Ortadoğu uzmanı gazeteci Fehim Taştekin’le Suriye’ye silah sevkiyatı ve yasadışı ticareti konuştuk. Taştekin, Sedat Peker’in söylediklerinde yeni olan iki şey olduğunu söyledi. İlki bizzat içinde olduğu, yardım adı altında silah gönderilmesi, diğeri ise SADAT’ın adınının zikredilmesi. Taştekin, Peker’in açıklamalarında yeni olan iki unsur olduğunu söyledi. İlki bizzat içinde olduğu, yardım adı altında silah gönderilmesi, diğeri ise SADAT’ın adınının zikredilmesi.
SADAT’ın başında bulunan kişinin Erdoğan’ın danışmanı olmasına dikkat çeken Fehim Taştekin, “Suriye’deki bu sürecin, yani milisleri silahlandırmak, eğitmek, donatmak, sevk ve idare etmekten ibaret olan bu sürecin ufak bir parçası” dedi.
Sedat Peker’in Suriye’ye giden silahlarla ilgili açıklamasını, bu alanı en iyi bilen gazetecilerden Fehim Taştekin "Söz" programında Faruk Eren'in sorularını yanıtladı.
İLK SİLAH GÖNDERİMİ
Peker’in sözünü ettiği olaydan önce “MİT TIR’ları” hadisesinin yaşandığını hatırlatan Taştekin, Suriye’ye silah göndermenin ilk olarak CIA aracılığıyla yapıldığını söyledi: “İç savaşın başlarında Lübnan, Ürdün ve Türkiye üzerinden Suriye’ye çok sayıda silah sokuldu. Lübnan ve Ürdün üzerinden sevkiyat kesilince, bu büyük oranda Türkiye’den yapıldı. Yüzde 70 oranında, hatta daha fazla oranda yapıldı.”
DAVUTOĞLU İTİRAF ETMİŞTİ
Fehim Taştekin, bu yoğun sevkiyatın gözle görülür biçimde yapıldığını, aralarında kendisinin de bulunduğu gazetecilerin de buna tanık olduğunu söyledi. Taştekin, o dönem Ahmet Davutoğlu’nun bir gaf yaparak bu sevkiyatı itiraf ettiğini de belirtti: “Davutoğlu, ‘Türkiye’nin yardımları olmasaydı Esad’ın bu bölgeleri kontrol etmesini, ya da ele geçirmesini önleyemezdik’ gibi bir laf etti. Bu egemen bir devletin kendi topraklarını kontrol etmesini önleme konusunda Türkiye’nin rolünü anlatan bir açıklamaydı.”
Peker’in son videosunda yer alan Suriye’den yasadışı ticaret iddialarının da konuyla ilgilenenler tarafından bilindiğini söyleyen gazeteci, her savaşta savaş ağalarının da oluştuğunu hatırlattı. Suriye’nin nasıl yağmalandığını, hatta fabrikaların sökülüp Türkiye’ye getirilip satıldığını Suriyeli bir iş insanıyla yaptığı konuşmadan örnek vererek anlattı: “Bak, bu makineyi komple almadılar. Şurada bir parça vardı. Bu makinenin paha biçilmez parçası. Buraya gelen silahlı gruplar bilmez bunu. Türkiye’den bir teknisyen getirildi o söktü bu parçayı ve götürdü.”
Yağmalananın sadece sanayi tesisleri değil, petrol ve diğer doğal kaynaklar olduğunu söyleyen Taştekin’e göre yasadışı ticaret karşılıklı olarak sürüyor.
Fehim Taştekin, Peker’in açıklamalarının uluslar arası arenada bir karşılığı olacak mı sorusuna ise batılı ülkelerin de Suriye’de büyük suçlar işlediğini hatırlatarak cevap verdi. “Erdoğan köşeye sıkıştırılabilir, tavizler kopartılabilir” diyen Taştekin’e göre esas mesele Türkiye Suriye’deki askeri varlığını bir pazarlık kozu olarak masada tutuyor.
SÖYLEŞİNİN PODCASTİNİ DİNLEMEK İÇİN PLAY TUŞUNA TIKLAYINIZ