IŞİD'in vatansız çocukları

Eşi ve çocuğu ile birlikte IŞİD’e katılan, eşi ölünce önce Cezayirli sonra Suriyeli iki IŞİD’li ile imam nikahı ile birlikte olup 3 çocukla Türkiye’ye dönen Şeyda’nın çarpıcı hikayesi… IŞİD saflarında iken imam nikahı ile evlenerek çocuk yapan kadınlar binlerce çocukla Türkiye’ye döndü. Babaları Türk vatandaşı olmadığı için çocuklar da vatandaş olamıyor. Binlerce vatansız çocuk aşı bile olamıyor, IŞİD eğitimi alıyor.

Hale GÖNÜLTAŞ

IŞİD’in Suriye ve Irak’ta mevzi kaybetmesiyle örgüt üyelerinin büyük bölümünün kaçak yollarla Türkiye’ye geçmesi, militanların IŞİD bölgelerinde doğan çocuklarının “vatansız” olmaları eğitim ve sağlık sorunlarını beraberinde getirdi. Çoğunluğu Türkçe bilmeyen, babaları IŞİD üyeliği ve yöneticiliğinden cezaevinde olan çocuklar, eğitim hakları olmadığı için Türkiye’nin pek çok ilinde örgüt ideolojisinde eğitim veren gizli yerlerde IŞİD militan ve sempatizanlarının denetiminde büyüyor.

2012 yılından itibaren hem Türkiye Cumhuriyeti hem de çok sayıda yabancı ülke vatandaşı IŞİD’e katılmak üzere Türkiye-Suriye sınırından geçerek IŞİD saflarına katıldı. Katılımcıların bir kısmının eş ve çocukları ile IŞİD topraklarına gittiklerini söylemek mümkün. Ayrıca sosyal medya uygulamaları üzerinden tanışıp duygusal bağ kurdukları IŞİD’li erkeklerle beraber olmak için giden genç kızlar da hafızalarda. İslam Devleti’nde yaşamak için ya da İslam Devleti’nde koca bulmak için IŞİD saflarına tek başlarına ya da üç beş kişilik gruplarla giden aralarında Türkiye’nin de olduğu pek çok ülkeden genç kızların varlığının da hatırı sayılır olduğunu söylemek mümkün. Söz konusu genç kadınlar IŞİD saflarına gittiklerinde sosyal medya üzerinden tanıştığı IŞİD’lilerle ya da orada kadın ve erkekleri eşleştirmekten sorumlu örgüt militanları tarafından imam nikahı ile beraber oldu. IŞİD’e giden kadınlar, kocalarının ölmesi durumunda 130 günlük yas sonunda uyruğu fark etmeksizin başka bir mücahit ile imam nikahı ile yaşamaya başlayabiliyor. IŞİD’e giden kadınların büyük bölümü hem güvenlik hem de duygusal boşluk nedeniyle de yas süresinin sonunda başka bir erkekle imam nikahı ile bir araya geliyor. Bu durumda, bir kadının Suriye ve Irak’ta birden fazla çocuk dünyaya getirdiği gerçekliğinin altını çiziyor. Örneğin Türkiye Cumhuriyeti bir kadın, IŞİD saflarına birlikte gittiği Türkiyeli kocası ölünce, herhangi bir ülkeye mensup IŞİD savaşçılarından biriyle imam nikahıyla birlikte olabilir. Bu birlikteliklerden de sayıları ne Türkiye Cumhuriyeti güvenlik ve istihbarat birimleri ne de uluslararası radikalleşme üzerine çalışan resmi ve gayri resmi kurumların net olarak ifade edemediği çocuk dünyaya geldi. Çocukların sayılarına ilişkin yapılabilecek en doğru değerlendirme “binlerce” oldukları.

Toprak kaybı başlayınca sınırdan kaçak geçişler yoğunlaştı

IŞİD’in uluslararası koalisyon tarafından etkisizleştirilmesi, toprak kaybının ardından geri çekilmeye başlamasıyla ki özellikle 2017 yılından itibaren Türkiye’ye IŞİD’lilerin kaçak geçişleri başladı. IŞİD’de yöneticilik yapan, IŞİD saflarında bulunan Suriye ve Irak vatandaşlarının aileleri ile birlikte rotaları Türkiye’ydi. Tersinden şöyle de söylenebilir. Türkiye-Suriye sınırından kaçak olarak IŞİD’e katılanlar yine aynı güzergahı izleyerek Türkiye’ye giriş yaptı. Pek çok IŞİD’linin yanlarında IŞİD topraklarında doğan çocukları da vardı.

Sahte kimlikle İl Göç İdaresi'nden kimlik alanlar

Kaçak yollarla geçen IŞİD’lilerin (özellikle Irak ve Suriye) bir kısmının da sahte belgelerle İl Göç İdareleri’nden geçici koruma statüsü ve böylelikle kimlik kartı alma yolunu tercih ettiğini pek çok dava dosyasına dayandırarak söylemek mümkün. İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün günlük basın duyurularına bakıldığında özellikle son bir yıldır IŞİD’e yönelik operasyonlar yoğunlaştı. Irak, Suriye başta olmak üzere aralarında Tunus, Suudi Arabistan, Rusya, Fransa, İngiltere, Hollanda, Fas ve Cezayir uyruklu IŞİD’lilerden bazıları güvenlik güçlerinin düzenlediği operasyonlar sonucu göz altına alındı. Yargılama sürecinin ardından etkin pişmanlıktan yararlanan IŞİD’lilerin bir kısmı tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Tüm bu yakalanmalar, göz altına alınmalar, yargılanmalar sırasında yabancı IŞİD’lilerin çocuklarının durumu kamuoyunun gündemine taşınmadı. Peki bu çocukların yaşamları nasıl? Onları nasıl bir gelecek bekliyor? Sorunları neler? Gibi başlıkları dava dosyaları ebeveynlerinin hikayeleri üzerinden mercek altına aldık.

Şeyma’ın ilk kocası Türk; Cezayir ve Suriyeli iki IŞİD’li ile imam nikahlı

Çok uzağa gitmeden Ankara’dan başlayalım. Anneleri Türkiyeli, babalarından biri Cezayir diğeri Suriyeli, Suriye’de doğmuş, anneleri tarafından Türkiye’ye getirilmiş iki vatansız çocuk başkent Ankara’da eğitim, sağlık hizmetlerinden yararlanamıyor. Çocukların durumlarına geçmeden önce anneleri Şeyda’nın Ankara’dan Suriye’ye uzanan hikayesine kulak verelim. Şeyda şu anda çocuklarıyla Ankara’da güvenlik nedeniyle yerini belirtmediğimiz bir mahallede yaşıyor. Şeyda’nın iki temel korkusu var. Birincisi, Cezayirli ve Suriyeli imam nikahı ile birlikte olduğu iki İŞİD’linin ailelerinin “torunlarını” almak için Türkiye makamları ile temasa geçmeleri ve yasal süreç başlatmaları. İkincisi, Ankara’da IŞİD’ten dönen, kendisine yardım edenlerin çocuklarının babalarının gerçek kimliğini öğrenip, çocuğu radikalleştirmek üzere “kaybetme” olasılığı, ihtimali. Şeyda ile avukatı aracılığıyla temas kurduk. Şeyda, fotoğraf, isim ve adres verilmemesi kaydıyla bir akrabasının Ankara’daki evinde görüşmeyi sorularımı yanıtlamayı, IŞİD’e gitme süreci, IŞİD’te bulunduğu sıradaki faaliyetleri ve şu anda çocuklarının karşı karşıya kaldığı hukuki sorunu anlatmayı ve çocuklarının sözde dini eğitim aldığı yer üzerine konuşmayı kabul etti. Avukatının ilettiği adrese gittiğimde benimle görüşmeyi “Çocuklarının karşı karşıya kaldığı vatansızlık sorununun, hukuki durumun gündeme gelerek hem ulusal hem de uluslararası alanda bir çözüm bulunmasına yardımcı olabileceği” gerekçesiyle kabul ettiğini belirtirken, IŞİD’e giden pek çok kadının kurduğu cümleyi aynı kelimelerle sıraladı: “Evimde mutluydum. Eşimin isteği üzerine düzenimi bozup Suriye’ye gittim.”

Bir ailenin Ankara’dan Rakka’ya IŞİD yolculuğu

Şeyda’nın aktarımı ile Ankara’dan Gaziantep’e, Gaziantep’ten Rakka’ya uzanan hikayesi şöyle:

Tarihler 2013 Şubat ayını gösterirken Şeyda, eşi Osman ve yanlarındaki üç yaşındaki çocukları ile Suriye’ye gitmek üzere yaşadıkları mahalleye gelen bir minibüse biner. Şeyda’nın aktardığına göre minibüsü eşi Osman’ın Konya’da yaşayan bir arkadaşı ayarlamıştır. Minibüs, 27 yani Gaziantep plakalıdır. Minibüste Şeyda, Osman ve çocuklarının yanı sıra İki kadın, dört erkek ve üç çocuk vardır. Şeyda, minibüsteki diğer kişileri daha önce görmediğini, fakat kocasının diğer erkeklerle konuşmasından tanıştığını anlatıyor. “Yolculuk boyunca kimlik kontrolü” olup olmadığı sorumuza “Bir kez bile durdurulmadık. Sadece iki kez mola verdi. Bir kez de çocukların çiş ihtiyaçları için yol kenarında durduk” yanıtını veriyor. Gaziantep’in kenar mahallerinden birinde, çıkmaz sokakların olduğu bir semtte farklı farklı evlere dağıtıldıklarını, iki gün burada kaldıktan sonra üçüncü günün gecesi sınıra yakın bir köye götürüldüklerini, köyde bir evde beklediklerini, sabaha karşı kendilerine öncülük eden kişilerin yönlendirmesiyle bir süre yürüdüklerini, gün ışırken bir araca bindirildiklerini, öğleden sonra da Rakka’ya geldiklerini aktarıyor. Şeyda savcılık ifadesinde olduğu gibi bana da Suriye’de bulunduğu sırada “Sadece evde oturduğunu, diğer kadınlarla da iletişim kurmadığını yemek yapıp çocuklara baktığı” ifadelerini kullanıyor.

Eşi çatışmada ölünce Cezayirli IŞİD’li ile imam nikahı kıyıldı

27 Kasım 2015’te IŞİD militanı eşi Osman’ın vurulduğu haberi gelir. Eve gelen iki peçeli kadın kocasının öldürüldükten sonra, diğer IŞİD’lilerin cep telefonuyla kayıt altına alınmış yüz ve beden videosunu gösterir. Şeyda, videodaki cesedin kocası olduğunu teyit eder. Şeyda da videoyu eşi Osman’ın Ankara’daki ailesine gönderir. Osman Rakka’da gömülür.

Şeyda, 2016 Ağustos ayında Cezayirli Rahman ile imam nikahlı ile birlikte olur. Şeyda Rahmanla birlikteliğinden olan oğlunu 2017 yılının son gününde dünyaya getirir. Rahman 2018 yılı Şubat ayında bombalı saldırıda ölür. Şeyda, artık iki çocuk annesidir ve yalnızdır.

İkinci imam nikahı ve bir çocuk daha

Şeyda 2018 Ağustos ayında bu kez Suriyeli Vahid ile imam nikahı ile birlikte olur. 7 Ağustos 2019’da Şeyda Suriyeli Vahid’den olan bebeğini Rakka’da dünyaya gelir. Vahid, IŞİD’te “Makar” yani karakol komutadır. Vahid, IŞİD’in toprak kaybetmesiyle imam nikahlı eşi Şeyda ile sözde İslam topraklarından kaçma kararı alır. Şeyda ile Türkiye’deki yasal durumları ve çocukların geleceğine ilişkin bir plan yaparlar. Buna göre Vahid, sınırı kucağında bebeği ile geçecek, Şeyda ise iki çocuğu ile sınırda Türk güvenlik güçlerine teslim olacaktır.

Türkiye’ye dönüş

Vahit 2020 yılı Mayıs ayında kucağında çocuğuyla sınırdan kaçak yollarla Türkiye’ye geçer. Şeyda ise Vahid’in ayarladığı insan kaçakçıları aracılığıyla Türkiyeli kocası Osman, Cezayirli Rahman’dan olan kızıyla Türkiye sınırına gelir, güvenlik güçlerine teslim olur. Şeyda, sorgulama, anne-çocuk kan örneği karşılaştırması; sınırda istihbarat sorgulaması sırasında iki hafta tutulur. Daha sonra sev edildiği ilde TEM, savcılık sorgusu, yargılamanın ardından üç ay tutuklu kalır, ardından serbest bırakılır. Tüm bu süreç içinde çocuklardan da kan örneği alınmış ve örnekler Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı’nda tahlil edilmiştir. Şeyda sorgusunda her iki çocuğunun da babasının Türk olduğunu fakat akıbetlerini bilmediğini, muhtemelen öldüğünü söyler.

Gerçekte ölü, kayıtlarda sağ

Zaten Osman Suriye’ye kaçak yollarla gittiği için çatışmada ölmesine karşın resmi bir ölüm kaydı olmadığı için halen yaşıyor gözükmektedir. Bu tarihten sonra güvenlik güçleri tarafından “Osman C. İsimli şahsın çatışma bölgesinde DEAŞ terör örgütü içerisinde faaliyet yürüttüğü ve Suriye ülkesinde olduğu değerlendirilmektedir” yazısı emniyet ve istihbarat tarafından ilgili birimlere gönderilir.

IŞİD’te çatışmada ölen Osman’ın Ankara’daki baba evine giden TEM ekiplerinden gelinleri Şeyda’nın dolayısıyla torunlarının Türkiye’ye geldiğini öğrenir.

Osman’ın ailesi TEM ekiplerine oğullarının öldüğü tarihi söylerken, gelinleri tarafından kendilerine gönderilen ceset ve defin videosunu gösterir.

Osman’ın babası, gelinlerinin ikinci çocuğunun oğullarından olmasının mümkün olmadığını” ifade eder. Osman’ın ailesinden alınan kan örneği ile Şeyda’nın Cezayirli eşinden olan çocuğundan alınan kan örneği karşılaştırılır. Sonuç uyumsuzdur. Aralarında akrabalık bağı yoktur. Osman’ın ailesi gelinleri Şeyda’dan torunlarının velayetini almak için dava açar.

Sahte kimlikle kayıt yaptıran IŞİD’li

Şeyda’nın imam nikahı ile birlikte olduğu Vahid ise Ankara’ya ulaşmıştır. Ankara’daki örgüt militanlarının da yardımı ile bir ev kiralamış, Kayseri İl Göç İdaresi’nden sahte kimlik belgeleri ile hem kendisi hem de çocuğu için geçici koruma statüsüyle kimlik kartı çıkartmıştır. Ancak kayıt alınan ilde yaşama zorunluluğuna karşın Vahid Ankara’da Şeyda ve çocuklarla yaşar.

Ankara Emniyeti Terörle Mücadele Ekipleri ve İstihbarat birimlerinin IŞİD’e yönelik düzenlediği operasyonda göz altına alınan bir örgüt militanı Ankara’da yaşayan Vahid isimli şahsın sahte kimlikle Türkiye’de bulunduğunu ve IŞİD’te etkin olarak yer aldığı bilgisini verir. Vahid ve Şeyda’nın yaşadığı eve operasyon düzenlenir. Vahid örgüt yöneticiliği suçlamasıyla tutuklanır, etkin pişmanlıktan faydalanır 3 yıl 8 ay hapis cezası alır. Şeyda ise göz altı sürecinin ve sorgulamasının ardından “terör örgütüne yardım ve yataklıktan” yargılandığı davada tutuksuz yargılanmak üzere yurt dışı çıkış yasağı ile serbest bırakılır. Vahid’in sahte evrakla il göç idaresine kayıt yaptırması nedeniyle çocuğunun da kimlik kartı iptal edilir.

Şeyda ve vatansız çocukları

Şeyda’nın ölen eşi Osman’dan olan çocukları K. şu anda 13 yaşında. Şeyda, 13 yaşındaki oğlunun IŞİD’te cihat ve askeri eğitimi aldığını anlattı. Çocuğun geçici velayeti şu anda devlette. Bir devlet hastanesinin psikiyatri servisinin gözetiminde rehabilitasyon süreci devam ediyor. Şeyda, ölen Cezayirli eşi Rahman ve Suriyeli eşi Vahid’ten olan çocukları ile Ankara’da yaşıyor. Her iki çocuk da Türkiye Cumhuriyeti topraklarında doğmamaları ve babalarının farklı ülke uyruğuna sahip olmaları nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı alma hakkına sahip değil. Her iki çocuk da “vatansız”. Kimlikleri olmadığı için eğitim, sağlık, seyahat haklarına sahip değil.

Çocuğu Türkçe bilmiyor, IŞİD eğitimi alıyor

Cezayirli eşinden dünyaya gelen oğlu Türkçe'ye hakim değil, sadece Arapça konuşabiliyor. Şu anda beş yaşında olan çocuk mahallerinde ‘abilerin gittiği’ dini sohbetlerin yapıldığı, kocası IŞİD’de ölen kadınlara yardımların toplandığı kuran eğitimi verilen yerde eğitim alıyor. Suriyeli Vahid’ten olan kız çocuğu ise iki yaşının ortalarında. İki çocuk da şu ana kadar çocukların olması gereken temel aşılar da dahil olmak üzere hiçbir sağlık hizmeti almamış. Şeyda’nın temel kaygılarından Cezayirli Rahman’dan olan oğlu ve Suriyeli Vahit’ten olan çocuklarının, babalarının aileleri tarafından yasal bir sürecin başlatılması ve sonuçta çocuklarının elinden alınması. Şeyda’ya, “Ölen Rahman ve Suriyeli Vahit’in aileleri Türkiyeli bir kadından çocukları olduğunu biliyor mu? Aileleri ile iletişimleri var mıydı?” sorusunu yönelttiğimizde “Türk olduğumu biliyorlardı. Ama görüntülü aramada yüzümü hiç görmediler” dedi.

YARIN: SAHTE KİMLİKLE SURİYELİLERE TANINAN GECİCİ KORUMA KİMLİK KARTI ALAN FASLI IŞİD’Lİ VE VATANSIZ ÇOCUKLARI

Özel Haber Haberleri