HDP’nin 10’uncu yıldönümü etkinliğinde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Bu rejim özgürlüklere düşman bir rejim. Bu iktidar en çok özgür basından korkuyor. Özgür basın, Ape Musa’dan aldığı geleneği sürdürmekte kararlıdır” dedi.
Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre, etkinlikte konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar şunları söyledi:
"Tek adam rejiminin kuruluşu 4 Kasım’da hız kazanmıştır. Şimdi yaşadığımız bu rejimin inşa sürecinde dönüm noktası olmuştur. Çok sayıda yoldaşımız operasyonla gözaltına alındı ve tutuklandılar. O gün bugündür rehin tutulan yoldaşlarımızı var ama bununla sınırlı kalınmadı. O operasyonla siyasi rehine olarak alınan ve içerde mücadeleyi sürdüren yoldaşlarımıza selamlarımızı gönderelim.
"ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİN ÜZERİNE ASLA GÖLGE DÜŞMEZ"
Bu yeni rejim bir kayyım rejimiyle ilerledi. Önce halk iradesi kast edildi. Vesayet sistemini yeni bir görünüm altında sürdürmeyi hedef aldı. Darbenin evveliyatları 1989’a uzanıyor. O günden bu yana gelenekte yer alan partilere yönelik her türlü operasyonu denediler. Tutukladılar, katlettiler, partileri kapattılar. Birçok partimizin bu şekilde kapatılmasıyla mücadeleyi bitirebileceklerini sanıyorlar ama öyle olmadı. Amaçları demokratik siyaseti bitirmek ve Kürt sorununda demokratik çözümün kanallarını yok etmektir ama bunda ısrar devam etti. Kürt sorununda demokratik çözüm, çoğulcu ve eşitlikçi bir özgürlük mücadelesinin üzerine asla gölge düşmedi, düşmeyecek.
"İKTİDAR ÖZGÜR BASINDAN KORKUYOR"
Bu rejim özgürlüklere düşman bir rejim. Şimdi sansür yasasıyla toplumu nasıl susturabileceğini hesaplıyor. Bu iktidar en çok özgür basından korkuyor. O yüzden Mezopotamya Ajansı ve JINNEWS’in bürolarına baskın düzenleyerek tutukladılar. Burada da amaç özgür basını susturmak ama özgür basın, Ape Musa’dan aldığı geleneği sürdürmekte kararlıdır.
TTB örneğinde emek ve meslek örgütlerine yönelik operasyonların da derinleştirileceği ön görülüyor. İnsan hakları ve halk sağlığı mücadelesini kararlılıkla yürüten bir örnektir TTB. Şebnem hoca da tam savaş politikalarına karşı çıkışın geleneğini en iyi şekilde temsil ettiği için rehin edilmiştir. Bu rejimden çıkışın tek yoku en geniş demokrasi ittifakıdır. Güçlerimizi birleştirmektir. Emek ve Özgürlük İttifakı’yla bunun temelini attık. Bu rejim varlığını sürdürmek için savaş politikalarını son demine kadar kullanmak konusunda tereddüt etmeyecek ama bizler de bahane olmaksızın emek ve barış mücadelesinde bir araya gelmek konusunda kararlıyız. Herkes elinden gelenin fazlasını yapmalıdır. AKP’nin bu sistemi kalıcı hale getirmenin önündeki yol buradan geçiyor. Eğer bunu başarabilirsek eşit özgür ve emekten yana bir gelecek inşa etmenin temellerini atacağız. O nedenle hepimiz üzerine düşen sorumluluğun bilincine varmalı. Bu yol 100’üncü yolunda Cumhuriyet’i demokrasiyle buluşturma yoludur. Eşit yurttaşlığa dayalı demokratik Cumhuriyet’i inşa etme yoludur. Mutlaka kazanacağız.”