CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 20 Şubat'ta 3 dakika arayla meydana gelen 6.4. ve 5.8'lik iki depremin ardından Hatay'a geldi. Kılıçdaroğlu'na Hatay'daki incelemelerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş eşlik etti.
Hatay'da ilk olarak Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin Deprem Koordinasyon Merkezi'ni ziyaret eden Kılıçdaroğlu, daha sonra Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin Deprem Koordinasyon Merkezi'ni ziyaret etti. Burada depremzedelerle sohbet eden Kılıçdaroğlu, basın mensuplarına da açıklamada bulundu.
'Bütün belediye başkanlarımız olağanüstü çaba harcıyor'
Depremde en çok zarar gören bölgelerden birinde olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Hem yaraları sarmamız hem de geleceğe umutla bakan bir Türkiye inşa etmemiz gerekiyor. Vatandaşlarımızın elbette çok sorunları var. Bunu biliyoruz. 17 gün geçmesine karşın bazı ihtiyaçlar henüz giderilememiş ama belediye başkanlarımız canla başla olağanüstü çaba harcıyorlar. Bunu sadece CHP'li belediye başkanları için lanse etmiyorum. Bütün belediye başkanlarımız olağanüstü çaba harcıyorlar. O nedenle bütün belediye başkanı arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
'Kimsenin umutsuzluğa kapılmasını istemem'
Hatay'ın önemli ve kadim bir kent olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Gazi Mustafa Kemal Atatürk "Hatay benim şahsi meselemdir" demiştir. Dolayısıyla Hatay'ı yeniden ayağa kaldırmak, o görkemli kültürünü yeniden yaşatmak, tarihsel dokusunu yeniden ayağa kaldırmak hepimizin ortak görevidir. Biz elimizden gelen bütün çabayı gösteriyoruz, göstermeye de kararlıyız. Hataylılar büyük acılar çekti. Bunun farkındayız.
Çadır ihtiyaçları halen tümüyle karşılanmış değil. Burada da büyük eksiklikler var. Onların da süratle karşılanması lazım. İnsanlar en azından yıkılan binalarının yakınında bir çadır olmasını istiyorlar çünkü binalarda eşyaları var ve o eşyaların şöyle veya böyle birileri tarafından alınmasını, çalınmasını kabul etmek istemiyorlar. Şunu da kabul etmemiz gerekir; yani mal canın yongasıdır. Dolayısıyla insanlar evlerini ya da evlerinin bulunduğu mahali kolay kolay terk etmek istemiyorlar. Aradan 17 gün geçmesine karşın belli sorunların devam ettiğinin de farkındayız. Su, çadır gibi sorunlar var, gittiğimiz yerlerde de dile getiriliyor ama bir şekilde bunun çözülmesi lazım.
Ben bu bölgeye ilk geldiğimde şu açık çağrıyı yapmıştım. "Kimin elinde çadır varsa, fiyatına bakmaksızın bize haber versin gidip alacağız, getireceğiz ve burada depremzedelere dağıtacağız" diye fakat maalesef çadır üreticileri, üretiyor bir taraftan ama özellikle AFAD, Kızılay'ın elinde yeteri kadar çadır stoku olmadığı için üreticiler çadır da yetiştiremiyor. Böyle bir sorunumuz var. İnşallah çözülecek. Hiç kimsenin umutsuzluğa kapılmasını istemem. Büyük acılar çekildi farkındayım. El birliğiyle bu sorunları çözeceğiz. Kimse bundan en ufak bir endişe duymasın."
Kemal Kılıçdaroğlu daha sonra depremden etkilenen diğer noktalarda inceleme yapmak üzere koordinasyon merkezinden ayrıldı. (DHA)