CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülen ‘2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nde açıklamalarda bulunuyor.
Kılıçdaroğlu’nun açıklaması şöyle:
"Bütçe tasarısının yasalaşması için özel bir prosedür vardır Anayasa’da. Eskiden Bakanlar Kurulu bütçeyi sevk ederdi. Bakanlar Kurulu’nun başında olan başbakan gelirdi kendi bütçesini büyük bir özgüvenle Meclis’e anlatırdı. Her türlü eleştiriye karşı kendi bütçesini savunurdu. Şimdi başkan soruyor, komisyon nerede, komisyon burada. Hükümet? Hükümet yok. Niye yok, hangi gerekçeyle yok.
Sayın Mehmet Uçum, Sayın Erdoğan’ın danışmanı. Diyor ki Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı “Bu tek kişilik bir hükümettir”. Açın kitabını okuyun arkadaşlar. Ben okudum. Siz neden Sayın Erdoğan’ın Başdanışmanı’nın kitabını okumuyorsunuz. Talimat mı bekliyorsunuz?"
Tek kişilik hükümetse gelecek buraya bütçesini savunacak. Halkın oy vermedi atanmışların gelip bizden oy istemesini kabul etmiyoruz. Atanmışlar gelmişler buraya, bütçeyi sunuyorlar. Talimat almadan hiç bir bakan parmağını kaldıramaz. Yangın söndürmeye gidiyorlar. Cumhurbaşkanının talimatı ile yangını söndürmeye başladık diyorlar.
Seçilen bir cumhurbaşkanının gelip bütçesini savunmamasını parlamentoya saygısızlıktır. 1 Ekim'de geldi, meclisi açtı. Açtı da ne oldu? Kimsenin konuşmadığı ortamda konuştu. Biz konuşunca gelmiyor.
Bu sistem sizi siyaset yapmaktan alıkoydu. Yapamıyorsunuz, siyaset. Bakanları da atandı. Bizim soru önergelerimize cevap vermiyorlar. Meclis başkanını anlıyorum onu da aynı irade seçti."
"Ağlamayın arkadaşlar, ağlamayın"
AKP sıralarından gelen tepkilere Kılıçdaroğlu, "Sizin nasıl seçildiğinizi de çok iyi biliyorum. Ağlamayın arkadaşlar, ağlamayın" cevabını verdi.
Siz yolsuzlukları sorgulamıyorsunuz. Ben eleştirirsem beni bir daha milletvekili listesine koymazlar. Böyle olmaz.
Parlamentoyu itibarsız hale getirdiniz MHP ile birlikte. Önce uygulamayı yapıyorlar. Sonra diyorlar ki bu uygulama için kanun lazım, Meclis'e kanun getiriyorlar. Borç limitinin üzerinde borçlandılar. Sonra borçlanmak için kanun teklifi getirdiler.
KKM, 20 Aralık akşamı başladı. 20 Ocak'ta da kanun buraya geldi. Anayasa'da vergi kanunla konulur, kanunla kaldırılır der. Bu ne demektir? Ben Meclis'e ne zaman istesem kanun getiririm benim askerlerim kabul eder, demektir.
Devlet harcamaları keyfi yapılmaz. Devlet dediğiniz kurum liyakatle yönetilir. Devlet, bir kişinin iradesi ile yönetilmez. Devletin temeli hukuk ilkeleri üzerine kurulur.
Harcırah kanunu, sayın başkan 100 lira alacak. Milletvekilleri 92 lira alıyorsunuz. Saray'da çalışanlar kaç lira alıyorlar. Bilmiyorsunuz, ben de bilmiyorum.
İkili bir yapı oluştu ülkede. Artık iki Türkiye var. Biri saray ve şürekasının, beşli çetelerin yaşadığı Türkiye. O Türkiye'de her şey var. Masalar dolup taşıyor. Ejder meyveler var. Evlatların vakıfları var. Evlatlar birbirlerine çekirdek yollar gibi para gönderiyorlar. Bu Türkiye, diğer Türkiye'nin 481 milyarını hortumlamış durumda. Pudracılar var, baronlar var.
Bu düzenin yarattığı ikinci Türkiye var. Bu Türkiye'de yaşam mücadelesi var, milyonlarca yoksul hatta aç insanlar var. Borçlarını ödeyemediği için intihar edenler var.
Kılıçdaroğlu'ndan Süleyman Soylu soruları
Süleyman Soylu'nun Türkiye'nin en büyük uyuşturucu operasyonu dediği operasyonda nasıl oldu da herkes serbest kaldı? Ne oldu? İddianamede çıkarılan sanıklarla Soylu'nun oğlunun ne ilişkisi var? İstanbul Emniyeti, Soylu'nun oğlunun aracını sanıklara kiraladığı için mi aradı?
İki, Soylu'nun Türkiye'den gönderdik dediği Sırbistan'daki uyuşturucu çetesi lideri nasıl oldu da İstanbul'un göbeğinde kendine özel bir hayat kurdu, uyuşturucu faaliyetlerini yönetti, rakip çetesi elini kolunu sallayarak onu öldürdü?
Üç, Kolombiya'da yakalanan 5 ton kokainin gerçek sahibi kim? Soylu, Kolombiya'daki makamlarla işbirliğine neden direndi?
Dört, Mustafa Çalışkan ile ne derdiniz var? FETÖ ile, uyuşturucu ile mücadele eden bu kişi neden bu konuma getiriyorsunuz?
(AKP'li milletvekillerinden yapılan itirazlar üzerine) İradesini kiralayan kişi parlamentoda milletvekilliği yapamaz.
Uyuşturucu konusunda 2022de 20 araştırma önergesi verdik. 2021 de 6, 2020’de 4 2019'da 4 2018’de 2 araştırma önergesi verdik. Uyuşturucu kullanan hepimizin evladı. Asıl milil güvenlik sorunu budur. Tonlarca geliyor. Mersin Limanı'na Kocaeli'ne İran kapısına geliyor. Afganistan'dan geliyor met dedikleri ürün… sınırları yol geçen hanına döndürdünüz. Hiç soruyor musunuz geliyor uyuşturucu Türkiye'de satılıyor. Kimi yakalıyorsunuz torbacıyı yakalıyorsunuz. Sorun torbacıda değil, sorun torbacıyı kullananda, o adamlarla niye mücadele etmiyorsunuz?
Türkiye'de ahlak dediğiniz şeyi çok yıprattınız. Bu Meclis'e çok darbe vurdunuz. Bu Meclis'e Gazi Meclis diyorsunuz değil mi? Gazi Meclis şudur: Gazi Mustafa Kemal Meclis’i feshetme yetkisi ister Anayasa değişikliği, o meclis fesh yetkisi teklifini reddeder. Mustafa Kemal Atatürk der ki bana başkomutanlık yetkisi verin, meclis sadece 3 ay süreyle verir bu yetkiyi, o meclisin Kuvayı Milliye ruhu vardır. O meclise kanun geldiği zaman öyle hep el kaldırma yoktu. Yeri geldiğinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü reddediyordu. Siz Meclis'i feshetme yetkisini Erdoğan’a verdiniz değil mi?
Bir insan haklı söylemler konusunda tepki veriyorsa orada bir ahlaki sorun vardır. Ben uyuşturucudan bahsediyorum, siz beni eleştiriyorsunuz. Bunu Allah aşkına hangi gerekçeyle yapıyorsunuz? Siz hiç fakir mahallelere gidip anne babaları dinlediniz mi?
"MASAK'ı devre dışı bıraktılar"
7 kanun çıkardınız. Bunları 5 kez uzattınız. Uyuşturucu kaçakçılarına parayı getirin ne yaparsanız yapın dediniz. Parayı getirin ne olursa olun getirin dediniz.
Düzgün kimse yatırım yapmayınca kapkaranlık bir şeye izin verdiler.
Türkiye'yi kirli paranın çamaşırhanesi haline getirdiler.
MASAK'ı devre dışı bıraktılar. Türkiye'yi gri listeye aldılar.
Ülkeye sadece para mı girdi, uyuşturucu parası sahibini de getirdi. Her yeri methe çevirdiler. En önemli mafya liderleri, uyuşturucu baronları Türkiye'ye geldiler.
Bu baronlar at koştururken araya fotoroman malzemesi giriyor. Emniyet güçleri paralize edildi. Emniyet güçlerine baskı yapılıyor.
Bu pisliğin önünü açanları deftere yazdık."
"Sen daha nerenin milletvekili olduğunu bilmiyorsun"
AKP'li bir milletvekilinin cumhurbaşkanlığı için "Sen daha aday olamıyorsun!" sataşmasına Kılıçdaroğlu şu yanıtı verdi:
"Bırak şimdi bunları... Sen nerenin milletvekili olduğunu bilmiyorsun daha, onun için de Saray'dan talimat gelecek!"
Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Tiranlar, zorbalar hep giderler, o da altı ay içinde gidecek"
"Sevgili halkım, sana sesleniyorum.
Millet İttifakı olarak göreceksiniz temiz, aydınlık, herkesin mutlu olduğu Türkiye'yi yeniden inşa edeceğiz.
Sloganlarla geldi. Sloganları krizden yorulmuş halkımızın en çok istediklerine hitap ediyordu. Sonuç oldu, en önce kendi yol arkadaşlarını eledi. Yolsuzlukları araştırma komisyonu başkanını bir daha milletvekili yapmadı. Tüm liyakatli bürokratları temizledi, en iyi üniversiteleri yok etti.
Kişiye özel kararnamelerle üniversitelere rektör atandı. Rüşvet alandan büyükelçi mi atanır? İlkokula giden çocuğunuza sorun rüşvet alandan Türkiye Cumhuriyeti'nin büyükelçisi olur mu? AK Parti'nin içinde de çok değerli, büyükelçilik yapacak insanlar var ya. Rüşvet alan adam karaktersiz adamdır, vatanını da her türlü bilgiyi de satar.
Sürekli bakan, bürokrat kovuyor. Korkudan kimse kovuldum diyemiyorum, af diliyorlar.
Elimize kala kala küçük bir tiran ve onun yakın çevresi kaldı. Atadığı bakanların çoğu trollden öteye gidemiyor. Zaten ikinci kalite bir tiran üçüncü sınıf adamlarla çalışıyor. Gözleri ışıldayanlar, epistemolojik kopuşlar elinde kaldı. Kuzenleriyle toprak ihaleleri kovalayan atanmışlar kaldı elinde. Sürekli bakan, bürokrat kovuyor.
Halktan kopuşu öyle sert oldu ki. Halkı anlamak için enerjiden yoksun. Ne yapacak? Savaş ve din kisvesine daha çok bürünüyor. Bakmayın vatan millet nidalarına. Saray ahalisinden ideolojik hiçbir şey yok. Vatansever olsa dün küfrettiklerinin bugün elini öpmek için sıraya girmezdi. Tiranlar hep böyle davranırlar Krizleri reddederler. O da Türkiye'den koptu. Açlığı reddediyor, işsizliği reddediyor, getirdiği göçmenlerin bir sorun olduğunu reddediyor. Onun reddetmeyeceği bir gerçeği söyleyeyim: Tiranlar, zorbalar hep giderler. O da altı ay içinde gidecek.'' (Kısa Dalga)