HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, Meclis kürsüsünde bölgedeki tanıklıklarını anlattı. Antakyalı olan Hatimoğulları, arama-kurtarma için gelen AFAD ekibinin küreği kendisinden istediğini söyledi. Hatimoğulları, “Bu kürsüden çıkıp asla konuşma hakkına sahip değilsiniz. Bu iktidar derhal istifa etmelidir, bir dakika bile burada kalamazsınız” dedi.
Maraş merkezli depremler ve Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) gündemiyle dün toplanan Meclis Genel Kurulu’nda konuşan HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, depremin ilk saatlerinde yola koyularak memleketi Hatay’a gittiğini söyledi.
Hatimoğulları, “Benim ailemin yaşadığı mahallede şu an 5 ev ayakta ve tamamı yıkılmış durumda; şu an ne bir komşumuz kaldı ne bir yakınımız kaldı” dedi.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, AKP ve MHP’nin “depremin yaralarını sardık” diyemeyeceğini belirten Hatimoğulları, şöyle konuştu:
“Siz yara sarmadınız; depremin ilk saatlerinden itibaren ben oradaydım. Bazı bölgelerde iki gün, bazı bölgelerde üç gün boyunca devlet yoktu, yoktu, yoktu; yoktunuz, hiçbiriniz yoktunuz. Ailesini kaybetmiş olanla, hangi siyasi partiden olursa olsun, başım gözüm üstüne, aynı acıyı yaşadık. Herkese başsağlığı diliyorum. Ama giderken radyoda dinledim; Milli Savunma Bakanı ‘Askerimizle enkaz kaldırma çalışmalarındayız’ dedi. Bir asker yoktu. Yurttaş çatlamış yollarda mandalina sandıklarıyla trafik polisliği yaptı adeta.”
“AFAD’a küreği ben verdim”
Günlerce enkazlardan “Kurtarın bizi” sesleri geldiğini belirten Hatimoğulları, “Dışarıdaki ailelerin çığlığına ortak olduk. Önlüklü AFAD'cılar geldi, elinde bir kürek, bir kazma yoktu, küreği benden istediler, kepçeyi Samandağı Cumhuriyet Mahallesi'nde ben buldum, küreği ben verdim onlara. Ağlayan AFAD'çıya tanık oldum, ‘Elimiz kolumuz böyle gönderildik, yurt dışından gelecek ekiplerin ekipmanını kullanacağız’ demişler onlara, oysa yurt dışından gelen ekiplerin Adana Havalimanı'nda nasıl bekletildiğine de ben tanığım. Oradan oraya nasıl havale ettirilmesi gerektiğine, AFAD'la olan protokollerinin karşılığının verilmediğine canlı tanık benim” diye konuştu.
“3 hafta geçti, devlet hâlâ yok”
Yaşananların utanç verici olduğunu ifade eden Hatimoğulları, “Burada çıkıp kimse hikâye anlatmasın. Utanç verici bir şey ya, yüzü olan Kızılay'ın yüzüne tükürür. Kızılay çadır sattı, kan sattı, konserve sattı. Biz ise yana yana çadır aradık. Su aradık, yemek aradık akrabalarımıza, ailelerimize, komşularımıza vermek için. Gidin bakın, bugün Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı açıklama üstüne açıklama yapıyorlar; gidin herhangi bir deprem bölgesine; normal yurttaşla, önceden planladığınızla değil, gerçek yurttaşla gidin konuşun ‘Defolun gidin’ diyecekler size. ‘Gelmeyin’ diyecekler, ‘Yoktunuz’ diyecekler size. Demeye de devam edecekler, çünkü üç hafta geride bıraktık devlet hâlâ yok” ifadelerini kullandı.
“Toplumsal dayanışmaya operasyon”
Hatimoğulları, parlamentonun depremzedelerin taleplerini kararlaştırarak yaraları sarması gerektiğini belirtirken, depremzedelerin hâlâ çaresiz olduğunu söyledi.
Hatimoğulları, “Şimdi ise toplumsal dayanışma ağlarına operasyon üzerine operasyon çekmeye çalışıyorsunuz; utancın daniskası. Bakın, bir tane depremzede ne dedi biliyor musunuz? Dedi ki: ‘Bugün bir utanç müzesi kurmalıyız.’ Bir depremzede hayatta tanımadığım ve bu utanç müzesine AKP iktidarının yandaşlarının fotoğraflarını sergileyeceğiz. Yüz yılın utancıdır bu; bu yüz yılın utancıyla yaşayacaksınız, bu yüz yılın utancıyla bu iktidardan alaşağı edileceksiniz, bunu böyle bilin” diye konuştu.
“Bu kürsüde konuşma hakkına sahip değilsiniz, istifa edin”
Hatimoğulları, şöyle devam etti: “Acımız çok derin, yaramız çok derin, kentlerimiz yıkıldı, hâlâ kentlerimiz üzerinde ‘Nasıl ticaret yaparız, çadırla nasıl ticaret yaparız?’ diyen içi bomboş AFAD, bomboş Kızılay’la karşı karşıyayız. Bu kürsüden çıkıp asla konuşma hakkına sahip değilsiniz. Bu iktidar derhal istifa etmelidir, bir dakika bile burada kalamazsınız. Bu iktidar derhal istifa etmelidir ve bundan sonraki süreçte bu parlamentonun en temel görevi depremzedelerin yaralarını nasıl saracağız? Depremzede evi yıkılmış, ertesi gün ne olacağını bilmiyor, nasıl bir sabaha uyanacağını bilmiyor. Burada, biz, hep birlikte, meslek odaları, kitle örgütleri depremzedelerle birlikte yeniden kentlerimizi nasıl inşa edebileceğimizi konuşmak zorundayız. 5’li çeteyle, tüccarlarla değil, çadır satanlarla değil, gerçekten kamusal anlayışla bizim buna çözüm üretmemiz lazım.”
“Utanmada konuşuyorsunuz”
AKP’li sıralardan sataşmalara da Hatimoğulları, “Utanmadan konuşuyorsunuz bir de değil mi? İnsanlar öldü. AFAD’ın eli bomboştu ya. Utanmadan konuşuyorlar” diyerek yanıt verdi. (Kısa Dalga)