CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Gara'da Cumhurbaşkanımızı sorumlu tutmak, PKK'yı aklamaktır" diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu "sarayın memuru" olarak nitelendirerek muhatap almayacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Gara'da ben kalkıp da ordumuzu mu, Genelkurmayı mı, Silahlı Kuvvetleri mi eleştireceğim? Onlar siyasetin emrindedir. Sorumlu siyasetçidir. Hakarete gerek yok, 5 sorumun cevabını bekliyorum" diye konuştu.
BBP Genel Başkanı Destici, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu CHP Genel Merkezi’nde ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, ziyaretin ardından düzenlenen basın toplantısında, Gara operasyonu hakkında “Sorumlu Erdoğan’dır” demesi üzerine açılan tazminat davası ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, “PKK’yı aklamak” yorumu yapmasının sorulması üzerine “Sarayın memurları benim muhatabım değil, ona cevap vermeyi doğru bulmuyorum” yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti.
“Şehitler hepimizin şehidi. Bölücü terör örgütünü hep beraber kınamalıyız. Terör kimden nasıl gelirse gelsin, bütün yurttaşların ortak tavır takınmaları gerekir. Bölücü terör örgütüne karşı söylenmesi gereken her şey söylenmiştir CHP tarafından. Kullandığımız dil sarayın diline değil devletin diline uygun bir dildir. Milli Savunma Bakanlığı, ‘bölücü terör örgütü’ der. Aynı şeyi kullanıyoruz. Biz bir terör örgütünün reklamını yapmak zorunda değiliz. Bütün terör örgütlerine karşıyız. Türkiye’nin birliği ve bütünlüğünden yanayız. Sayın Erdoğan’ın beni eleştirmesi, onun açısından anlayışla karşılanır. Çünkü verilemeyecek hesabı var. Ben ne yaptım arkadaşlar? Soru sordum. Kimseye hakaret ettim mi, kötü söz söyledim mi? Sokaktaki vatandaşın sorulmasını istediği beş soruyu sordum. Başarısızlık var. Onu da ben söylemiyorum, Erdoğan söylüyor. Başarısız olduysanız, sorumlusu olması lazım. Kim bu işin sorumlusu’ diye sorduk. Erdoğan, Meksika’ya gidip konuşuyor, Amerika’da üç Müslüman öldürüldüğü zaman ‘siyasiler sorumludur’ diyor. Meksika’da ayrı Türkiye’de ayrı dil kullanamazsınız. Orada da siyasiler sorumluysa Türkiye’de siyasiler sorumludur. Ben kalkıp da ordumuzu mu, Genelkurmayı mı, silahlı kuvvetleri mi eleştireceğim? Onlar siyasetin emrindedir. Siyaset talimat vermiş, gereğini yapmışlardır. Sorumlu siyasetçidir. Erdoğan’ın kullandığı dili kullansaydım kim bilir ne olmuştu? 13 vatandaşımıza ‘esir’ diyor. Allah aşkına siz ne zamandan beri bir terör örgütünü meşru muhatap olarak görüyorsunuz. Terör örgütü mensupları bizim erlerimizi rehin alıyorlar. ‘Rehin’ lafını kullanmıyor, ‘esir’ lafını kullanıyor. Ben ‘esir’ deseydim, kim bilir neler olmuştu. Acaba Erdoğan’a destek verenler çıkıp ‘siz esir lafını kullanamazsınız’ dedi mi? Demedi. Çünkü onlar da saraydan talimat alıyorlar. Bunlar doğru değil. 17 Şubat Sayın Erdoğan açıklama yapıyor. ‘Bu operasyonun sorumlusu elbette cumhurbaşkanından bakanlarından tüm mensuplarıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni beceriksizdir, başarısızdır’ diye suçlayan ikinci bir cumhurbaşkanı oldu mu? Ne demek ya? Sorumluluğu devlete atıyor. Devleti yöneten kim? Kemal Kılıçdaroğlu ise bu sorumluluğu alırım. ‘Ben görevimden ayrılıyorum.’ Kısır tartışmaların içine girmeye gerek yok. Burada ciddi bir başarısızlık vardır Dillendiren de Erdoğan’dır. Başarısızlığın faturasını talimatı çıkarana vermesi lazım. Rehineler kurtulmuyor. Siz bunu başarı diye yutturmaya çalışıyorsunuz. Ben beş soru sordum. Niye bu kadar alındılar bilmiyorum. Hala da cevabını almış değilim. Cevabını bekliyorum. Hakarete gerek yok. Ben kendi adıma sormuyorum. Bütün vatandaşlarımız, şehitlerimiz, gazilerimiz, şehit yakınlarımız için soruyorum.”
Hakaretler ardı ardına geliyor
İki bakan bilgilendirmesinde ikna olup olmadığına ilişkin soru üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, “Bu beş sorunun yanıtını hala bekliyorum. Beş buçuk altı yıldır ne yaptınız? Ben bunları bilmiyorum. Bölücü terör örgütü elinde tutuyordu, ne yaptınız? Bize soruyorsa ne yaptınız, ben açıkladım. İstanbul seçimlerinde bölücü terör örgütü başından destek istediniz. Aynı kişiden niye 13 kişiyi serbest bırakın diye bir çağrı mektubuyla istemiyorsunuz? ‘Dostum Trump’ diyorsun. Papazı hemen bıraktın. ‘Sen de 13 arkadaşımızın iadesini sağla’ niye diyemedin? Bu işler daha önce oldu. Sivil toplum örgütü, uluslararası örgütler araya girdi, bu insanlar sağ geldi, niye aynı yolu denemedin? 13 evladımız şehit oldu, gel gör ki başarısız olduk. Sen başarısız olduk diyorsan sorumlusu olması lazım. Kim bu sorumlu. Sorularda hakaret yok. Suçlama yok. Ben bu soruların cevabını bilmek zorundayım. Cevabını istiyorum, hakaretler arka arkaya geliyor. Yağmur gibi… inandığım yoldan 16 şehidimizin hakkını ve hukukunu hayatımın son anına kadar savunacağım. Bu ülkede insanlar kolay yetişmiyor” yanıtı verdi.
(ANKA)