HATİCE ÖZKAÇAK CİNAYETİ DAVASI ALT ÜST OLDU

Türkiye’nin en çok konuşulan, günlerce televizyon programlarına konu olan Hatice Özkaçak’ın 2009 yılında öldürülmesiyle ilgili 11 yıl sonra geçen yıl açılan davanın tek sanığı ilk celsede tahliye oldu. Hatice Özkaçak’ın eşinin yeğeni olan sanık Kenan Özkaçak’a tahliye kapısını, savcılıkta her şeyi anlatan tanıkların, mahkemede ifadelerinden dönmeleri açtı.

Hatice Özkaçak, İstanbul’da kızlarının yanında yaşayan arada Kars’ın Hasçiftlik Köyü’ndeki evine gelip giden “kimsenin bilmediği” bir Anadolu kadınıydı. O’nu, ölümünün üzerinden 11 yıl geçtikten sonra, Müge Anlı’nın programıyla tüm Türkiye tanıdı.

Köyünde “Hokka” lakabıyla bilinen Hatice Özkaçak, Kars 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava dosyasındaki bilgilere göre öldüğünde 61 yaşındaydı ve çoğunlukla İstanbul’daki kızlarının yanında kalıyordu. Her yıl olduğu gibi 2009 yılında da “bir süreliğine” memleketi Kars’a gitmişti. Orada eşinden kalan ve eşinin kardeşinin çocuklarıyla sorunlar yaşadığı tarlalarına sahip çıkacak, ekip biçecekti.

Hatice Özkaçak, 24 Nisan 2009’da evinden hiç dışarı çıkmayınca, daha sonra her biri dava sürecinin içine dahil olacak olan komşuları durumdan “şüphelenmişti”. Dört akrabası iddialarına göre önce jandarmayı aramışlar, jandarma da “kapıyı kırın içeri girin” deyince Özkaçak’ın evine girmişlerdi. Özkaçak’ın cansız bedeni yerde yatıyor, üzerinde fare geziniyordu.

Sonra olay yerine gelen jandarma, Özkaçak’ın cenazesini otopsi için aldı, Kars’a götürdü. Bu sırada Kars dışında yaşayan kızlarına haber verildi. Kızlarının bazıları erken geldi, bazıları geç. Erken gelenler otopsi için cenaze ile birlikte Kars’a gittiler. Sonradan gelenler kızları da, 11 yıl sonra olayın tek şüphelisi olacak, aynı zamanda annelerinin komşusu olan Kenan Özkaçak’ın evinde taziye ve “hayır” hazırlıkları yapıyordu. Cenaze Adli Tıp’tan köye getirildi defnedildi. Köyde tek bir şey konuşuluyordu: “Hokka, beyin kanaması geçirmiş ölmüştü”.

KARDEŞ KARDEŞTEN SAKLADI

Aslında otopsi için Karsa giden çocukları, annelerinin öldürülmüş olabileceği yönündeki bilgiye sahipti ama nedense bu bilgiye sahip olmayan kardeşlerine hiçbir şey anlatmadılar. Hatta annelerinin boğularak öldüğü yönündeki raporu diğer kardeşlerinden sakladılar. Rapordan haberi olmayan kızlar da annelerinin zaten astım hastası olduğundan bir nöbet geçirdiğini düşündüler ve köydeki “Hokka, sandalyede otururken düşmüş, beyin kanaması geçirmiş ölmüş” rüzgarına kapıldılar. Özkaçak’ın kızları bir süre sonra köyden ve Kars’tan ayrıldılar.

BİR GÜN BİR TELEFON GELDİ

Hatice Özkaçak’ın ölümüyle kimse ilgilenmeyince ölümünden sonra zorunlu olarak başlatılan soruşturma dosyası da Kars Adliyesi’nde “faili meçhul” dosyaları arasına girdi.

2019 yılında Kars’a atanan genç savcı Alptekin Pıçak “faili meçhul” dosyalarını incelerken gözüne 2009/1598 numaralı soruşturma dosyası takıldı: Maktul: Hatice Özkaçak.

Savcı dosyayı açtığında önce otopsi raporuna baktı. Maktulün boynunda eziklikler ve boyun kemiklerinde kırılmalar vardı. Raporun sonunda, “Boyuna basıya bağlı solunum ve dolaşım yetmezliği nedeniyle vefat” yazıyordu. Yani Hokka boğulmuştu.

Genç savcı jandarmayı çağırdı. Talimatlar verdi. Olay yeri incelenecek, mezar açılacak, ifadeler alınacaktı. Jandarma, olayın üzerinden 11 yıl geçtikten sonra Hatice Özkaçak’ın, İstanbul’da yaşayan kızlarından Yurdagül Özkaçak’ı aradı: Anneniz öldürülmüş olabilir.

Yurdagül Özkaçak bu durumu kardeşi Ayşegül Mutlu’ya söyledi. O zamana kadar otopsi raporundan haberdar olmadığını söyleyen Ayşegül Mutlu, Kars’a gitti; savcıyla, jandarmayla görüştü. Savcı Alptekin Pıçak ve jandarma olayı soruşturmaya başladı. İlk soru şu oldu: Annenizin köyde hasımları var mıydı?

Ayşegül Mutlu ve iki kardeşi annelerinin tarlaların paylaşımı ve ekip biçilmesi konusunda kuzenleri Kenan Özkaçak ile husumetleri olduğunu, hatta karşılıklı davalaştıklarını, annelerinin darp edildiğini, evinin taşlandığını anlattılar. Adliye arşivlerinden, Hatice Özkaçak’ın, Kenan Özkaçak hakkında yaptığı şikayetlerin dosyaları bulundu.

KENAN BİR NUMARALI ŞÜPHELİ

Bu bilgilerden sonra gözler, sıvacı ustası olan, o dönemde okulda hademe olarak çalışan Kenan Özkaçak’a ve onun eşi Nurgül’e çevrildi. Kenan’ın telefonları dinlenmeye başladı. Kenan olayı konuşurken çevresindeki kişilere, “Bana iftira atıyorlar” diyordu ama satır aralarında şüphelenilen konuşmaları da geçiyordu. Savcılık bu sırada Kenan Özkaçak’ın 2009’daki HTS kayıtlarına baktı. Kenan Özkaçak’ın telefonu 24 Nisan 2009 sabahı, yani Hatice Özkaçak öldüğü saatlerde köyden sinyal vermişti.

Oysa ki Kenan Özkaçak bu süreçte alınan ifadesinde önce, “Ayın 22’sinde bir sıva işi için Kars’a gittim, orada kalıyordum, halamın öldüğünü duyunca, akşamüzeri köye geldim” dedi. Telefon sinyal bilgileri ve “olay gününün önceki gecesinde ve sabahında Kenan köydeydi” şeklindeki tanık beyanları önüne konulunca, 23 Nisan’da köyde olduğunu ama olay günü 24 Nisan’ın sabahında çok erken Karsa gittiğini söylemeye başladı. Telefonunun köyden sinyal vermesini de “o gün telefonu köyde unutmuş olabilirim” diye açıkladı.

Kenan Özkaçak, savcılık ifadelerinde Hatice Özkaçak ile tarla meseleleri yüzünden husumetleri olduğunu anlatıyor ama “bunlar önemli meseleler değildi, barışmıştık” diyordu.

BİR, “YASAK AŞK HİKAYESİ” EKSİKTİ

Soruşturma sırasında bir de ortaya “yasak aşk iddiası” atıldı. Köyde konuşulan bu iddianın somut sahibi, Kenan’ın tarla meselesi yüzünden kavgalı olduğu kardeşi Taner Özkaçak’ın eşi Sonnur Özkaçak’tı. Sonnur ile Taner, Sonnur başka biriyle evliyken ilişkileri başlamış, Sonnur kocasından ayrılmış, Taner ile evlenmişti. Ama asıl yasak aşk hikayesi bu değildi. İkinci evliliği olduğu için kocasının ailesinin dışladığı Sonnur, Kenan’ın eşi Nurgül’ün başka bir kişiyle ilişkisi olduğunu, diğer tanıkların da bunu bildikleri için sustuklarını anlatıyordu.

Sonnur Özkaçak savcıya verdiği ifadede çok şey anlattı: Kocası Taner’in tarla meselesi yüzünden kavgalı olduğu Kenan Özkaçak ile telefonda konuşurken Kenan’a, “Benimle uğraşırsanız ben de Hokka’yı boğduğunuzu jandarmaya söylerim” dediğini anlattı. Bir gün de yine kardeşi Kenan’a sinirlenen kocasının, “Kenan’ı ele vereceğim” dediğini ifadesinde anlattı.

Bu iddiaları Sonnur’un kocası Taner reddetti.

Benzer iddiaları ortaya atanlardan biri de Eray Özkaçak’tı. Eray Özkaçak savcıya özetle, Babası Sunay Özkaçak’ın kendisine, Kenan’la Taner’in kavgalarına şahit olduğunu, Taner’in Kenan’a, “Hokka’nın defterini açtırma, açtırırsan buralarda rahat gezemezsin” diye bağırdığını anlattığını savcıya söyledi.

DAVA İLK CELSEDE ALT ÜST OLDU, SANIK TAHLİYE EDİLDİ

Soruşturma devam ederken İstanbul’a dönen Ayşegül Mutlu konuyu Müge Anlı’nın televizyon programına taşıdı. Stüdyoda Ayşegül Mutlu, ablası ve yayını stüdyodan izleyenler ve konuklar vardı. Anlı izleyicilere, “Birkaç dakika önceki bir gelişmeyi paylaşıyorum. Kenan Özçelik kasten insan öldürmekten az önce tutuklandı” deyince programın stüdyodaki izleyicileri ve yayın konuğu iki kardeş haberi alkışlarla karşıladı. Televizyon programına göre “artık olay aydınlanmış, dosya kapanmıştı.”

Kenan Özkaçak hakkında geçen yıl 24 Haziran’da dava açıldı ama asıl sürprizler şimdi başlıyordu. Çünkü Kars 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava, 12 Kasım’daki ilk duruşmasında alt üst oldu. Tanıklar, savcılıkta “gördük, duyduk” dedikleri ifadelerini tamamen değiştirdiler.

Davanın en önemli tanığı Sonnur Özkaçak mahkemede, “Ben sanığa ifade verdiğim sırada iftira attım” diye başladığı mahkeme ifadesinde kocası Taner’le evlendikten sonra sanık Kenan Özkaçak ve eşi Nurgül Özkaçak’ın kendisiyle çok uğraştıklarını, Nurgül yüzünden önceki evliliğinden olan 6 yaşındaki çocuğun velayetinin kendisinden alındığını söyledi ve ekledi:

“Madem benim çocuğum sizin yüzünüzden annesiz kaldı, o zaman sizin de çocuklarınız hem annesiz hem babasız kalsın diyerek o ifadeleri (savcılıktaki) verdim. Benim ifadelerimin tamamı Kenan’a ve eşine olan kızgınlığımdandır. Olayda hiçbir bilgim, görgüm yoktur.”

Eray Özkaçak da savcılıkta sanık aleyhine verdiği tüm ifadeler için, “O ifadem geçerli değildir” dedi. Kendisini Müge Anlı’nın program ekibinin yönlendirdiğini, kendisine vaatlerde bulunulduğunu iddia etti, “Benim Hatice Özçakmak’ın ölümüne dair herhangi bir bilgim görgüm yoktur” dedi.

Savcılıkta, bir tartışma sırasında Kenan Özçakmak’a, “Hokka’yı boğduğun gibi beni de mi boğacaksın” dediğini söyleyen tanık Fatma Adıgüzelli de mahkemede, “Ben böyle bir şey söylemedim” diyerek ifade değiştirdi.

GİZLİ TANIKTAN DA ÇARK

Olayın bir de gizli tanığı vardı: Kamil. İddianamedeki bilgiye göre Kenan Özkaçak için en somut bilgiyi Kamil veriyordu. Kamil, savcıya “Olay günü saat 05:00 sularında Hatice Özkaçak’ın evinden şüpheli Kenan’ın tek başına çıktığını gördüm. Ayrıca Kenan’ın elinde eldiven vardı” demişti.

Gizli tanık Kamil de 9 Marttaki ikinci  duruşmada çelişkili ifadeler verdi. Savcıya, sanığın elindeki eldivene kadar anlatırken, duruşmada bulunduğu konumu farklı anlattı. 500 metre uzakta olduğunu bazı şeyleri tam net göremediğini söyledi.

“ANNEM GİBİYDİ”

Savcılıktaki ifadelerinde, Hatice Özkaçak ile zaman zaman arazi meselesi yüzünden tartışmaları olduğunu kabul eden ancak olaydan önce barışmış olduklarını söyleyen sanık Kenan Özkaçak, Hatice Özkaçak için özetle şunları söyledi:

“Yengem bana öz annemin yapmadığı hizmeti yaptı. Kars’a geldiği zaman tüm zamanını ailemle birlikte bizim evde geçiriyordu. Oturduğu eve akşamdan akşama yatmaya giderdi. O evin sıvasını da ben yaptım. Maktul benim amcamın karısıdır. Annem sayılır. Ben onu nasıl öldürürüm.”

Hakim, “yengeni bu kadar seviyordun, ölümünden önce o senin, sen onun hakkında şikayetlerde bulunmuşsunuz, ne diyorsun” diye sordu ve şikayet dosyalarını okudu. Kenan Özkaçak’ın cevabı şöyle oldu:

“Bana okuduğunuz soruşturma dosyalarını hatırlamıyorum. O dosyalarda savcıya, karakola gidip ifade vermiş olabilirim de vermemiş olabilirim de. Hatırlamıyorum. Bizi çekemeyenler maktulü bize karşı kışkırtıyorlardı. Bu nedenle benim ve ailem hakkında şikayetçi olmuş olabilir.”

VE BERAAT GİBİ TAHLİYE 

Tanıkları, şikayetçileri ve sanığı dinleyen Kars 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti duruşma sonunda sanık için beraat gibi tahliye kararı verdi:

“Sanık Kenan Özkaçak’ın üzerine atılı suça dair aleyhindeki tüm dosya kapsamı itibariyle mevcut delil durumu, bu celse beyanı alınan tanıkların anlatımları, sanık hakkında mevcut delil durumu itibariyle bu aşamadan itibaren tutuklama tedbiri yerine adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasının orantılılık ve ölçülülük ilkeleri gereğince dosya kapsamı ile uyumlu olması nedeniyle sanığın üzerine atılı suçtan tahliyesine oy birliğiyle karar verildi.”

 

Özel Haber Haberleri