Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) Derneği’nin feshi için hazırlanan iddianame, İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından kabul edildi. İlk duruşma 1 Haziran 2022 tarihinde yapılacak.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosu tarafından hazırlan iddianamede “Söz konusu derneğin kadın haklarını koruma kisvesi altında aile mevhumunu yok sayarak aile yapısını parçaladığı, yine kadınları ve çocukları yok sayarak bu kişiler üzerinden menfaat elde ettikleri, toplumda kaos yaratıp mağduriyetleri artırmayı amaçladığı, Cumhurbaşkanı hakkında hakaret söylemleri olduğu, aileyi ve toplumu parçalamayı amaçladığı, Sebahat Tuncel ve Gülten Kışanak gibi isimlerle birlikte terör faaliyetine katılan kadınları savunarak yayın yapıldığı” gibi ifadelere yer verildi.
KANUNA VE AHLAKA AYKIRI FAALİYET YÜRÜTTÜĞÜ İDDİASI
İddianamenin devamında, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği'nin mevzuata aykırı faaliyet göstererek Dernekler Kanunu’nun 30. maddesinde düzenlenen, “Tüzüklerinde gösterilen amaç ve bu amacı gerçekleştirmek üzere sürdürüleceği belirtilen çalışma konuları dışında faaliyette bulunamazlar” hükmüne aykırı davranıldığı kaydedildi. İddianamenin sonuç bölümünde, “Kanuna ve ahlaka aykırı faaliyet yürüttüğü anlaşılan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği’nin feshine karar verilmesi kamu adına talep olunur” denildi.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği'nin kuruluş amacı içtüzüğünde şöyle tarif ediliyor:
"Başta kadınlar olmak üzere, toplumun tüm kesimlerinin ekonomik, siyasal ve sosyal yaşama aktif olarak katılması amacıyla toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadınların yaşam haklarının ellerinden alınmasına, kadınların yaşamın her alanında kendini ifa edememesine, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanamamasına, cinsel yönelim ve cinsel kimliği nedeniyle lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transseksüellere ayrımcılık yapılmasına, kadın cinayetlerinin ve nefret cinayetlerinin önlenememesine, kadına yönelik şiddetin durdurulmamasına, kadının birey olarak değerlendirilememesine sebep olan uygulamalara karşı mücadele etmek amacıyla kurulmuştur.”