CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Edirne Büyükdöllük Köyü’nde; ayçiçek tarlasındaki çiftçileri ziyaret etti.
Bir çiftçi, Kılıçdaroğlu’na, "Son 3-4 yıldır bazı mesleklerin ve ürünlerin önemi ortaya çıkmıştır. Bunlardan biri çiftçiliktir. İkincisi de ayçiçeğidir. Ayçiçeği, iklim krizinden en çok etkilenen bir bitkidir. Tükettiğimiz ayçiçeğinin en fazla yüzde 65’ini üretiyoruz. Fakat son yıllarda mazot ve gübrenin pahalı olmasından, buğdayın masraflı olmasından dolayı Trakya’da insanlarımız biraz daha ayçiçeğine yöneldiler" dedi.
'GEÇEN SENE EKİM YAPARKEN MAZOT 6.25 LİRAYDI'
Geçen sene nisan ayında ekim yaptıklarında mazotun fiyatının 6,25 lira olduğunu, bu sene ise 21 liraya çıktığını anlatan çiftçi, şöyle devam etti:
"Geçen sene 2 bin lira olan gübre, bu sene 9 bin liradan çiftçiye gitmiştir. Geçen sene 1200 – 1300 arasında olan tohum çeşitleri, bu sene 2300 – 2600 lira arasında değişmiştir. Bu çiftçi bu sene buradan para kazanamazsa seneye az eker. Robinson Crusoe ve Cuma’nın gemi beklemesi gibi, tüm Türkiye Tekirdağ limanında gemi bekler.”
'PARALAR DIŞARIYA GİDECEK'
Kılıçdaroğlu, çiftçinin ardından yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Şimdi güzel bereketli bir tarlanın önündeyiz. Bir süre sonra ürünler derlenecek toparlanacak. Ton başına bir fiyat verilmesi lazım. Makul olan fiyatı 16 bin lira. Yani kilosu 16 lira olması lazım, destek hariç. Eğer bu alım fiyatı deklare edilir ve çiftçiden bu ürün ton başına 16 bin TL’den alınırsa; çiftçi en azından, bırakın kar etmeyi; ‘en azından evet önümüzdeki yıl ben bunu ekebilirim’ diyecektir. ‘Ektiğim zaman sosyal devlet bana sahip çıkacaktır’ bunu söyleyecektir.
Ekmezse ne olur? Çiftçiye veremediğiniz paranın çok daha fazlasını yurt dışında eken, ürün elde eden çiftçinin kasasına akıtacaksın, dolar olarak ithal edeceksiniz, paralar dışarıya gidecek. Çiftçimiz çalışkandır, tarlalarımız bereketlidir. Karısıyla, çoluk çocuğuyla hep beraber, aile olarak çalışıyor. Kimseye minnet duymak istemiyorlar, borç altında ezilmek istemiyorlar. Gübresini, ilacını, mazotunu alsın, tarlasında traktörünü sürsün. Huzur içinde, güven içinde şarkı, türkü söyleyerek bereketli tarlasını eksin. Ürün elde etsin, bizler de sofralarımızda kendilerine teşekkür ederek kahvaltımızı yapalım, yemek yiyelim." (ANKA)