Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim kampanyası kapsamında Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte Sivas’ta miting düzenledi.
Kılıçdaroğlu, mitingde şunları söyledi:
“Sivas değişime hazır mı? Alın terine değer verme yönünde hazır mı? Herkesin kazandığı, her evde huzurun olduğu bir ortam için hazır mı? Bay Kemal de hazır. Beraber yapacağız. Birlikte yapacağız ama benim Sivaslı kardeşlerime soracaklarım var.
Bir dönem Sivas, 14 milletvekili çıkarırdı, şimdi 5 milletvekili çıkarıyor neden? Hiç acaba Sivaslı kardeşlerim düşündü mü? Yahu Sivas, Cumhuriyet’in temellerinin atıldığı bir kent. Bereketli toprakları var. Cumhuriyet döneminde yapılan büyük ve güzel yatırımları var. Bir anlamda demir yolunun Türkiye’de merkeziydi burası. Ne oldu da 14 milletvekili çıkaran Sivas, şimdi 5 milletvekili ancak çıkarabiliyor? Bu soruyu vicdan sahibi her arkadaşıma soruyorum.
"Sivas Demir Çelik Fabrikası’nı kamulaştıracağım"
Neden biliyor musunuz? Ben söyleyeyim. ‘Yahu nasıl olsa Sivas, oyları çantada keklik. Efendim fabrika yapsak da yapmasak da demir çeliği satsak da satmasak da nasıl olsa oylar çantada keklik. Bize oy veriyorlar, önemli değil.’ Siz, önemli bir kentsiniz. Güzel bir kentsiniz. Sivas coğrafyası, sıradan bir coğrafya değil. Benim size sözüm var. Göreceksiniz. Sivas Demir Çelik Fabrikası’nı kamulaştıracağım. Binlerce işçi orada çalışacak, binlerce Sivaslı.
22 yıldır yapmıyorlar. Yapamıyorlar. Sizi düşünmüyorlar, evlatlarınızı düşünmüyorlar. Herkes İstanbul’a, Ankara’ya, İzmir’e gidiyor; ‘Acaba asgari ücretle bir iş bulabilir miyim’ diye. Neden arkadaşlar? Baba toprağı burası. Burada çalışın, burada iş yaratın. Bay Kemal, altı ay içinde o fabrikayı kamulaştıracak ve Sivaslılara tahsis edecek. Göreceksiniz.
"Ayrımcılık benim kitabımda yoktur"
Ayrımcılık benim kitabımda yoktur. İnsan, insandır; başımın üstünde yeri vardır. Görüşü ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun benim başımın üstünde yeri vardır. İnsana saygı duyarım ve onun dertleriyle dertlenmesini bilen birisiyim. O nedenle ayrımcılığa karşı çıkmak lazım. Ayrımcılık sadece insanlar arasındaki ilişkide değil, yatırım yapıyorsanız orada da ayrımcılık olmaması lazım. Bir sanayi bölgesi var, yeni açılan bir sanayi bölgesi var, iki sanayi bölgesi arasında teşvikler farklı. Böyle bir anlayış, devlet yönetiminde olmaz. Devlet, adaletle yönetilir. Devlet, liyakatle yönetilir. Onun da sözünü Sivaslı sanayicilere, yatırımcılara veriyorum. Bütün teşvik, Sivas’ın tamamını kapsayacak.
Dünyanın işsizlik deposu olmayacak, göçmen deposu olmayacak burası. Dünyanın çöp deposu olmayacak burası. Türkiye Cumhuriyeti devleti; bilgiyle, birikimle, kalkınmayla dünyayla rekabet eden bir ülke haline gelecek. Bunun sözünü veriyorum.
Taşeron işçilere kadro sözü
Bu taşeron işçisi belası hâlâ bitmiş değil. Taşeron işçilerin tamamına, yaklaşık 150 bin taşeron işçisi var, onlara kadro verilmedi. Bu kardeşiniz adaletten yanadır. Taşeron işçilere de kadro vereceğiz. İş güvenceleri olarak iş başı yapacaklar. İnsanı koru ki devleti yaşatabilesin. Biz, insanı koruyacağız, hiç endişe etmeyin.
"Hiçbir kadını ele güne muhtaç etmeyeceğim"
Kadın kardeşlerim; size de bir çift sözüm var. Aile Destekleri Sigortası’nı getireceğiz. Geliri olmayan veya asgari ücretin altında olan bütün evlere devlet yardım yapacak. Sizi ele güne muhtaç etmeyeceğim. Hiçbir kadını ele güne muhtaç etmeyeceğim. Hiç merak etmeyin, Bay Kemal gelince göreceksiniz; hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Hiçbir ailenin doğal gazı, elektriği, suyu kesilmeyecek. Huzuru getireceğim, bereketi getireceğim, birlikte yaşama sevincini getireceğim.
Kendi ülkemizde huzur içinde yaşamak istiyoruz. Dışarıdan geldiler. 3 milyon 600 bin Suriyeli kardeşimiz geldi. Ama en geç iki yıl içinde hepsini kendi ülkelerine uğurlayacağız. Türkiye, bir göçmen deposu olmayacak. Avrupalı rahat etsin diye burada tutuyoruz. Derdi biz çekiyoruz, keyfi onlar yaşıyorlar. Olmaz. Bay Kemal buna izin vermez.
Türkiye’de itibar sahibi olduğunuz zaman, Türkiye’de halkına güven verdiğiniz zaman çok rahat konuşabilirsiniz. Türkiye’nin itibarını her yerde koruyabilirsiniz. Yeter ki verilmeyecek hesabınız olmasın. Diyeceksiniz ki bu verilmeyecek hesaptan kastettiğiniz nedir? Kastettiğim şu; malum, Trump dedi ki ‘Bak ha beni kızdırma, senin mal varlığını açıklarım kamuoyuna’. Tek bir cümle çıkmadı. Oysa aynısı Bay Kemal için söylenseydi, Bay Kemal şunu söylerdi; ‘Araştırmazsanız namertsiniz’.
Sinan Ateş’in katillerini unutmadım. Kulaklarından tutacağım. Yargıya teslim edeceğiz. Hiç endişe etmeyin. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun oğlu geldi, ziyaret etti. ‘Babamın hakkını, hukukunu savunun’ dedi. Ona da söz verdim. O olayı da bütün ayrıntılarıyla ortaya koyacağım ve bu millete bilgi vereceğim. Gizli kapaklı bir şey olmayacak.
Bir şey söylüyorlar; yok masanın altı yok, masanın üstü, yok terör örgütleri, yok iş birliği… Açık ve net söylüyorum. Terör, bir insanlık suçudur. Nereden gelirse gelsin hep beraber mücadele etmek zorundayız. Teröre destek verenin de terörün yanında duranın da seyyar mahkemeler kuranın da Allah bin belasını versin. Biz milliyetçiyiz. Bizim milliyetçiliğimiz onlarınkine benzemez. Onlarınki mevsimlik milliyetçilik. Biz, kökten milliyetçiyiz. Bu ülkenin hakkını ve hukukunu sonuna kadar koruruz. Birilerine boyun eğmeyiz. Düne kadar küfrettikleri adamın kapısına gidip de para dilenmeyiz. Biz, Kuvayi Milliyeciyiz.
Ben, saraylarda oturan birisi değilim. Mütevazı evimde oturuyorum. E benim mutfağımı da biliyorsunuz. Huzur içinde yaşıyoruz. İsterim ki her evde huzur olsun, bereket olsun. En büyük arzum bu. Allah nasip eder, sizlerin oylarıyla cumhurbaşkanlığına seçildiğimde gideceğim yer saray olmayacak. Gazi Mustafa Kemal’in mütevazı Çankaya’sına gideceğim.
"Huzura, beraberliğe ihtiyacımız var"
Sizler gibi bir aileden geliyorum aslında. 7 kardeşiz. Annem okuma-yazma bilmezdi. 7 kardeşten üniversiteye giden sadece benim. 7 kardeşe birden, babamın bir bayramda ayakkabı aldığını da hayatımda hiç görmedim. Çünkü geliri düşüktü. Bir bayramda iki kişiye, bir bayramda üç kişiye alırdı. Bazen ayakkabılarımızı değiştirirdik. Böyle bir aileden geliyorum. Lüksüm yok. Şatafatım yok. Millete tepeden bakmak gibi bir alışkanlığım yok. Herkesi seviyorum. Herkese saygı duyuyorum. Bana oy versin vermesin, söz verdim, 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım. Benim kitabımda ayrımcılık yoktur. Çünkü çok kutuplaştık. Kavga eder hale getirdiler memleketi. Buradan çıkmamız lazım. Huzura ihtiyacımız var, beraberliğe ihtiyacımız var." (ANKA)