Kanaat Önderleri ile yapacağı program kapsamında dün Amasya’ya gelen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, programı sonrası bir kafede gençlerle bir araya geldi. Gençlerin sorularını ve taleplerini dinleyen Kılıçdaroğlu, çözüm önerilerini anlattı.
Sözcü'nün aktardığına göre adaletteki soruna dikkat çeken bir genç, hakimler ve savcılar hakkında herhangi bir planınız var mı? diye sordu. Kılıçdaroğlu ise gence şu yanıtı verdi:
"Yasalara kim uyuyorsa başımızın üzerinde yeri var. Ama bir yargıç, savcı yasalara uymuyor da bir merkezden aldığı talimatı yerine getiriyorsa o hakimlik ve savcılık yapamaz, o meslekten alınması lazım. Zindaşti'yi serbest bırakacaksın, ondan sonra arkadan tutuklama kararı çıkaracaksın. Zindaşti zaten gitti, adamı serbest bırakmak için zaten o numaraları çekiyorsun. Şimdi onu yapan hakime biz, ‘Ya bu hakimlik yapsın' diyecek miyiz? Denmez, doğru da değil zaten.
Sezgin Baran Korkmaz'ı serbest bırakan mal varlığındaki haczi kaldıran savcı ve savcı yardımcısı, birisi Anayasa Mahkemesi üyesi oldu, birisi Adalet Bakanlığı Bakan Yardımcısı oldu. Ne için? Aldığı talimatı yerine getirdiği için. Şimdi onlar yerlerinde kalacak mı? Onlar kalırsa, adaleti o zaman yaralamış olursunuz. Verdiğiniz sözü tutmamış olursunuz."
“YÖK'Ü DÜZELTMEMİZ LAZIM”
KPSS'yi Bülent Ecevit'in oluşturduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
Kamuya eleman alınırken torpil olmasın herkes bilgili ve birikimiyle girebilsin diye. Fakat aldılar, yozlaştırdılar. Orayı düzeltmemiz lazım. YÖK'ü de düzeltmemiz lazım. Barış akademisyenleri var, onları da görevlerine iade etmemiz lazım. Çünkü üniversiteyi, üniversite olarak kabul edeceksek, üniversite her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı mekanlar olmak zorundadır. Üniversiteyi üniversite olmaktan çıkarırsanız o ülkeyi büyütemezsiniz."
Seçimi kazanacaklarında ilk yapacağı işin hasar tespit komisyonu kurmak olacağını anlatan Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
"6 lider bunun üzerinde anlaştık. Diyelim ki siz iktidar oldunuz. Önünüzde dünya kadar sorun var ve bu sorunları çözmek istiyorsunuz. Çözmek için kaynağa ihtiyacınız var ve bilmediğiniz sorunlar da var. Hasar tespit komisyonu bunu saptayacak. Ekonomik ve sosyal konseyi toplayacağız. Sanayicisinden tutun, çiftçisine kadar, işçisinden tutun, emeklisine kadar değişik sosyal katmanlardan oluşan bir komisyon. Komisyonu toplayacağız, böylece toplumun değişik kesimlerinin sorunlarını direkt onlardan dinleyeceğiz."
“BEN SÖYLEDİM YAPMADI, PUTİN SÖYLEDİ ‘EMREDERSİNİZ' DEDİ”
“İki yıl içinde Suriyeli kardeşlerimizi ülkelerine göndereceğiz” diyen Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
"Önce Suriye'nin meşru hükümetiyle bizim oturup konuşmamız lazım. Karşılıklı büyükelçilikleri açmamız lazım. Meşru hükümetle görüşemezseniz, buradan giden insanların can ve mal güvenliğini sağlayamazsınız. Bu görüşmeyi yapacağız. Ben söyledim. Üstelik kaç senedir söylüyorum yapmadı ama Putin söyledi, ‘emredersiniz' dedi. Şimdi Putin'in dediği noktaya geldi. Görüşmeler başlayacak. İkincisi onların evini, yolunu, okulunu, kreşini, hastanesini yapacağız. Nasıl yapacağız? AB fonlorıyla. AB bu fonları vermeye hazır ama istediği tek şey var. Parayı nereye harcadığınızın hesabını bize vereceksiniz. Üçüncüsü de buradan gidenlerin can ve mal güvenliğinin sağlanması lazım.”
“KAÇ KİŞİYE VATANDAŞLIK VERİLDİĞİNİ BİLİYORUZ”
Kılıçdaroğlu, kaç kişiye vatandaşlık verildiğini bildiğini belirterek, şu ifadeleri kullnadı:
"Vatandaşlık verilenler oy kullanıyorlar. Biz Türkiye'deki bütün seçmenlerin 1998 yılından son seçime kadar hepsinin verileri bizim elimizde. Yüksek Seçim Kurulu'nun elinde olmayan veriler bizde var. Biz kim, nerede oturuyor hepsini biliyoruz. Veri madenciliği diye bir kavram var. Gelen bütün verileri biz işleriz, onları yerli yerine oturturuz. Verilerde hata varsa Yüksek Seçim Kurulu'na söyleriz. Kaç kişiye vatandaşlık verildiğini doğum yerlerinden anlıyoruz. Suriye'de, Irak'ta doğmuşsa biz o doğum yerlerinden kaç kişinin yabancı olduğunu ve onlara vatandaşlık verildiğini oradan anlıyoruz."
“6 PARTİ ANLAŞTIK, HER SANDIĞA PARTİLERDEN BİRER KİŞİ KONULACAK”
"Sandık başında olmanız ve çıkan sonuçların tutanağa tutulması, cep telefonuyla bize fotoğrafının gönderilmesi çok önemli. Bunları bekliyoruz. Türkiye genelinde 200 bin sandık var. 6 parti anlaştık, her sandığa birer kişi partiler koyarsa 6 gözlemci olacak orada, iktidarın da olacak artı kamu görevlileri de olacak. Biz onlardan şunu bekliyoruz, kendi arkadaşlarımıza da söyledik. Yemek yemek, sigara içmek için dışarıya çıkmayacaksınız. İkincisi, elektrik kesildiği zaman hemen sandığın üzerine oturacaksınız elektrik gelinceye kadar. Bütün bunları arkadaşlarımıza söyledik. Sayım sırasında dikkat edeceksiniz. Toplamalara dikkat edeceksiniz. Sonra imzalayacaksınız. Tutanağı baştan sakın imzalamayın, sayımlar yapıldıktan sonra imzalayacaksınız. Hemen cep telefonundan fotoğraf çekip genel merkeze atacaksınız. Biz İstanbul seçimlerinde böyle yaptık. İstanbul seçimleri açıklanmadan çok önceden sonuçların ne olacağını biliyorduk. İptal ettiler. Milletvekili arkadaşlarımız çuvalların olduğu yerde sabahladılar. Elektriklerin sönmemesine dikkat ettiler. Sayımlar yapıldı, hiçbir şey olmadı. Sandığa gidin, oyunuzu kullanın. Güvenliğini alırız biz."