AZMİ KARAVELİ
Milletvekilliği aday listeleri bize nasıl farklı ve bu kez gerçekten “tarihi” bir seçim yaşayacağımızı açıkça gösteriyor.
HÜDA PAR Başkanı’nı Meclis'te göreceğiz artık. Paradoksal olarak da, laikliği bayrak edinmiş ulusalcıların sembolü Cevizoğlu ya da DSP Lideri Aksakal da yine AKP listesinde.
Erdoğan’ın “kimler kimlerle beraber” ünlü sözünü hatırlatan günlerden geçiyoruz.
CHP’nin İyi Parti hariç altılı masayı tek listede ikna etmiş olması, yıllardır yürüttüğü strateji açısından son derece tutarlı ve seçim sistemi açısından anlamlı. Yani Sadullah Ergin’in Çankaya gibi bir kaleden aday gösterilmiş olması ilk başta elbette çok sarsıcı ama izlenen yol haritasının bir gün buraya geleceği çok aşikardı. O nedenle hani artık dilimize pelesenk olmuş ve şahsen benim nefret ettiğim “şimdi bunları konuşmanın sırası değil” kalıbını şerh koyarak kullanmanın tam “sırası”.
İyisiyle kötüsüyle bir yol haritası izlendi. 14 Mayıs akşamı izlenen bu kumarı, sonuçlara bakıp ahkam kesen spor yorumcuları gibi elbette değerlendireceğiz.
Bunun dışında birkaç not:
CHP içindeki kilit isimlerin yine en güzel yerleri kapmış olması, siyasetin nasıl da vazgeçilemez bir uğraş olduğunu gösteriyor. CHP örgütünün ne derece temsil edildiği bir soru işareti. Misal kaç il başkanı ya da başkan yardımcısı, il yöneticisi aday gösterildi, elbette bunun hesabını yapan olacaktır.
İlhan Kesici’nin listeye güzel yerden girdiği bir ortamda, İlhan Cihaner ya da Ali Şeker’in yer bulamaması reel siyaset dinamiklerinin nasıl da anlaşılması zor parametrelerden oluştuğunun kanıtı.
Can Atalay, Sırrı Süreyya Önder, Hacer Foggo, Kayıhan Pala, Fuat Yıldırım listelerin güzel sürprizleri.
Yeni ve genç isimlerden oluşacak mı göreceğiz ama ilk intiba pek olumlu değil. Lakin dediğim gibi “şimdi bunları konuşmanın sırası değil.