Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan veya başka bir Millî Görüş kökenli bir kişinin adaylığı ihtimaline karşı “cumhuriyetine sahip çık” mesajıyla yola çıkılan bir dizi miting düzenlendi. Türkan Saylan’ın da miting düzenleme komitesinde yer aldığı Cumhuriyet Mitingleri’nin ilki 14 Nisan’da Ankara’da, 29 Nisan’da İstanbul’da, 5 Mayıs’ta Manisa ve Çanakkale’de, son miting ise 13 Mayıs’ta İzmir’de gerçekleştirildi. ÇYDD ve Atatürkçü Düşünce Derneği önderliğinde düzenlenen etkinliğe Ankara’da yüz bin ile 1.5 milyon arasında, İstanbul’da ise 1 milyon kişi civarında katılım sağlandı. İktidara yakın gazetecilerden biri olarak tanınan Nazlı Ilıcak, mitingi Ergenekon’un organizasyonu, katılanları da ‘Ergenekoncu’ olarak nitelendirdi.
Ergenekon soruşturmasının 12’nci dalgasında ÇYDD Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan’ın evi, ÇYDD Genel Merkezi ile yöneticilerinin evleri ve 81 şubesine polis baskın yaptı. “Baba beni okula gönder” kampanyasının başındaki isim Doğan Holding İcra Kurulu Üyesi Tijen Mergen ile ÇYDD üye ve yöneticisi 42 kişi, Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) ve Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) üyesi çok sayıda eğitim-bilim gönüllüsü gözaltına alındı. Saylan, yaşı ve hastalığı nedeniyle gözaltına alınmadı.
Çok sayıda vatandaş Saylan’a destek için evinin önünde toplandı. Güçlükle ayakta duran saylan kendisine destek vermek için gelenleri evinin camından selamladı. Saylan’ın evinin önünde ziyaretçiler için bir hatıra defteri açıldı. Ziyaretçiler Saylan için destek mesajlarını yazdılar.
Hasta yatağında sevenlerine ulaştırılması için bir mektup kaleme alan Saylan, mektubunda şu ifadelere yer verdi: “Bugün Genel Merkez, benim evim ve çok sayıda şubemiz, suçla bağlantılı olduğuna ilişkin olduğuna en küçük bir kanıt olmadığı hukukçularımızca ifade edilen bir arama emri ile aranmaktayız. Birçok yönetim kurulu üyemiz tutuklanıyor. Ben çok hastayım ve hastanede yatıyorum hafta sonu izinli çıkmıştım. Kan değerlerim çok düşük. Ağır bir kemoterapi alıyorum. Herkesin bildiği gibi ÇYDD hem darbeye hem de şeriata karşıdır. Ülkenin eğitim yoluyla kalkınması için çalışır. Ergenekon vb. oluşumlarla hiçbir ilgisi yoktur, olamaz da. Özetlersek, ÇYDD olarak Türkiyemiz’de bir hukuk devleti, Atatürk ilkeleri doğrultusunda bir yönetim istiyoruz. Evrensel hukuk kurallarının herkesin beyninde, yüreğinde yer etmesini ve adil yargılama kurallarının egemenliğini beklemek bir yurttaş olarak hepimizin hakkıdır diye düşünüyoruz. Biz de hakkımızı arayacağız.”
Türkan Saylan, Ergenekon soruşturmasının 12’nci dalgası kapsamında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Yüksel’in tutuklanmasıyla ilgili bir açıklama yaptı.
Kendisini birilerinin telefonla arayarak tuzak kurduğunu söyleyen Türkan Saylan, “Ben de dün gece bir tuzak yaşadım. Bir programdan 3 öğrenci istediler. Ben de bizim bu işlerden sorumlu arkadaşlarımıza telefon ettim, sen ayarla, dedim. Sonra bana telefon geldi. ‘Ben Olgay’ dedi, ben de çok yorgundum. Dedi ki ‘3 tane kardeş vardı, bizden okuyup meslek sahibi olmuşlardı. Onları davet edeyim mi’ dedi. ‘Yalnız devlet memuruymuşlar’ dedi. Ben de ‘Kimseyi zorlamayız o riski alıyorlarsa tamam’ dedim. Sabah arkadaş aradı tekrar. ‘Kardelenlerden üniversiteyi bitirmiş birileri var kafamda’ dedi. Ben de ‘O üç kardeşe ne oldu’ dedim. Olgay da ‘Ne üç kardeşi’ yanıtını verince, ‘Sen beni dün gece aramadın mı’ dedim, ‘Aramadım’ dedi. Demek ki bizim böceğimiz bir yerlerde mesaj gönderdi. Kim bilir onlar çıktıktan sonra ne söyleteceklerdi.” dedi.
Kimi basın yayın organlarında operasyon öncesinde de yazılıp çizilen fakat operasyon sonrasında şiddeti artan ÇYDD’yi itibarsızlaştırıcı haberler kaleme alındı. Gülen Cemaati’ne yakınlığıyla bilinen Zaman Gazetesi’nde yer alan, henüz haklarında hüküm verilmemiş öğrencilerin fişlendiği bir listeye yer verildi. 23 Kasım 2010’da yine Zaman Gazetesi’nde yer alan “Fuhuş çetesinden 250 subaya kirli tuzak” ve 30 Aralık 2010’da “ÇYDD’li kızlarla askerleri buluşturan ‘birader’e masonlardan hizmet ödülü” başlıklı haberlerle ÇYDD’den burs alan kadın öğrenciler fuhuş yapmakla suçlandı.
24 Nisan 2009 tarihli yazısında yaşanan olayları “Türkan Saylan hakkında medyada epeyi bir kıyamet koparıldı” diye yorumlayan Ömer Faruk Gergerlioğlu, ÇYDD Genel Başkanı Türkan Saylan dine karşı alerjik aydın zihniyetinin bir prototipidir. Dine karşı bu denli alerjik yapıdaki bir zihniyet varsaydığı tehlikenin önlenmesi için her türlü çılgınca işe girişebilir. Tutturamayacağını bilse de darbe heveslisi olabilir.” ifadelerini kullanarak Saylan’ı hedef aldı.
Faruk Gergerlioğlu, 18 Temmuz 2021’de kişisel Twitter hesabından yaptığı açıklama ile Saylan hakkındaki ifadeleri için “Adaletten uzaklaşmışım” dedi.
Abbas Güçlü ile Genç Bakış programında Ergenekon’un 12’nci dalgası konu edildi. Saylan’ın evinden gerçekleştirilen yayına Müjdat Gezen, Ayşe Kulin, Tan Sağtürk ve Bedri Baykam ile ÇYDD’nin bursiyerleri ve burs verenleri konuk oldu. Programa hastaneden katılan Saylan, “Hakkımda misyonerlik iddiaları var. Doğru, Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitim misyoneriyiz biz. Zavallı anam İsviçre’li ve Hristiyan olduğu için bu iddiaları ortaya atıyorlar. Belli bir basın bunları uyduruyor insanlar da buna inanıyor.” “Bize karşı olan delilerin hiçbirisinin tutarlılığı doğru düzgün incelenmemiş. Yasaların hiçbirisi doğru düzgün uygulanmadan bir nevi yargısız infaz yapılıyor. Deprem zamanı izinsiz para toplama hatta bir tuvalet kağıdını niye aldınız tüzüğünüzde yazmıyor gibi komik şeylerden tutup yargıladılar bizi. Hepsinden beraat ettik.” diye konuştu.
13 Nisan 2009 - Saylan’a fahri doktora ünvanı verildi
Boğaziçi Üniversitesi, lepra ile savaş konusundaki başarılı ve her kesimden, her bireyin çağdaş yaşam koşullarına eğitim yoluyla kavuşması hedefi ile on binlerce gence eğitim olanakları sağlayarak yürüttüğü sivil toplum çalışmaları nedeniyle Türkan Saylan’a fahri doktora unvanı verdi.
Uzun süredir kanser tedavisi gören Türkan Saylan 74 yaşında vefat etti. Doktoru, son 24 saate kadar bilinci açık olan Saylan’ın ölmeden önce, ‘Bana düşen tüm görevleri yerine getirdim, ölüme hazırım’ dediğini söyledi. Bilinci kapanmadan önce ailesi ve dernek yöneticileri ile görüşen Saylan, “Kız öğrenci sayısının 36 binden 100 bine çıkarılması, Türkiye’deki her köye bir okul yapılması ve her kasabada kız öğrenci yurdu yapılması” vasiyetinde bulundu.
ÇYDD, kuruluşundan Saylan’ın ölümüne kadar maddi durumu yetersiz olan toplam 58 bin öğrenciye eğitim bursu verildi.
Kardelenler Projesi, dünyaca ünlü belgesel kanalı National Geographic Channel’da belgesel oldu. Çekimler, 11 kişilik bir ekiple Eylül 2008’den Nisan 2009’a kadar sürdü. Belgesel için İstanbul, Kars, Erzurum ve Mardin’de Kardelen kızları ve aileleri ile görüşüldü. Belgeselin lansmanında konuşan National Geographic Channels International Avrupa Başkan Yardımcısı Adam Theiler Türkiye’ye ve dünyaya Kardelenler’in hikayesini anlatıyor olmanın onur verici olduğunu ve Kardelenler belgeselinin National Geographic’in misyonları arasında yer alan dünyayı daha iyi bir hale getirmek, bazı şeylerin değişmesini sağlamak ve insanları harekete geçirmek kavramlarını en iyi yansıtan projelerden biri olduğunu ifade etti.
Yazar Notu: Proje dahilinde bugüne kadar yaklaşık 20 bin 000 öğrenciye burs verildi, 8 bin 666 öğrenci liseden mezun oldu, bin 902 öğrenci üniversiteyi kazandı ve 755 öğrenci ise üniversiteden mezun oldu.
Kardelenler belgeselini izlemek için: https://www.youtube.com/watch?v=tS3pZqgzC1M
Ayşe Kulin, Türkan Saylan’ın hayatını konu edinen biyografik roman “Tek Ve Tek Başına Türkan”ı kaleme aldı. Kulin, Saylan’ın kendisinden ölmeden önce kendisi için bir roman yazmasını vasiyet ettiğini açıkladı.
ÇYDD, 13 Nisan 2009’da Ergenekon soruşturmasının 12’nci dalgası kapsamında Türkan Saylan’ın evi ve 81 adreste yapılan aramalarla ilgili olarak AİHM’e başvurdu.
Turkcell’in, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile birlikte 2000 yılından bu yana yürüttüğü ve 20 bin kızın okumasına destek olan proje Birleşmiş Milletler tarafından düzenlenen Pekin 15 etkinliği kapsamında kadınlara fırsat eşitliği sağlayan örnek projeler arasına alındı.
Prof. Dr. Türkan Saylan’ın toplumun her kesimine yazmayı amaçladığı yarım kalan mektuplarını içeren kitabı Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği yayınları tarafından yayımlandı.
Lütfi Kırdar Kongre Merkezinde, İdil Biret’in verdiği bir konser ve Türkan Saylan’ın dokunduğu insanları ve yol arkadaşlarını temsil eden kişilerin sunumuyla oluşan bir programla Saylan, ölümünün birinci yılında anıldı. Anmada, “Türkan Saylan Bilim ve Sanat Ödülleri” kamuoyuna duyuruldu. 1 Temmuz 2010 tarihinde ödül tescillendi.
Beşiktaş Belediyesi tarafından yaptırılan Türkan Saylan heykeli, Neşe Parkı’nda büyük bir katılım oranıyla açıldı.
Ayşe Kulin’in, Tek ve Tek Türkan romanından esinlenerek kurgulanan Türkan Saylan’ın hayatını anlatan tv dizisi yayınlandı.
Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan ÇYDD yöneticisi 13 kişi hakkında delil bulunamadığı için kovuşturma yapılmasına yer olmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verildi.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon soruşturması kapsamında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) yöneticileri ile üyelerinden oluşan 8 şüpheli hakkında hazırlanan iddianameyi kabul etti. İddianamede, Çağdaş Eğitim Vakfı eski Başkanı Gülseven Yaşer, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Öğretim Üyesi ve ÇYDD Van Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Yüksel, Emekli Albay Aydın Ortabaşı, 68’liler Vakfı Genel Sekreteri Mustafa Namık Kemal Boya, Halime Filiz Meriçli, Hamdi Gökhan Ecevit, Ömer Sadun Okyaltırık ve Fatma Nur Gerçel “Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olmak, devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek ve özel hayatın gizliliğini ihlal etmek” ile suçlandı.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kabul ettiği iddianamede, Ergenekon soruşturması kapsamında ÇYDD ile ÇEV yönetici ve üyesi sekiz sanığın 7,5 ile 30 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması istendi. İddianamede, ÇYDD sanıklarından Hamdi Gökhan Ecevit ve Ömer Sadun Okyaltırık’ın Ergenekon örgütünün amaçları doğrultusunda hazırlanan ”Ata Evleri Projesi”ni hayata geçirdiği de öne sürüldü.
Ergenekon örgütüne üye olmadığını ifade den Ecevit, Ata Evleri Projesini şu sözlerle anlattı:
“Ata Evleri, Yükseköğrenim gören öğrencilerin tarikatların tuzağına düşmeden, dinci faşizmin esiri olmadan ve gerici zihniyetin baskılarına maruz kalmadan öğrenimlerini tamamlayarak laik, Atatürkçü, demokratik, sosyal hukuk devleti kazanımlarına sahip çıkarak Türkiye’nin geleceğinde önemli roller üstlenmelerini sağlayacak bir proje.” Ecevit ayrıca, bu projenin teori aşamasında kaldığını, hayata geçirilemediğini söyledi.
ÇYDD ve ÇEV yönetici ve üyesi sekiz sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Dava 13 Temmuza ertelendi.
Cemal Şan’ın yönetmenliğini yaptığı, Ayşe Kulin’in eserinden uyarlanan biyografi, dram türündeki Türkan filmi gösterime girdi.
Filmi izlemek için: https://www.dailymotion.com/video/x7z8nlw
ÇYDD ve ÇEV yöneticileri adına açılan davanın 2’nci duruşmasında tutuksuz sanık Prof. Dr. Ayşe Yüksel, derneğin PKK’lı öğrencilere burs verdiği iddialarının asılsız olduğunu ifade ederek e-posta aracılığı ile tehditler aldığını söyledi. Duruşma sırasında üye hakim Mustafa Boz’un uyuyakalması tepki topladı.
Ergenekon soruşturması kapsamında, ÇYDD ve ÇEV yöneticileri ile üyelerinden oluşan 8 kişinin yargılandığı dava ile Poyrazköy’de ele geçirilen mühimmata ilişkin dava sanıklarının beyanlarının, birbirini etkilemesi ve dava konusu olan olaylarla ilgili hukuki ve fiili irtibat bulunması gerekçesiyle birleştirildi.
ÇYDD’nin avukatları, ABD’de faaliyet gösteren Arsenal bilişim şirketinin hazırladığı, dijital delillerin sonradan oluşturulduğunu belirten bir raporu mahkemeye sundu. Raporda, “Arsenal, ÇYDD sabit diskinin 10 Nisan 2009, saat 20.48’den (Windows iletişim sisteminin en son kapatıldığı zaman) sonra ve de adli imajının alındığı bilinmeyen tarihten önceki bir zamanda tahrifata uğradığı sonucuna varmıştır. Tahrifat, ÇYDD sabit diskinin başka bir bilgisayara bağlanmak suretiyle diske dosya ve klasörlerin kopyalanmasını, bunların tarih ve zamanlarıyla oynanmasını ve de son olarak silinmelerini içermektedir. ” denildi.
Poyrazköy dosyasıyla birleştirilen ÇYDD davasının “sonradan yüklenen” dijital verilere dayandığı ortaya çıktı. Derneğin avukatı Hüseyin Ersöz’ün talebi üzerine rapor hazırlayan adli bilirkişi raporunda, “İddianamede suç unsuru olduğu belirtilen 39 dosyanın tamamı, emniyette, olması gereken zaman diliminden önce kopyalanıp tarihleri değiştirildikten sonra silinmiş. Kesinlikle delil olarak kullanılamaz” denildi.
“Kafes eylem planı”, “Amirallere suikast”, “Gölcük’te ele geçirilen belgeler” ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Çağdaş Eğitim Vakfı yöneticileri hakkındaki iddialara ilişkin dosyaların birleştiği dava yargılanan 84 tutuksuz sanığın hepsi beraat etti. Kararın ardından sanıklar ve aileleri, birlikte Gençlik Marşı’nı okudu.
AİHM, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği yöneticilerinin gözaltına alınma ve tutuklanma gerekçelerinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun olmadığına hükmetti. Mahkeme ayrıca, davacı 8 kişiye 24 bin avro manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Anayasa Mahkemesi, Çagdaş Yaşamı Destekleme Dernegi’nin Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınmış olan yöneticilerinin “özgürlük ve güvenlik haklarının” ihlal edildiğine hükmetti.
Firari eski savcı Zekeriya Öz ile Ergenekon soruşturmasını yürüten ve Balyoz, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği gibi soruşturmalarda özel yetkili savcı olarak görev yapan eski Yargıtay Üyesi Mehmet Murat Yönder, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı.