Kısa Dalga - Avukat Can Atalay cezaevinden gönderdiği mesajda, "Hendek’te davamız, kimse ekmeğini kazanırken öldürülmesin diyedir, Türkiye kapitalizminin en ucuz maliyet kalemi olarak işçi canı kabul edilmesin diyedir" dedi.
ANKA'nın haberine göre; Sakarya’nın Hendek ilçesindeki Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda, 3 Temmuz 2020’de meydana gelen patlamada yaşamını yitiren işçiler, patlamanın 4. yılında fabrika önünde anıldı. Anmaya; patlamada yaşamını yitirenlerin aileleri, avukatları, DİSK, Eğitim-Sen, Türkiye İşçi Partisi, Emek Partisi, Sosyal Haklar Derneği temsilcileri ile Çorlu Tren kazasında 9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel’i kaybeden Mısra Öz katıldı.
“Mücadeleye devam edeceğiz”
Müşteki avukatlarından Akçay Taşçı, yaptığı konuşmada, şunları söyledi:
“Yaşar Coşkun nasıl hâl içeride? Bu mücadele sayesinde içeride, ailelerin bu davayı terk etmemesi sayesinde içeride, Türkiye’de sosyal cinayet düzeniyle mücadele edenlerin sayesinde içeride, kaybının peşinde koşanlar sayesinde içeride. Mücadele kazanım yaratır. Bizim için şuan yeterli mi? Değil. Elbette ki olası kast kararını alan kadar bu mücadeleye devam edeceğiz. Elbette ki diğer kamusal sorumluluk ortaya çıkana kadar biz mücadeleye devam edeceğiz. Biz mücadele etmeseydik bir kişi bile bir gün hapis yatmayacaktı.”
“Bu insanlar adalet istiyor”
Patlamayla ilgili açılan davada hayatını kaybeden işçilerin ailelerinin avukatı Can Atalay, Silivri Cezaevi’nden mesaj gönderdi. Can Atalay’ın mesajı şöyle:
“Burada tam 4 yıl önce göze göre göre bir katliam yaşandı. 7 işçi kardeşimizi, göz göre göre öldürdüler. Buradaki işverenler için, Coşkunlar için ve Türkiye’nin pek çok yerindeki işverenler için işçi canı önemsiz bir ayrıntı hatta neredeyse bir sarf malzemesi. Ateş düştüğü yeri yakar, bu insanların acısını hiçbir şey hafifletmez ama bu insanlar, işsiz kalma pahasına hiç kimseye ve hiçbir şeye boyun eğmedi ve bu insanlar başka kimse öldürülmesin diye bu davayı takip etti. Hala daha, hiç utanmadan, milyonlarca lira rant elde etmek için fabrikanın bulunduğu arazinin imarı değiştirilerek eski MÜSİAD Başkanına ait arazi, yeni MÜSİAD Başkanının kurduğu kooperatife satıldı. Biz parası olanın kayrıldığı, parası olmayanın zulüm gördüğü bir memleket istemiyoruz. İşçilerin canı bu kadar ucuz olmamalı. Bu insanlar adalet istiyor. Türkiye'nin dört bir yanında; Hendek’te davamız, kimse ekmeğini kazanırken öldürülmesin diyedir, Türkiye kapitalizminin en ucuz maliyet kalemi olarak işçi canı kabul edilmesin diyedir. Hangi mahpusta olursak olalım, hangi baskıyı uygularsanız uygulayın biz bu mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz. Silivri’den selamlar.” (Haber Merkezi)