Kendilerine "Asgari Değil İnsanca Yaşam Mücadelesi Bileşenleri" adını veren bir grup vatandaş, Çalışma Bakanlığı'nın Tophane'de bulunan binasının önünde bugün bir araya geldi. Vatandaşlar, burada “Asgari değil insanca yaşam”, “Yaşasın sınıf dayanışması”, "Asgari ücret düzenine son” sloganları attı.
"MAAŞLARINA EL KOYDUĞUNUZ, SOKAKTA BIRAKTIĞINIZ MİLYONLARDAN KORKUN"
Eylemde konuşan Asgari Değil İnsanca Yaşam Mücadelesi Bileşenleri sözcüsü Nurseli Gözüaçık, "Bugünler yönetenler için bir imkân olmayacak. İşsiz bıraktığınız, yoksul bıraktığınız, maaşlarına el koyduğunuz, sokakta bıraktığınız milyonlardan korkun. Onların mücadelesini onlarla birlikte omuz omuza yürütmeye hep birlikte devam edeceğiz. Sömürü, rant, talan, savaş düzenine karşı birleşeceğiz. Asgari değil insanca bir yaşam için bu mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz" dedi.
Grup adına basın açıklamasını okuyan Kutay Soybil de şunları söyledi:
UTANMADAN İŞÇİLER '3 BİN 750 İLE 4 BİN İSTİYOR" DİYORLAR: Asgari ücret bugün 5 bin 410 lira olsa geçen seneye göre hiçbir zaman yapılmamış oluyor. Ve bu sadece dolar karşısındaki erimidir. Enflasyon bunun içerisinde değildir. Sadece ekim ayında doğal gaza yüzde 17, elektriğe yüzde 15, ekmeğe yüzde 25, çiğ süte yüzde 46,8 zam geldi. Anket yaptırmış efendiler utanmadan yüzümüze baka baka '3 bin 750 lira ile 4 bin lira arası istiyor işçiler' diyorlar. Üstelik utanmadan güya işçi temsilcisi olanı da ekliyor '3 bin 850 lira istiyorlar' diye.
BU ASALAKLAR BİR SABAH METROBÜS DURAKLARINA BİZİMLE BİRLİKTE GELSİN: Buradan açık çağrımızdır efendilere, bu aşağılık kan emiciler, bu sermaye bekçileri, bu asalaklar bir sabah metrobüs duraklarına bizimle birlikte gelsin ve bağırsınlar 'Bize 3 bin 750 TL yeter işçi kardeşlerimiz daha fazlasını istememeliyiz değil mi' diye bağırsınlar. Öfke ile karşılanmadıkları her dakika için bizler asgari ücret için yüzde 10 indirim isteyeceğiz. Fabrika, fabrika, mahalle, mahalle, sokak, sokak, şantiye, şantiye işçi-emekçilerin sesine ses katmaya, onları taleplerimiz etrafında örgütlemeye devam edeceğiz. “
(Edda Sönmez / ANKA)