BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, partisinin Antalya’da düzenlenen üye katılım programında konuştu.
Programda; sanatçı Ahmet Selçuk İlkan’ın şiir dinletisi de yer aldı.
Baş, şunları söyledi:
“Seçimden önce Sayın Cumhurbaşkanı, ‘Faizde nas vardır. Benden başka bir şey beklemeyin. Ben bunun dışında bir hareket yapmam’ dedi. Seçimden sonra ise döndü dolaştı yine faizi artırdı. Bakın beni rahatsız eden şeyi söyleyeyim size; ben bir hükümetin faiz indirmesini veya faiz yükseltmesini, ekonomide attığı adımları beğenebilirim, ya da beğenmeyebilirim, bu başka bir konu. Ama sen çıkıp aldığın bir kararı dine bağlayıp, bu konuyu ‘Dini hüküm var, bu yüzden bu kararı alıyorum’ diye anlatıp, sonra dönüp o kararın aksine adım attığında sen bu ülkede yaşayan bütün Müslümanlara, ‘İşinize geldiği zaman Müslüman gibi olun, işinize gelmediği zaman bütün hükümlerini terk edin’ demiş oluyorsun. Yani ‘dindar nesil yetiştireceğiz’ diye yola çıkan sen, dindar neslin ahlakını bozuyorsun. Dindar nesli dürüst olmayan, menfaatine göre iş yapan, dün başka bir şey bugün başka bir şey söyleyen adama çeviriyorsun.
“Bu yolsuzluklar, haksızlıklar ve bu kadar hırsız adam nereden çıktı diye düşünüyorsunuz”
Bir başka açıdan da bakarsak, sen bu ülkede dindar olmayan vatandaşa şunu söylüyorsun; ‘Ben öyle bir dine inanıyorum ki bu din tam bir menfaat dini…’ Bu cümlenin okuması budur. Sen, ‘Bu din işime gelince konuşulan, işime gelmediğinde rafa kaldırılan bir dindir’ muamelesi yapıyorsun. Neye? İnandığın dine. Dolayısıyla buradan insanlar, ‘Eğer bu din buysa ben bu dinde yokum’ sonucunu çıkarıyor. Diğeri de şunu çıkarıyor; ‘Ha din böyleymiş çünkü ulü’l emir böyle yaşıyor bu dini. O zaman ben de böyle yaşayabilirim’ diyor. Sonra, bu yolsuzluklar nereden çıktı, bu haksızlıklar nereden çıktı ve bu kadar hırsız adam nereden çıktı diye düşünüyorsunuz.
“Bizim insanımızda inanılmaz bir materyalist bakış açısı gelişti”
Bakınız son 10 yılda, belki 20 yılda ülkedeki en büyük en olumsuz değişimlerden biri nedir biliyor musunuz arkadaşlar? Bunu ben gençlikte de görüyorum. Bizim insanımızda inanılmaz bir materyalist bakış açısı gelişti. Bunun sebebi nedir biliyor musunuz? Bunun sebebi yoksulluktur, bunun sebebi yokluktur. Sen insanı yokluğa mahkum ettiğin sürece insanlar materyalist, çıkarcı, pragmatist ve hatta oportünist bir hal alıyor.
“Servet transferi yapmak için faiz yükseltiyorlar”
Bakın sizi bilinçli olarak fakirleştirmek istiyorlar. Dün bu ülkede faizler düştü. Faize bir de şuradan bakalım; faizler önce düştü sonra dolar aldı başını gitti. Bu bir politikaydı. Şimdi bu ülkede o düşen faizler yeniden yükseldi, dolar yine aldı başını gitti. Bu işte bir terslik var. Bunu niye yaptın? Hani ağa maraba hikâyesinde, ’Biz bu şeyi niye yaptık’ diyor ya… İşte buradaki cambaza bak oyunu bu. Faizi düşürürken de sizi fakirleştirmek için düşürdüler, servet transferi yapmak için fakirleştirdiler, faiz düşürdüler bugün faizi yükseltirken de sizi fakirleştirmek için, servet transferi yapmak için faiz yükseltiyorlar. İkisi de aynı amaca hizmet ediyor.
"Bu ülkede bir kara delik var"
Bir kumar masası düşünün; her zaman, ‘kumarda hep masa kazanır’ denir ya. Bunlar bir kumar masası kurmuş, hep masa kazanıyor. Siyasette de aynı, ekonomide de aynı. Bunların kurduğu masa tabiri caizse kumar masasıdır, hep onlar kazanıyor. Faizi düşürüyorsun ben fakirleşiyorum, faizi yükseltiyorsun yine ben fakirleşiyorum. Niye bu böyle? Çünkü istiyorlar ki- bunu da açık açık söylüyorlar- yabancı yatırımcı gelsin. Yabancı yatırımcı senin kara kaşına, kara gözüne mi geliyor zannediyorsun. Niye gelsin istiyorlar? Siz, dünyanın en ucuz iş gücü olun istiyorlar. Siz, Avrupa'nın göbeğinde en iyi lojistik imkânlara sahip bir ülke olarak, üç tarafı denizlerle çevrili yarımadada 300 ila 500 dolar arası bir aylık gelir için çalışan milyonlar olun diye bunu yapıyorlar. Sabah 8'den akşam 6'ya kadar hepiniz çalışıyorsunuz. Haftada 6 gün hepiniz çalışıyorsunuz. Avrupa'da bu tempoda çalışan bir tane ülke vatandaşı yok, ama hepsi bizden zengin. Demek ki bizim çalışmakla ilgili bir sorunumuz yok. Bu ülkede üretim eksiği mi var, bizim üretmekle ilgili de bir eksiğimiz yok. Bu ülkede bir kara delik var. Bu kara delik iktidardır, bu kara deliği kapatmaya müsaade etmeyen de bu ana muhalefettir.” (ANKA)