İstanbul’da tarihi miting ya da miting tarihinin sonu

Azmi Karaveli, Millet İttifakı'nın büyük İstanbul Mitingini, Maltepe'de takip etti. Vatandaşların ve siyasilerin alanda yaşadıklarını not aldı...

AZMİ KARAVELİ


Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı’nın İstanbul mitingine yüz binlerce insan ulaşmaya çalışıyor. Polis de öyle bir yaya güzergahı belirlemiş ki insanların alana ulaşması hakikaten çok zor. Saat 20.00’ye yaklaşırken hala insanlar alana giriş yapıyor. Girişlerdeki üst aramalarında polislerin aşırı nazikliği dikkat çekiyor. Her kademede insanın, bir hafta sonrası için yeni pozisyon aldığının en basit örneği.

Daha önceki Maltepe mitinglerine göre çok daha kalabalık bir kitle var alanda. Maltepe, tarihinin en kalabalık mitingini yaşıyor. Asıl fark ise kitlenin coşkusunda göze çarpıyor. Herkese mavi renkte “sana söz” bayrakları ile Türkiye bayrağı verilmiş. Ortaya çıkan görüntü mitinge katılanları hayli dolduruşa getirici nitelikte. “Haramilerin saltanatını yıkacağız” şarkısından sonunda vazgeçilmiş. “Haydi gidelim haydi” parçası kitleyi çok iyi yakalamış durumda. Aralarda “ben Kemal, geliyorum” cümlesi de çok komik geliyor insanlara.

İlk konuşmayı yapan Temel Karamollaoğlu “Selamın Aleyküm” diye sözlerine başlıyor. Alanın yarısı gülümsüyor. Ancak herkes benimsemiş görünüyor “altılı masayı.” Sonrasında sahneye çıkan Ekrem İmamoğlu da iktidarın değişmesini “farz” olarak nitelendiriyor. Kitle hiç yadırgamıyor söylenenleri, coşkuyla söylenenleri alkışlıyor. Hatta Babacan’ın “2002’de başarmıştık, 2010’da İstanbul Kültür Başkenti olmuştu, ne hale getirdiler, yazık” diyerek AKP’nin ilk dönemini ne kadar başarılı bulduğunu ima eden sözleri dahi kaynadı arada. Babacan’ın “hak hukuk adalet” sloganı attırması paradoksal olarak hemen karşılık buluyor.

Mansur Yavaş’ın konuşması ile karşılaştırıldığında İmamoğlu’nun alanda çok daha fazla bir heyecan yarattığı kesin. Yüzbinlerce insanla çok kolay iletişim kuruyor. Kitle, İmamoğlu’nun her sözüyle heyecanlanıyor. Sonrasında söz alan Babacan’ın ilk başlarda ekonomi programı tadında yaptığı konuşma dahi sonlara doğru kalabalıkla yaptığı soru cevaplarla hareketleniyor. Kitle sanki kim konuşsa gaza gelecek gibi.

Gültekin Uysal’ın muhtemelen hayatı boyunca bulamayacağı bir fırsatı yakaladığı anlaşılıyor. Hayli uzun, hiç bitmeyecekmiş izlenimi veren, bol bağırmalı konuşması dahi kitleyi sıkmıyor. Hatta 14 Mayıs’ın darbe olarak nitelendirilmesinden bahsederken kitle hemen yuhalıyor. İnsanları gaza getiriyor, hah şimdi bitecek diyorsunuz, Uysal yeniden coşmaya başlıyor, o derece uzun konuşuyor. Konuşmasının sonunda hepimizi Allah’a emanet ediyor.

Ahmet Davutoğlu da Fatih ile başlıyor konuşmasına, Atatürk ile devam ediyor, şaman adetlerine dayanan Hıdrellez ile sürdürüyor. İnsan ister istemez daha iki gün önce 1 Kasım 2015 seçimini en büyük başarısı olarak gören bir ismin yüzbinlerce insana hitap etmesindeki paradoksa şaşırıyor. O kadar gaza geliyor ki “köylünün efendisi millet başa gelecek” falan gibi dili sürçüyor ama ne gam, herkes mutlu.

Yeşil Sol Parti’nin bayrağının ucuna takılan Türkiye bayrağı dikkat çekiyor. TİP’in karşıyım her şeye karşı sloganı da pankartlarda göze çarpıyor.

Maltepe mitingi o kadar coşkulu ki, gelecek hafta iktidar değişirse, mitinge gelenler son derece tarihi bir güne tanıklık etmiş olacaklar. Şayet sonuç Millet İttifakı açısından hüsranla sonuçlanırsa da; mitinglerin öneminin artık kalmadığını, milyonların bir mitinge katılmasının, aşırı coşkulu olmasının hiçbir anlamı olmadığını, o tarz siyasetin sonuna geldiğimizi anlayacağız.

Politika Haberleri