TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nunda bugün Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2024 yılı bütçesi görüşülüyor.
İYİ Parti Grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu, özetle şunları ifade etti:
"Endişemiz önümüzdeki yıllarda bunun başkanlıklar bütçesine kadar düşmesi"
"Merkezi yönetim bütçe teklif inde bütçe toplamı yaklaşık 11 trilyon iken Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı için yalnızca 334 milyar ayrılmıştır. Bu tutar maalesef tüm bütçenin yüzde 3’üne tekabül etmektedir. 2022 yılında bu oran 3,77; 2023 yılında 3,35; 2024 yılında ise yüzde 3,015’e gerilemiştir. En büyük endişemiz, önümüzde ki yıllarda Aile Bakanlığı bütçesinin başkanlıklar bütçesine kadar düşmesidir. Faiz giderlerine baktığımızda ise Sayın Bakan, 1 trilyon 254 milyar, sizin Bakanlığınıza ayrılan bütçenin neredeyse 4 katı. Ülkemizde yoksulluk bu kadar derinleşmişken, çocuklar yataklarına aç girerken sosyal yardımları yapacak olan Bakanlığınız faiz lobisi tarafından ezilmiş durumda. Buna neden bir tepki göstermiyorsunuz, gerçekten merak ediyoruz.
"Ülkemizde çocuk işçiliği 5 yaşa kadar düşmüş durumda şu an"
Aileyi koruyabilmeniz için önce çocukları koruyabilmeniz gerekiyor ancak Türkiye İstatistik Kurumu’nun Ağustos 2023 tarihinde yayımladığı verilere göre güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocukların karıştığı olay sayısı 2022 yılında bir önceki yılına göre yüzde 20,5 oranında artarak 601 bin 754 olmuş. 2022 yılında 902 çocuk adam öldürme suçuna, 9 bin 304 çocuk ise uyuşturucu kullanma ve satma suçlarına karışmış. Çocukları koruyabilmiş misiniz? Görünüyor ki hayır. Ülkemizde çocuk işçiliği 5 yaşa kadar düşmüş durumda şu an. Ekmek almaya gönderirken tereddüt ettiğimiz 5 yaşındaki çocuklar yoksulluk nedeniyle çalışmak zorunda kalıyor. Sosyal yardımlardan faydalanacak kişi sayısı tahminlerini her geçen yıl için azaltmışsınız. Peki, buna gerçekten inanıyor musunuz Sayın Bakan? Yoksulluk sınırı 43 bin 500 TL'ye da yanmışken ancak asgari ücret hâlâ 11 bin 400 TL iken sosyal yardım talep edecek kişi sayısı mı azalacak, yoksa siz Bakanlık olarak bu yardımları yapmaktan imtina mı edeceksiniz?
"Kadının güçlenmesi programına ayrılan 2024 bütçesi toplam bakanlık bütçesinin yalnızca yüzde 0,87’si, bu bütçede kadının adı yok"
Kadının güçlenmesi programına ayrılan 2024 bütçesi toplam Bakanlık bütçesinin yalnızca yüzde 0,87’sine tekabül ediyor. Yaklaşık 2 milyar 901 milyonluk bu bütçe ne üzücü ki şehit yakınları ve gaziler programından sonraki en düşük paya sahip. Kendisinden sonraki yönetim ve destek programına ayrılan bütçe bu rakamın yaklaşık 2,4 katı yani Sayın Bakan, aslında bu bütçede kadının adı yok. Ülkemizde her gün en az bir kadın cinayeti ve bir şüpheli kadın ölümü gerçekleşiyor. Hükümet bununla mücadele etmek ve bu sorunu kökten çözmek yerine İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede hukuksuz bir şekilde çıkılmasına alkış tutuyor. Bakın, ülkemiz 6 Şubat'ta çok yıkıcı bir deprem yaşadı. Ben afet bölgesi ilan edilen illerdeki kadına yönelik şiddet verilerini İçişleri Bakanlığı’na sordum. Son sekiz ayda, afet bölgesi ilan edilen illerde 17 bin 705 kadına yönelik şiddet vakası gerçekleştiği iletildi. Aynı zamanda, 6284 sayılı kanun kapsamında kadın lehine 47 bin 891 önleyici tedbir kararı, 3 bin 701 koruyucu tedbir kararı verildiği belirtildi cevaplarında. Sadece afet bölgesi ilan edilen illerde dokuz aylık bir süreçte bu kadar vaka gerçekleşirken bütçede 2024 hedefi olarak kadın konukevi sayısının 164 olarak belirtilmesi kadınların şiddet gördüğü zaman sığınacağı yer olmadığını da bizlere gösteriyor.
"Devlet yoksulluk nafakasını kaldırmak için değil nafakanın miktarını ve tahsil kabiliyetini artırmak adına çalışmalar yapılmalı"
Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu 2023 Raporu’na göre Türkiye 146 ülke arasında 129’uncu sırada yer alıyor. Yine, Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneğinin hazırladığı 2021 -2022 Türkiye "de Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini İzleme Raporu’na göre ise ülkemiz OECD ülkeleri arasında 36 ülke içerisinde maalesef 35’inci sırada yer almakta. Bu durum devletin topyekûn toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele etmesi gerektiğini göstermektedir. Örneğin, devlet toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle çoğunlukla kadınlar lehine hükmedilen
yoksulluk nafakasının kaldırılması için çaba göstermemelidir. Onun yerine, nafakanın miktarını ve tahsil kabiliyetini artırmak adına çalışmalar yapılmalıdır. Toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle eviçi emeğin tamamen kadınlar tarafından sarf edilmesi, çocuk ve yaşlı bakımını kadınların yerine getirmesinin beklenmesi, ücretsiz aile işçisi olmaları yoksulluğun derinleşmesine sebep oluyor. Bakanlığınızın bu konuda daha etkin politikalar üretmesi gerekiyor.
"Sizden beklentimiz, kadınların kazanılmış haklarına müdahale edilmesini engellemeniz"
Toplumsal cinsiyet odaklı bütçe sistemine geçilmeli, kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmaya yönelik çalışmaların ve kadınların hayatlarını iyileştirmeye yönelik destek hizmetlerine aktarılan finansal kaynakların payı artırılmalıdır. Kadın sığınma evlerinin sayısı artırılmalıdır, yerel yönetimlere de sığınak ve dayanışma merkezi açılmalı ve oradaki ihtiyaçların karşılanmasına yönelik özel bütçeler oluşturulmalıdır. Hem bütçe hazırlıklarında hem de politikalar hazırlanırken sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği içinde hareket edilmelidir. Sayın Bakan, sizden beklentimiz toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik çalışmalarda bulunmanız, kadınların kazanılmış haklarına müdahale edilmesini engellemeniz, kadın ve çocuk yoksulluğunu giderecek projeleri hayata geçirmeniz ve 6284 sayılı kanunun etkin biçimde uygulanması için Bakanlığınızın üzerine düşen sorumlulukların layığıyla yerine getirilmesini sağlamanızdır." (ANKA)