Kısa Dalga - Konya Ovası'nda arkeologlar, Kral Muwatalli II döneminde (yaklaşık M.Ö. 1295-1272) bir dönem Hitit İmparatorluğu’na başkentlik yapan Tarhuntaşşa şehrinin kalıntılarını araştırıyor. Son yapılan çalışmalara katılan ekip, Türkmen-Karahöyük'ten kil örnekleri topladı ve bunların jeolojik imzalarını, Tarhuntaşşa'dan geldiği bilinen Hattuşa'daki kil tabletler ve mühürlerle karşılaştırmaya başladı. Eğer kayıp şehir Tarhuntaşşa bulunabilirse, Hitit İmparatorluğu haritasına geri koyulabilir.
Archaeology.org’dan Benjamin Leonard, ‘Kayıp şehirleri aramak’ serisinde Tarhuntaşşa’da yapılan araştırmaları ve kayıp şehrin geçmişini yazdı.
Anadolu’da hüküm sürdüler
M.Ö. 13. yüzyılın başlarında Hitit İmparatorluğu'nun (M.Ö. 1650-1200 civarı) hükümdarları Orta Anadolu'nun büyük bölümünü kontrol ediyor ve Batı Anadolu ile Suriye'de yeni topraklar fethederek topraklarını genişletiyorlardı.
Başkent fırtına tanrısı Tarhunta'nın adını taşıyan Tarhuntaşşa'ya taşındı
Kral ll. Muvatalli (yaklaşık M.Ö. 1295-1272 yılları arasında hüküm sürdü) kraliyet faaliyetlerini Hitit başkenti Hattuşa'dan, güney Anadolu'da fırtına tanrısı Tarhunta'nın adını verdiği bir şehir olan Tarhuntaşşa'ya taşıdı.
ll. Muvatalli'nin hükümdarlık dönemine ait çivi yazılı kayıtlar, onun bu değişim için motivasyonunun dini reform olduğunu gösteriyor. Bilkent Üniversitesi'nden arkeolog Michele Massa, "Muvatalli'den önce Tarhunta çok az öneme sahipti. Ancak kral bu tanrıyı Hitit panteonunun yeni başı yapmaya karar verdi" dedi.
‘Hattuşa sefer yapmak için oldukça elverişsizdi’
Akademisyenler, Tarhunta'ya adanmış yeni bir başkentin kurulmasında muhtemelen başka jeopolitik faktörlerin de etkili olduğuna inanıyor. O dönemde Muvatalli, Suriye ve Lübnan üzerinde Mısır'la bir çatışmanın içindeydi. Chicago Üniversitesi'nden arkeolog James Osborne, "Hattuşa Anadolu'nun oldukça kuzeyindeydi" dedi ve ekledi: "Levant'ta savaşlar yaşanırken sefer yapmak için oldukça elverişsiz bir üs konumundaydı."
Amca – yeğen arasında taht paylaşımı
Tarhuntaşşa'nın imparatorluğun merkezinde geçirdiği süre kısa oldu; Muvatalli'nin ölümünden sonra Hitit kraliyet sarayı Hattuşa'ya geri taşındı ancak Tarhuntaşşa imparatorluğun bir eyaleti olarak kaldı.
Muvatalli'nin oğlu Kurunta meşru kral varisi olmasına rağmen, Muvatalli'nin kardeşi III. Hattuşili (yaklaşık M.Ö. 1267-1237) tahtı ele geçirdi.
Hattuşili, genç yeğenini Tarhuntaşşa'nın hükümdarı olarak atayarak onun gönlünü aldı. Kurunta yönetiminde Tarhuntaşşa kendi bağımsız krallığı haline geldi. Ancak topraklarının tam genişliği ve başkentin tam yeri bilinmiyor.
Konya Ovası ile Akdeniz kıyısı arasında bir yer
Tarhuntaşşa'nın konumuna dair en önemli ipuçları Hattuşili ve oğlu lV. Tudhaliya (hükümdarlığı yaklaşık M.Ö. 1237-1209 arasında) tarafından Kurunta ile yapılan antlaşmalarda bulunmaktadır. Bu antlaşmalar Tarhuntaşşa ile Hitit İmparatorluğu'nu ayıran sınırları Türkiye'nin güneyindeki Konya Ovası ile Akdeniz kıyısı arasında bir yer olarak tanımlıyordu.
Arkeolog Michele Massa, "Antlaşmalarda Tarhuntaşşa şehrinin nerede olduğu belirtilmediğinden, yerini saptamak için pek çok farklı kanıt ve dedektiflik çalışması gerekiyor" dedi. Yeni arkeolojik araştırmalar ve Hattuşa'da ortaya çıkarılan tablet ve kil mühürlerin analizi, Massa ve Osborne'un ekibine Hitit İmparatorluğu'nun zor bulunan ikinci başkentinin yerini kesin olarak belirleme şansı verebilir.
Konya Ovası'nın uydu görüntüleri incelendi
Konya Ovası'nın uydu görüntülerini inceleyen ekip, Türkmen-Karahöyük'teki geniş höyük alanını fark etti. Büyüklüğü ve belirgin konumu nedeniyle buranın eski bir siyasi merkez, hatta belki de Tarhuntaşşa'nın kendisi olabileceğini düşündüler.
Massa ve Osborne alanda yüzey araştırması yaptı ve Muwatalli'nin başkenti Tarhuntaşşa'ya taşıdığı dönemi de kapsayan Geç Tunç Çağı'nda (yaklaşık M.Ö. 1600-1200) buradaki şehrin büyük ölçüde genişlediğini gösteren seramikler buldu. Ayrıca, Tarhuntaşşa Krallığı'nın bilinen tek hükümdarı olan Kurunta tarafından da kullanılan bir unvan olan "Büyük Kral" unvanını kullanan Hartapu adlı bir kralın başarılarını kaydeden ve muhtemelen M.Ö. sekizinci yüzyıla tarihlenen bir taş stela buldular.
Örnekler toplantı
Daha kesin kanıtlar yakında gelebilir. Ekip, Türkmen-Karahöyük'ten kil örnekleri topladı ve bunların jeolojik imzalarını, Tarhuntaşşa'dan geldiği bilinen Hattuşa'daki kil tabletler ve mühürlerle karşılaştırıyor. Çalışmaları sonunda Tarhuntaşşa'yı Hitit İmparatorluğu haritasına geri koyabilir. (Haber Merkezi)