Jeoloji Mühendisleri Odası Deprem Danışma Kurulu, Elazığ'da 2020'deki depremin ardından 'Fay Üzerinde Yaşayan Kentlerimiz' başlıklı bir rapor hazırladı.
Rapor, 2021'de Cumhurbaşkanlığı, TBMM Başkanlığı, Meclis’te grubu bulunan siyasi parti lideri, İçişleri Bakanlığı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile milletvekili ve AFAD Başkanlığı'na gönderildi.
Milliyet'ten Mert İnan'ın haberine göre raporda Hatay kent merkezi (Antakya ve Defne) dahil Hassa, Kırıkhan, Reyhanlı, Dörtyol, Erzin ilçe merkezleri ile 25 mahallenin doğrudan diri fay hatları veya zonları üzerine oturduğuna dikkat çekildi.
Raporda, Hatay’da birçok yerleşim alanının zayıf mühendislik özelliklerine sahip zemin birimleri üzerine oturduğu, olası bir depremde büyük acılara sebebiyet verebilecek sonuçlarla karşılaşılmaması için gerekli çalışmaların başlatılması gerektiği kaydedildi.
Raporda şöyle dendi: “Hatay’ın kent merkezi olan Antakya zemini alüvyon olan illerimizden biridir. Deprem dalgaları bu tür zeminler tarafından büyütülerek binalara iletilir. Zemin büyütmesi olarak tanımlanan bu durum bir deprem olduğu takdirde Antakya’nın kaya üzerinde yer alan illerden daha şiddetli olarak sarsılacağı, bunun sonucunda da hasar oranının fazla olacağı anlamına gelmektedir."
'Antakya'da olumsuzluk yaşanacak'
Raporda öne çıkan tespitler özetle şöyle:
* 1872 depreminden sonra ve tüm aletsel dönem içerisinde Hatay il sınırları içerisinde yıkıcı bir deprem meydana gelmemiştir. Ancak bilhassa Antakya ile Samandağ arasında oluşmuş bazı 6’dan küçük depremler bu bölgedeki tektonik aktivitenin sürmekte olduğuna işaret etmesi açısından önemlidir. Tarihsel deprem kayıtları Antakya içerisinde geçmişte yüzey faylanması oluştuğunu göstermektedir. Bu nedenle Antakya gelecekte olabilecek büyük bir depremde de yüzey faylanması tehlikesi altındadır. Antakya’nın neredeyse tamamı alüvyon üzerinde yer alan bir bölgede yerleştiği için depremlerde zeminden kaynaklanan olumsuzluklar yaşayacak bir ilimizdir.
* Bu nedenle Antakya’nın 6,5’dan büyük bir olası depremde hem depremin yaratacağı şiddetli sarsıntı, hem de yüzey faylanması tehlikesi nedeniyle hasar alması beklenmektedir. Bu durumda en akıllıca yaklaşım, yapıların deprem sarsıntısını karşılayacak biçimde kurallara uygun hale getirilmesidir. Ayrıca diri fayların yerinin net olarak belirlenmesinin ardından faybantları üzerindeki bina ve bina türü yapıların zaman içerisinde kaldırılarak bu alanlardaki nüfus yoğunluğunun azaltılması, yüzey faylanması tehlike kuşağı içerisindeki yerlerin farklı biçimde, (park, günübirlik tesisler vb) kullanılması, henüz yerleşim olmayan bu tür alanlar varsa da bunların imara açılmaması gerekir.
Raporda Kahramanmaraş’ta kent merkezinin yanı sıra Türkoğlu ve Nurhak ilçe merkezleri ile 40’a yakın köyde fay hattı bulunduğu belirtildi.
Raporda kent genelindeki tarihsel depremler üzerinden çok önemli uyarılar da sıralanarak şöyle dendi: “Gölbaşı - Türkoğlu Fay parçasının yakın gelecekteki deprem potansiyeli çok yüksek bir sismik boşluk konumundadır” tespitine yer verilmiş. Kahramanmaraş kent merkezinin 10 - 11 km kadar güneyinden geçen Doğu Anadolu Fayının Pazarcık ya da Türkoğlu segmentinin 1513 yılından bu yana yıkıcı deprem üretmediğine de dikkat çekilen raporda, “7.4 büyüklüğüne varacak bir deprem üretme kapasitesine sahip bir faydır ve Türkiye’nin üzerinde deprem beklentisi olan önemli sismik boşluklarından biridir."
'Yerleşim yerleri yeniden belirlensin'
Raporda, alınacak önlemlere ilişkin şu saptamalar sıralanıyor: “Kahramanmaraş’ta da birçok yerleşim alanının zayıf mühendislik özelliklerine sahip zemin birimleri üzerine oturması, sıvılaşma veya yanal yayılmaya uygun alanların varlığı dikkate alınarak, deprem master planının hazırlanması, deprem master planı dikkate alınarak kentin gelişim ve yerleşim stratejilerinin yeniden belirlenmesi, diri fay hatlarının salınım bandı içinde kalan yapıların kentsel dönüşüm ve yenileme kapsamına alınarak bu alanlarda yaşayan yurttaşlarımızın can ve mal güvenliklerinin sağlanması, fay sakınım bandı içindeki alanlar için yapı sınırlaması getirilmesi olası bir depremde büyük yıkımlara sebebiyet verebilecek sonuçlarla karşılaşılmaması için gereklidir.”
'Yapılar uygun hale getirilmeli'
“Kahramanmaraş kent merkezi zemini alüvyon olan illerimizden biridir. Deprem dalgaları bu tür zeminler tarafından büyütülerek binalara iletilir. Zemin büyütmesi olarak tanımlanan bu durum bir deprem olduğu takdirde Kahramanmaraş kent merkezinin kaya üzerinde yer alan illerden daha şiddetli olarak sarsılacağı, bunun sonucunda da hasar oranının fazla olacağı anlamına gelmektedir. Bu durumda en akıllıca yaklaşım yapıların deprem sarsıntısını karşılayacak biçimde kurallara uygun hale getirilmesidir. Ayrıca diri fayların yerinin net olarak belirlenmesinin ardından fay sakınım bantı üzerindeki bina ve bina türü yapıların zaman içerisinde kaldırılarak bu alanlardaki nüfus yoğunluğunun azaltılması, henüz yerleşim olmayan alanlar varsa da bunların bina ve bina türü yapılar için kullanılmak üzere imara açılmaması gerekir.” (Kısa Dalga)