Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Karar Tv’de Taha Akyol ve Elif Çakır’ın sorularını yanıtlayan Karamollaoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda şunları söyledi:
“Kılıçdaroğlu’nun aday olması iyi oldu. Bazı gerçekleri gördü. 1950’den beri CHP, Türk siyasetinde yüzde 25’in üzerine bir kere çıktı, Ecevit’le 1977 seçiminde. Onun dışında çıkamadı. Kılıçdaroğlu bir şeyi fark etti. ‘Biz geçmişte bu milletin temel değerleri ile kavga etmişiz. Aykırı uygulamalarda bulunmuşuz. Bizim bu politikamızı değiştirmemiz gerekiyor’ dedi. Bunu da helalleşmemiz icap eder diyerek takdim etti. Bu tavır önemlidir. Erbakan Hoca’yı anma programımıza geldi çok güzel konuştu. Kudüs mitingimize geldi bizim arkadaşlarımızın çoğu ‘onun konuşmasını sen yapmalıydın’ dedi. Adım attı ama bununla Tayyip Bey ilgilenmedi. Biz buna karşılık verdik.
CHP’nin içinde bazı kesimler inadına hem Kılıçdaroğlu’na hem de bu politikalara tavır koyuyorlar. Biz de diyoruz ki sizin politikalarınız var. Laiklik konusu mesela. Ne demek laiklik? Laiklik Türkçe bir kelime değil tarifi yapılmamış. Ne demek laiklik? Laiklik din düşmanlığı mı? Yok canım öyle şey olur mu diyorlar. O zaman yazalım yani laiklik demek din düşmanı demek değildir. Şimdi bu bir adım ve ben özellikle bizim gibi inançlı kesime yönelik olarak laikliği kendisi için çok büyük önemli bir mefhum kabul edenler bize saldırırken ben de kendilerine çoğu zaman şunu söyledim; bizim inancımızda hiçbir dinde olmayan bir özellik var. Dinde zorlama yoktur. Sizin tarif etmek istediğiniz laiklik bu olması icap eder. Kimseyi kendiniz gibi inanmaya zorlayamazsınız. Bu inanç hürriyeti demektir. Şimdi bu noktada makul düşünen insan tamam diyor.”
Erdoğan’a: Kimler kimlerle beraber…
Karamollaoğlu, Erdoğan’ın ittifaklarına dair ise “Ben de sayın Erdoğan’a soruyorum, kimler kimlerle beraber? Bundan 10 sene önce ağza alınmayacak laflar eden MHP’lilerle beraberler. Doğu Perinçek’le beraberler. Amerika’dan desteği alarak Türkiye’ye gelen sizsiniz biraz insaflı olun. Sarayda daha siyasi hakları bile yokken bir insanın sarayda cumhurbaşkanıyla fotoğraf verebilmesi ne demek? Arkasından çıkardığı milli görüş gömleğinin yerine kendisine siyonizm yeni bir gömlek giydirdi. Cesaret madalyası verdiler. Ben bu tip meseleleri bir kenara bırakıyorum. Bunlarla uğraşmayalım” ifadelerini kullandı.
“Tayyip beyin şok yaşayacağını düşünüyorum”
“Seçimi birinci turda alırız” diyen Karamollaoğlu, şöyle devam etti: “Seçmenin büyük bir kısmı anketlerde bile kendi fikrini söyleyemiyor. Bu seçimde iktidarın Tayyip Bey’in tahminlerinin ötesinde bir şok yaşayacağını düşünüyorum. Benim tahminim en az 55-60 civarında fark olacak. Bu ülke çok çekti. Çok kızgın bir kesim var. Bu asrın depremi doğru. Adıyaman’da helallik istedi. Bu sistemin içinde korkunç bir hadise meydana geldiği zaman oraya nasıl müdahale edileceğini sadece Cumhurbaşkanlığı’nın talimatına bağlarsanız bu ülke ayağa kalkmaz.”
Yeniden Refah Partisi yorumu: Tayyip beyin müdahil olduğu kanaatindeyim
Fatih Erbakan’ın başkanı olduğu Yeniden Refah Partisi hakkında da konuşan Karamollaoğlu, “Necmettin Erbakan Saadet Partisi’nin genel başkanı olarak vefat etti. Babalarının genel başkan olduğu partiye ihanet ettiler. O partinin kuruluşunca Recai Kutan vardı, o bizimle. Yeniden Refah Partisi’nin adını almaları bile hukuken uygun değil. Tayyip Bey’in burada müdahil olduğu kanaatindeyim. Resmen kapatılan bir parti adıyla yeniden kurulamaz. Babasının kitabını alıp okuyup her gittiği yerde bunu anlatmak milli görüşçü olduğun anlamına gelmez. Biz onu ihraç etmedik onlar partiden ayrıldı. Erbakan Hocamızın fikirlerini gündeme getirmek milli görüşçü olmak anlamına gelmez. Bölmek en büyük ihanettir.”
“Ayasofya cami kalacak”
Kazanımlarından taviz vermeyeceklerini söyleyen Karamollaoğlu, “Davutoğlu, Babacan ve kendim için söylüyorum kazanımlardan taviz vermeyiz. Bunu Sayın Kılıçdaroğlu da söylüyor. Bir kesim de bunu istismar ediyor. Diyorlar ki imam hatip okulları kapatılır mı? Hayır. Başörtüsü tekrar yasaklanır mı? Hayır. Bunu sadece biz değil Kılıçdaroğlu da söylüyor. Bu konular artık istismar edilemeyecek. Biz kendi inancımızın istismar edilmesine fırsat vermeyiz, biz de istismar etmeyiz. Bizim Türkiye’de birbirimizi kırmadan yeni bir anlayışa ihtiyacımız var. Biz Kılıçdaroğlu ile konuşabiliyoruz, müzakere edebiliyoruz. Türk siyasetine yeni bir hava getirdi bu durum. Ne Sayın Kılıçaroğlu’nun ne de bir başkasının Ayasofya’yı cami olmaktan çıkarmak gibi bir niyeti yok” dedi.
“İttifak içinde ittifak yüzde 99”
Karamollaoğlu, Gelecek ve DEVA partileriyle tek liste ile seçime girme konusundaki son durum hakkında ise şu bilgiyi verdi:
“Ben ittifak içinde ittifak diye bahsetmiştim yani DEVA, Gelecek ve Saadet Partisi olarak bir araya gelip seçime müşterek girmelerinin bizim oy potansiyelini yükselteceğini ve Meclis’te bunun karşılığını göreceğimizi söyledim. Tek liste, tek amblem altında. Tam olarak bu iş neticelenmiş değil ama yüzde 99 ben bunun tamamlandığı kanaatindeyim. Biz bunun Saadet Partisi çatısı altında olması gerektiğini söylüyoruz.
“Birçok yerde biz bunun araştırmasını yaptık, arkadaşlar da yaptırdılar, gözüken o ki bugünkü şartlarda teker teker seçime girsek yüzde 2 ile 4 arasında oy alıyoruz. Ayrı ayrı girerek hepimizin alacağı toplam oy yüzde 7-8’i buluyor. Ama Meclis’te temsilci bulundurabilme ihtimali çok zayıf, en fazla iki milletvekili. Onun için biz birlikte girersek yüzde 7-8 oy alabildiğimiz takdirde 15-20 belki de 25 milletvekiliyle temsil edilebileceğiz. Bizim bütün derdimiz seçimlerden en büyük başarıyla çıkmak.”
Kızılay benim için bitti
Karamollaoğlu, deprem sonrası skandalları arka arkaya gündeme gelen Kızılay hakkında ise şu yorumu yaptı: “Türkiye Tek Yürek Kampanyası’na katılmadım. Nereye gideceğini bildiğim, doğru harcanacağını bildiğim yerlere yardım ediyorum. Yardım kuruluşları ticarethane gibi çalışamaz. ‘Çadırları, sobaları aldım bunu halka dağıtacak olanlara satacağım’ diyemez bir yardım kuruluşu. Benim Kızılay’la alıp vereceğim yok. Kızılay, çadırı kendisi ulaştıracağına başka bir yardım kurumuna satıp oradan kar etmeyi marifet kabul ettiğinde benim nazarımda bitti.” (Kısa Dalga)