İstanbul, Türkiye'nin en büyük şehri olup tarihi ve doğal güzellikleriyle ön plana çıkan bir destinasyondur. Bu büyüleyici şehir, her yıl binlerce turisti cezbetmekte ve keşfedilmeyi bekleyen birçok yer barındırmaktadır.
İstanbul'un doğal güzellikleri, tarihi yapıları ve benzersiz manzaralarıyla her ziyaretçiyi etkilemeyi başarmaktadır. Boğaz'ın muhteşem manzarası, tarihi yarımadanın dokusu, yeşilliklerle bezeli parkları ve adalarıyla İstanbul, doğa severler için adeta bir cennettir. İstanbul'da keşfedilmeyi bekleyen birbirinden etkileyici 5 yer bulunmaktadır.
Habertürk'te yer alan bir içerikte; Sarıyer'de mutlaka gezilmesi gereken yerlerin listesi paylaşıldı. İşte Sarıyer'de mutlaka görmeniz gereken 5 yer
Atatürk Arboretumu
Doğayı ve yeşili seven birisi iseniz Atatürk Arboretumu‘na muhakkak gelmelisiniz. Atatürk Arboretumu, Sarıyer ilçesinde bulunan floristik zenginliğiyle birçok yerli ve yabancı botanikçinin ilgisini çekmiş bulunan ünlü Belgrad Ormanı’na komşu 296 hektarlık bir orman parçası üzerinde kurulmuş. Arboretum'a girişlerde su haricinde herhangi bir içecek veya yiyecek içeri alınmıyor. Evcil hayvan, drone, tripod kullanımı yasak. Yere düşmüş bile olsa tohum, çiçek, yaprak v.b. şeylerin toplanması yasak. Atatürk Arboretumu 09:00-17:00 saatleri arasında açık. Pazartesi günleri ziyarete kapalı.
Emirgan Korusu
Yeşili, doğayı, rengarenk çiçekleri seven biriyseniz, size huzur verecek bir yer var Sarıyer'de; Emirgan Korusu. Koru tam 300 dönümlük bir araziye sahip. Her adımda ise yeşilin tonları arasındaki kırmızı gülleri, mor menekşeleri, sarı laleleri görebileceğiniz bir nokta. Özellikle bahar ve yaz aylarında gidilmesini önersek de sonbaharda da ayrı bir güzellik sunar sararmış yapraklarıyla. İstanbul Boğazı kıyılarında, Emirgân-İstinye semtleri arasında yer alan koru sırtlar ve yamaçlar üstüne yayılmış.
Garipçe Köyü
İstanbul'da böyle yerler kaldı mı dedirten Garipçe, Sarıyer'e bağlı, Rumelikavağı ve Rumelifeneri'nin arasında konumlanmış, geçim kaynağı balıkçılık olan, Sarıyer'e 10 km uzaklıkta bir mahalle. Tarihçi Homeros'a göre Garipçe köyünün adı Kharybidis. Mahallenin %85'i ormanlık alan, %10'u yerleşimden oluşuyor. Geçim kaynağı balıkçılık olmakla beraber hayvancılık da yapılıyor. Köyde bir bakkal, bir kahve ve üç restoran var. Köyün iskelesinden büyükliman ve diğer yüzme koylarına turlar yapılıyor. Köye ulaşmak için Hacıosman, Sarıyer metro durağından kalkan 150 numaralı İETT otobüslerini kullanabilirsiniz. Özellikle tatil günleri denize nazır kahvaltı yapmak isteyenlerin sıkça ziyaret ettiği bir nokta.
Rumeli Hisarı
Namıdeğer "Boğazkesen" olarak bilinir. Fatih Sultan Mehmet tarafından Boğaziçi’nden geçen gemileri kontrol etmek amacıyla 1452 yılının mart ayında yapımına başlanan hisar ağustos ayında yani 5 ay gibi bir sürede tamamlanmış. Yapımında 2000 duvar ustası 4000 kalfa çalışmış. Fatih Sultan Mehmet’in 3 veziri tarafından yaptırılan Çandarlı Halil Paşa Kulesi 22 m, Zağanos Paşa Kulesi 21 m ve Saruca Paşa Kulesi 28 m. yüksekliğinde. Orta çağdan günümüze ulaşan bu eşsiz yapı sadece mimarisi ile değil bitki örtüsü ile de görülmeye değer. Çam fıstıkları, erguvan ağaçları ve yabani bitki örtüsü ile her mevsim İstanbul Boğazı’nın tipik florasının küçük bir kesiti gibidir. 3 seyir terası, dünyanın en güzel manzaralarından birine ev sahipliği yapar. Pazartesi hariç her gün açık.
Kuş Gözlem Kulesi
2015 yılında hizmete girmiş Kuş Gözlem Kulesi yaban hayatın izlenmesi, gözlenmesi, göç olaylarının incelenmesi için yapılan bir kule. Kulenin altında bir kafeterya bulunuyor. Restoranda manzaraya karşı güzel bir kahvaltı yapabilir üst kata çıkıp boğaz manzarası görebilirsiniz. Sarıyer Rumeli yolu üzerinde Garipçe sapağından düz devam edip ulaşabilirsiniz. Toplu taşıma kullanacaklar 150 no'lu Hacıosman Rumeli Feneri otobüsüne bizip Kuş Gözlem durağında inebilir.