ESRA TOKAT
6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremde İskenderun Devlet Hastanesi de depremde ağır hasar gören binalardan biri oldu. A blok tamamen yıkılırken aralarında sağlık çalışanları ve hastaları olduğu en az 70 kişi hayatını kaybetti.
İskenderun Devlet Hastanesi A blokunun yıkılması sonrası depreme dayanıksız olduğu ve yıkılabileceği yönünde bir bilirkişi raporunun 2012'de düzenlendiği ortaya çıkmıştı. Raporu düzenleyen İnşaat Mühendisleri Odası Hatay İskenderun Temsilci Yardımcısı Levent Çeliktürk de Yıkılması gerektiğine dair raporunu verdim. Bina performans analizini ben yaptım. Yüzde yüz yıkılabilir raporuydu” demişti.
Kısa Dalga, deprem sonrası en az 70 kişinin hayatının kaybettiği İskenderun Devlet Hastanesi A bloku ile ilgili İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan Bilirkişi Keşif ve Ön İnceleme Raporu’na ulaştı.
Enkazın teknik incelemesine yer verilen raporda depremin 12. gününde keşif yapıldığı belirtilirken 1985 tarihine ait A ve B blok ile 10 adet lojmanın mimari projelerinden başka proje bulunamadığından dolayı yıkılan binaların mimari proje incelemesinin yapılamadığı kaydedildi.
Dere malzemesi...
Raporda binanın tamamen yıkılması ve enkazın da dağınık olması nedeniyle imar yönetmeliğine uyulup uyulmadığının tespit edilemediği belirtiliyor.
Taşıyıcı sistemlerini gösteren, bodrum kat dahil tüm kat planları, çatı planları, bunların kesitleri, detayları ve hesaplarının yapıldığı statik projeye de idareden gelen ruhsat ve eklerinde ulaşılamadığı ifade edildi.
Raporda dikkat çeken en önemli detaylardan birisi ise kolon, kiriş ve tabliyelerde dere ve çay malzemesi ile büyük agregaların kullanılması. Raporda ilgili kısım şöyle: “Kolon, kiriş ve tabliyelerde dere-çay malzemesi ve 2.5 cm ebatlarından büyük agregalar gözlenmiştir.”
Güçlü kiriş, zayıf kolon tespiti
Raporda dikkat çeken bir başka husus ise güçlü kiriş zayıf kolon veya bodrum kat üzerinde yumuşak kat oluşumu olabileceği ihtimali üzerinde durulması. Konuya ilişkin raporda, “Bodrum kat üzerindeki enkaz alanında tespit edilen 85 cm*25 cm ebatlarındaki düşey kirişi 40 cm*40 cm ebatlarında kolonun taşıdığı gözlemlenmesi sonucu, güçlü kiriş zayıf kolon veya bodrum kat üzerinde yumuşak kat oluşumu olabileceği düşünülmektedir” ifadeleri yer alıyor.
Jeolojik olarak yapılan incelemeler sonucunda açılan çukurlarda 2’nci metrede yer altı suyuna rastlandığı ve zeminde yapılan ilk gözlemler sonucu sıvılaşma potansiyeli olabileceği kanaati oluştuğu kaydediliyor.
‘İnsanları ölüme terk etmek’
Keşif ve ön inceleme raporunu değerlendiren Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetimi Kurulundan Nihal Evirgen, “İskenderun Devlet Hastanesi A Blok hakkında daha önce tespitler yapılmış, dayanıksız olduğu ve deprem bölgesinde olduğu da biliniyor yapının. Böylesi bir durumda milyonlarca metrekare şehir hastanesi yapılırken bu hastaneye dokunmamak, bakımsız ve güçsüz bırakmak insanları ölüme terk etmek aslında” dedi.
Ölen her vakaya ayrı bir soruşturma
Yıkılan A blokta 76 yaşındaki babası Raif Şanlı’yı ve refakat eden 46 yaşındaki abisi Özcan Şanlı’yı kaybeden Yusuf Şanlı’nın avukatı Halkevleri Hukuk Dairesinden Şahap Arpacı ise yıkılan her binanın ve her ölümlü vakaya ayrı bir soruşturma numarası verildiğini ifade etti. Hastanede yakınını kaybeden pek çok kişinin de dosyaya şikayetini sunduğunu belirten Arpacı şunları söyledi:
'İskenderun halkına karşı işlenmiş bir suç'
“Yapılan pek çok uyarıya rağmen bu binaya binlerce, on binlerce hasta almaya devam ettiler. Başta Sağlık Bakanı Fahrettin Koca olmak üzere, Hatay Sağlık İl Müdürü, Hatay Valisi, İskenderun Sağlık İlçe Müdürü ve hastane yöneticileri yargılanmalı. Bu kabul edilemez bir durum. Bunun adı katliam. 11 yıl önce verilen rapora rağmen burada sağlık hizmetinin devam ettirilmesi hem İskenderun halkına karşı işlenmiş suç hem de insanlığa karşı işlenmiş bir suç ” diye konuştu.