletini de mümkün kılacak, İsrail ile yan yana, güvenli ve BM'nin kararlarında da tanımlanan uluslararası sınırlar ile uyum halinde sağlanacak iki devletli bir çözümü desteklemektedir" dendi. Açıklama Meksika Dışişleri Bakanı Alıcia Bárcena imzasıyla yapıldı.