Kılıçdaroğlu: Erdoğan bir küfürbazdır

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında hükümetin ekonomi politikalarını eleştirdi. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Gezi Parkı eylemcileri hakkında kullandığı ifadelere de tepki göstererek, "Erdoğan bir küfürbazdır" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında hükümetin ekonomi politikalarını eleştirdi. "Temiz siyaset istiyorsanız bize katılın" vurgusu yapan Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Gezi Parkı eylemcileri hakkında kullandığı ifadelere de tepki göstererek, "Erdoğan küfürbazdır. Kişi kendinden bilir ya işi, 'Milletimizin dilinden konuşuyorum' diyor. Milletimize de iftira atıyor. Bu millet asil bir millettir. Kendi küfrünü millete alet edemez. Onun düştüğü çukura düşmeyeceğiz" dedi.

Kılıçdaroğlu, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkma kararını da eleştirerek, "Muhafazakar kadınların güçlenmesini istemiyorlar" ifadelerini kullandı. CHP lideri, konuşmasında Diyarbakır'da gözaltında bulunan gazetecilere de dayanışma mesajı verdi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:

'ADALET YÜRÜYÜŞÜ SÜRÜYOR'

"Bir Adalet Yürüyüşü yaptık. Adaletsizliğe artık tahammül edemiyoruz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunmamız gerekiyor. Hiçbir suçu günahı olmadığı halde hapishanelerde çürütülen insanların hakkını savunmamız gerekiyor. Geçinemediği için, evladına bir şeyler alamadığı için intihar eden babaların, annelerin hakkını, hukukunu savunmak için bir şey yapmak lazım.

Adalet Yürüyüşü dünya siyaset tarihinde önemli bir yürüyüş. Bunu anlatırken duygulanırım. Bu ülkenin adaletsizliğe tahammülü yok artık. İnsanların düşünceleri, inançları, kimlikleri farklı olabilir. Ya arkadaş ne istiyorsunuz? Saraylarda oturuyorsunuz, bir eliniz yağda, bir eliniz balda. Hakkı savunma bile suç olmaya başladı. Üreten çiftçinin, alın terinin, iş bekleyen üniversite mezununun hakkını, hukukunu savunmak suç olmaya başladı. Babaları, anneleri hapiste o çocukların hakkını savunmak suç olmaya başladı. İki evladını ve eşini birileri öldürüyor Şenyaşar Ailesi'nin, o annenin hakkını savunmak suç olmaya başladı. Böyle bir Türkiye'ye layık miyiz? Rahat yaşamak istiyoruz. Huzur içinde yaşamak istiyoruz. Memlekette adalet olsun istiyoruz.

O yürüyüş bir başlangıçtı. Adalet Yürüyüşü bitmiş değil, sürdürüyoruz onu. Hakkımızı ala ala ve milletin desteğini ala ala sürdürüyoruz, sürdürmeye de devam edeceğiz. O yürüyüş 6 lideri bir araya buluşturdu. O yürüyüş sonucu Türkiye'nin büyük şehirleri CHP'li belediyeler tarafından yönetiliyor. Bu yürüyüş bitmiş değil. En son kişi adaletsizlikten şikayet etmeyinceye kadar bu yürüyüşümüz devam edecek.

'OLAY BİR PARTİ OLMAYI ÇOKTAN AŞTI'

Günlük sıkıntılarımızı görmez hale geldi. Pençe operasyonundan şehitlerimiz geliyor. Acılarını bile doğru dürüst yaşayamıyoruz. Bölücü örgüte karşı mücadele eden kahraman ordumuz hayatlarını veriyorlar. Bu ülkede biz rahat uyuyalım diye. Terör olmasın diye. Bütün bunları düşünerek, bütün vatandaşlarıma seslenmek isterim. Ben size 'Bize katılın' derken bu iki kelimenin sıradan bir kelime olmadığını, bu davetin sıradan bir davet olmadığını bilmenizi isterim. Bize katılın derken adalet istiyorsanız bize katılın. Beraber, huzur içinde yaşayalım diyorsanız bize katılın. Her evde huzur, bereket olsun diyorsanız bize katılın. Biri saraylarda yaşarken, biri yatacak yer bulamadığı için otobüs terminallerinde yatıyorsa 'Galiba bir şeyler olması gerekiyor' demek için bize katılın. Biz bunu istiyoruz. Temiz siyaset istiyorsanız bize katılın. Yeni doğan çocuk vergi verir. Bu vergilerin nerelere harcandığını öğrenmek istiyorsanız bize katılın. Temiz, ahlaklı siyaset istiyoruz. Elin oğlu yapıyor biz neden yapmayalım. Elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün. Geçmişte A partisi B partisi diyebilirsiniz ama bugün farklı bir noktadayız. Olay bir parti olayı olmayı çoktan aştı. Olay artık bir Türkiye olayıdır, Türkiye'nin, evlatlarımızın geleceğidir.

Emekliğe, memura, işçiye, dul ve yetime aylık vereceksin. Enflasyon oranında bari attır ki insanların hakkı yenmesin. TÜİK'e talimat veriyorsun enflasyonu düşük göster diye. Milyonlar işçi, memur, emekli, dul ve yetim düşük aylık alacak bu mudur adalet? TÜİK'in önüne gidiyorlar baskı, şiddet. Olur mu? Adaleti savunmak ne zamandan beri suç olmaya başladı? Bir taraftan bu olurken öbür taraftan çetelere ABD'deki, Avrupa'daki enflasyon farkını ödüyorsun. İnsaf ya, insaf. Bu mudur adalet? Bu haksızlık diyorsanız bize katılın. Biz artık okyanusa akmak zorundayız adaleti sağlamak için.

'GAZETECİLERDEN NE İSTİYORSUNUZ?'

Düşünce özgürlüğü. Gazetecilerden ne istiyorsunuz? Bir siyasetçinin vazgeçmeyeceği tek bir şey varsa o da medyanın özgürlüğüdür. Bir yerde haksızlık varsa önce medya söyler. Sende bakarsın yönetici olarak burada bir haksızlık var telafi edelim dersin. 20'ye yakın gazeteciyi alıyorsun Diyarbakır'da. Topluyorsun alıyorsun içeri. Hala içerideler. Neden içerideler? Evrensel Gazetesi'ne bin gündür ilan verilmiyor Basın İlan Kurumu. BİK'i Basın İnfaz Kurumu'na döndürdüler. Saraydakiler rahatsız diye mi vermiyorsun? Yeni Asya Gazetesi'ne 864 gündür ilan verilmiyor. Neden cezalandırıyorsun. Hangi gerekçe ile cezalandırıyorsun?

Derdimiz çok ama çözülemeyecek derdimiz yok. Bunun için birlik olmamız, beraber olmamız lazım. Bunun için ülkemize, vatanımıza hizmet etmek için beraber mücadele etmemiz lazım. Sandığa gittiğimiz zaman ona göre oyumuzu kullanmalıyız.

OTOBÜS ZAMLARINA TEPKİ

Hepimiz otobüse bindik. Kendilerine göre özel bir atmosferi vardır. Yanınıza hiç tanımadığınız bir insan oturur, uzun uzun sohbet edersiniz. Mola verir, inersiniz bir şeyler içersiniz. Tekrar binersiniz. Herkes mutludur aslında, herkes bir yerlere ulaşmak istiyordur. Bu mutluluğu bitirdiler. Zam üstüne zam, ne yapacak bu insanlar? 6 milyon liraya ulaştı bir otobüsün fiyatı. Nasıl yenileyecek bu insanlar? Biz bütün bu gerçekleri bilerek hareket etmek zorundayız.

Firmaları aradım. 9 ayda mazotun fiyatı 7 liradan 28 liraya çıkmış, dile kolay. Üniversitede okuyan bir öğrenci önümüzdeki bayram nasıl gidecek? İstanbul Otogarı'nda günde 2 bin 500 sefer çıkıyordu. Bugün ise bin 200. Gidemiyor, yolcu yok. Binemiyor kimse, pahalı çünkü. Memleketi bu hale kim düşürdü?

'Nefes alamıyoruz' diyorlar. Akaryakıttan alınan vergi son 7 ayda 6 kat arttı. Her benzin istasyonu bir vergi dairesi. Vergi dairelerini kapatsalar aynı parayı alacaklar. Memleket bu hale geldi.

TARIM SEKTÖRÜ CAN ÇEKİŞİYOR

Aksoy Araştırma şu soruyu soruyor. 'Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı siz olsanız öncelikli olarak hangi alana yatırım yapardınız' diye soruyor. Yanıtların yüzde 2,7'si 'Turizm' diyor. Yüzde 3,2'si İnşaat diyor. Yüzde 20,6'sı sanayi diyor. Yüzde 73,5'u tarıma yatırım yapardım diyor. AK Parti seçmeninde bu oran yüzde 65.7, MHP'de yüzde 77,5. Bu 'Açlığı hissediyorum ben' demektir.

'VENEZUELA'YA GİDİŞİN SEBEBİNİ BARONLAR DAHA İYİ BİLİR'

Türkiye'de ekilemeyen binlerce dönüm var, Sudan'da kiralıyorlar ekeceğiz diye. Nijer'de kiralamaya başladılar. Sonra kalkmış 'Venezuela'ya gideceğiz' diyor. Venezuela'ya gidişleri başka bir nedenledir. Onu baronlar daha iyi bilir.

Çiftçi kardeşlerime sözüm var. Havza bazlı planlama yapacağız. Her çiftçi neyi ektiğini, nasıl üreteceğini, en az kaça satacağını bilecek. Kimse zarar etmeyecek. Taban fiyatın altına düştüğü andan itibaren sosyal devlet onu satın alacak. Çiftçinin zarar etmeyeceği bir modeli inşa edeceğiz.

Çiftçinin hangi ürünü ektiği zaman kar edeceği belirlenecek. Elektrik ücretleri ürünü elde edip sattıktan sonra ödenecek. Elektrik borcuna faiz uygulanmayacak. İktidar olduğumuzda göreceksiniz güneşten elektrik üreteceğiz, aşama aşama bütün çiftçilerimize ücretsiz vereceğiz.

Tarım Kanunu'nun 21. maddesinde öngörülen yüzde 1'i mutlaka vereceğiz. Bugüne kadar kanun uygulanmadığı için çiftçi bu saray hükümetinden alacaklıdır. Çiftçi kardeşim şunu bilsin benim sözüm senettir, mutlaka gereğini yapıp, hakkını teslim edeceğim.

'SARAY KEYİF İÇİNDE YAŞIYOR'

'Kimse aç değil' diyor Erdoğan. 'Enflasyon sorunu yok pahalılık var' diyor. Allah aşkına şaşırmış. Bilmiyor ne söyleyeceğini. Verilere bakalım. Dünya Gıda Örgütü'nün Açlık Haritası, Türkiye'de 15 milyon kişi yetersiz besleniyor. Ayrıca son üç ayda, 15 milyon kişiye 500 bin kişi daha ilave edilmiş. 5 yaş altı bebeklerin de yüzde 6'sı yetersiz besleniyor. Fakir ailelerin çocukları neden kısa boylu? Mazlumun dünyasında kıyamet kopuyor, zalim ise sarayında keyif içinde yaşıyor. Sarayda herkesin karnı tok. Saraydakilerin çocukları milyon dolarları transfer oyunu oynuyorlar. Türkiye'den ABD'ye nasıl milyon dolarları aktarırız, nasıl çiftlikler satın alırız. Zalim, fukuranın halinden anlamaz. O sırça köşkler yıkıldığı zaman hepsini birlikte göreceğiz.

'ERDOĞAN BİR KÜFÜRBAZDIR'

Erdoğan küfürbazdır. Kişi kendinden bilir ya işi, 'Milletimizin dilinden konuşuyorum' diyor. Milletimize de iftira atıyor. Bu millet asil bir millettir. Kendi küfrünü millete alet edemez. Onun düştüğü çukura düşmeyeceğiz.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'Nİ HATIRLATIP MUHAFAZAKAR KADINLARA SESLENDİ.

Ben sadece bu küfür üzerine Türkiye'nin genç muhafazakar kadınlarına yeniden seslenmek istiyorum. Bugün bunu söyleyen yarın emin olun size dönecek hayat tarzınız üzerinden size söyleyecektir. Sakın unutmayın İstanbul Sözleşmesi sizden çıktı. Sonra bütün kadınlar sahip çıktı. Erdoğan bazı radikal kafaların baskıları ile sözleşmenizi elinizden aldı. O radikal kafalar nafakalar kalksın, kadın köleleşsin istiyorlar. Yarın bu hakaretler sana dönecektir. Çünkü radikaller Erdoğan'ı tehdit edip kadın haklarını gasp etmenin zevkini bir kez aldılar. Bize katılın hakkınızı teslim alın. CHP eski CHP değildir. Özgürlükçüdür, sizde eski siz değilsiniz. Artık aynı değerleri savunuyoruz, beraberiz birlikteyiz.

'BANA NASIL MUHALEFET YAPILIR, ÖĞRETMEYE ÇALIŞIYORLAR'

Son zamanlarda bazı kişiler türedi. Bazıları gazeteci bazıları araştırmacı formatında önümüze çıkıyorlar. Kelle koltukta muhalefet yapan bana muhalefet nasıl yapılır öğretmeye çalışıyorlar. Muhaliflik dersi bize verenler şunu unutmasınlar. Biz daha ölmedik, sizin ne mal olduğunuzu iyi biliyoruz. Muhalefet ahlakla yapılır. Kalemini dahi oynatmayan, yazı dahi yazmayan adam bize kalkmış muhalefet dersi veriyor. Biz kelle koltukta muhalefetimizi halkımız için sonuna kadar yapacağız.

Beni gerçekten samimi olarak eleştirenler var. Onlara saygı duydum. Birilerinin gemilerine, yatlarına kendilerini atmadılar. İşlerini kaybedenler oldu, kalemlerini satmadılar. Biz, bizi samimi olarak eleştiren bütün yazarlara, çizerlere saygılıyız. Kalemini satıp bize ders verenlere 'dur' diyeceğiz.

Gündem Haberleri