Suudi muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülmesiyle ilgili davanın Riyad'a devredilmesine ilişkin karara, nişanlısı Hatice Cengiz'in avukatı tarafından itiraz edildi. Cengiz'in avukatı Gökmen Başpınar, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmek üzere 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunduğu dilekçede, davanın durma ve devredilmesi kararının kaldırılmasını talep etti.
Sözcü gazetesinden Fırat Fıstık'ın haberine göre, dilekçede Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, Kaşıkçı'nın köşe yazarı olduğu Washington Post gazetesine 30 Eylül 2019'da yazdığı yazıya atıf yapılarak, “Sayın Cumhurbaşkanımızın 30.09.2019 tarihinde maktul Cemal Kaşıkçı'nın yazdığı gazete olan Washington Post gazetesine yazdıklarının daha mürekkebi kurumamışken bu dava Suudi Arabistan'a devredilemez” ifadelerine yer verildi.
Erdoğan söz konusu yazıda şunları yazmıştı: “Suudi Arabistan’daki mahkeme süreci hakkında birçok soru işareti bulunduğu bir sır değil. Mahkemeyi çevreleyen neredeyse tam bir şeffaflık yokluğu, duruşmaların kapalı yapılması ve Kaşıkçı'nın katillerinin fiilen serbest oldukları iddiaları uluslararası toplumun beklentilerini karşılamıyor ve Suudi Arabistan'ın itibarını zedeliyor.”
FAHRETTİN ALTUN’UN TWEETİ DE DİLEKÇEYE GİRDİ
Dilekçede atıf yapılanlar arasında Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da yer aldı. “Altun'un yaptığı açıklamalar ortada dururken bu dava devredilemez” denilen dilekçede, Altun’un, Kaşıkçı cinayetinin ikinci yıldönümünde attığı tweet örnek gösterildi.
Altun, "Cemal'in katillerini hepimiz tanıyoruz" dediği paylaşımında, “Kaşıkçı'nın katilleri o günden bu yana adaletten kaçırıldı. Onlara yataklık yapıldı. Göstermelik bir mahkemeye çıkarıldılar ve serbest bırakıldılar” ifadelerini kullanmıştı.
'OLAYIN OLUŞ ŞEKLİ BELLİDİR'
İtiraz dilekçesinin devamında şöyle denildi: "Onlarca hukuki, ahlaki ve siyasi nedenden ötürü bu kovuşturmanın herhangi bir ülkeye ama, Suudi Arabistan'a hiçbir şekilde devredilmemesi gerekmektedir. Buna rağmen 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kovuşturmanın devri kararı verilmiş olup, hatalı ve eksik tesis edilen ilgili kararın kaldırılması zorunluluğu hasıl olmuştur. Türkiye Cumhuriyet egemenlik haklarında bu şekilde vazgeçemez. Olayın oluş şekli bellidir. İnsanın kanını donduran ses kayıtları dökümleri ortadadır. Yazılanlar ve söylenenler ortadadır. Sayın mahkeme yargılama yetkisini Türk milleti adına kullanmaktadır. Tarihe ne şekilde geçeceği belli olan bu şekilde bir kovuşturmanın devri kararı, Türk milleti olarak çocuklarımıza ve torunlarımıza bırakacağımız miras olmamalıdır." (DHA)