391 bin kişinin işlem yaptığı kripto para platformu Thodex'in kurucusu Faruk Fatih Özer'in 2 milyar dolarlık kripto parayla yurt dışına kaçtığı iddiası, Türkiye tarihinin en büyük vurgunlarından biri olarak basına basına yansıdı. Faruk Fatih Özer, dolandırıcılık suçlamasıyla kırmızı bültenle aranırken Thodex'in mağdurları da alacaklarının peşinde.
Giderek daha fazla yatırım aracı olarak kullanılmaya başlanan kripto paralar, dolandırıcılığa da açık bir alan oluşturuyor. Thodex skandalının ardından Türkiye'de bu platformlar için yasal bir düzenleme yapılması gerektiği daha sık gündeme gelmeye başladı. Hazine ve Maliye Bakanlığı da kısa süre önce bu konuda adım atarak yasal düzenleme için çalışmalarını başlattı.
Geçen hafta bir televizyon programına katılan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, konunun, kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanı konusunda alınacak önlemler ile tüketicinin korunması konusu olmak üzere iki boyutu olduğunu söyledi. "Bizim de taslak bir çalışmamız var şu anda, bir kanun teklifi olacak muhtemelen" diyen Elvan, Mali Suçları Araştırma Kurulu'na (MASAK) bu platformları denetleme yetkisi verdiklerini de aktardı.
Düzenlemeyle ilgili DW Türkçe'ye bilgi veren Bakanlık kaynakları da çalışmaların hâlâ sürdüğünü, tamamlandığında da Cumhurbaşkanı'na sunulacağını söyledi.
Peki nasıl bir düzenleme gerekli?
Türkiye'de kripto paralarla ilgili ilk adımı geçen Nisan ayında Merkez Bankası atmıştı. 30 Nisan'da yürürlüğe giren yönetmeliğe göre, kripto varlıklar ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılamayacak. Ayrıca bu varlıkların ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılmasına yönelik hizmette sunulamayacak. MASAK tarafından da kripto varlık hizmet sağlayıcıları için 23 sayfalık bir rehber yayınladı. Rehber, kara paranın takibi konusunda yükümlü kuruluşlar arasına dahil edilen kripto para platformlarının uyacağı kuralları içeriyor. Rehbere göre, kripto para platformları, şüpheli işlemleri, en geç 10 iş günü içinde, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ise derhal MASAK'a bildirecek. Şüpheli işlemlerde tutar gözetmeksizin ve toplamı 75 bin lirayı aşan her işlemde kimlik tespiti yapacak.
DW Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede Türkiye'de giderek büyüyen kripto para piyasası için yasal bir düzenleme ihtiyacı olduğuna işaret eden İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Direktörü Şant Manukyan'a göre "kimin ne yaptığını kontrol eden bir otorite" olması gerekli.
Foreks sisteminin başladığı döneme değinen Manukyan, daha önce "Londra'da veya merdiven altı çalışan kurumlarda" Türk yatırımcısının mağdur olduğunu belirterek "Daha sonra SPK düzenlemesi geldi, lisanslama yapıldı. Merkezi bir takas oluşturuldu, sonra da uzunca bir süre sorunsuz gittiğini gördük. Burada da aslında aynı mantık var" diye konuştu. Bu sistemin Foreks sisteminde başarılı olduğunu ifade eden Manukyan, birebir kopyasının kripto piyasalarına ise uygun olmadığını kaydetti.
Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi İsmail Hakkı Polat da lisanslama konusunda "merkezi otorite" olması gerektiğine, ancak "inovasyonu" engellemeyecek düzenlemelere ihtiyaç olduğu görüşünde.
"Kripto para okur-yazarlığı problemi var"
Kripto paraların, küresel para sistemleri içerisindeki rolünün ne olacağına dair tartışmalar uzun bir süredir tüm dünyada sürüyor. Bazı uzmanlar, kısa sürede bu tür paraların piyasadan silineceğini savunurken birçok uzman da yasal olarak tanınması gerektiğine vurgu yapıyor.
Geleceğe yönelik çözüm için bu sistemin iyi tanınması gerektiğini belirten İsmail Hakkı Polat,ülkedeki "kripto para okur-yazarlığının çok düşük düzeyde" olduğuna dikkat çekerek "insanların hangi borsa ve Coin'i seçeceklerinden, nerede hangi parayı saklayıp, hangi kripto parayı, ne zaman cüzdanlarına alacaklarına kadar çok sayıda bilinç problemleri olduğunu" ifade etti.
DW Türkçe'ye değerlendirme yapan uzmanlar, düzenlemelerin Merkez Bankası'yla sınırlı kalmaması ve Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın koordinasyonunda Sermaye Piyasası Kurumu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu gibi faktörlerin de devreye girmesi gerektiği kanısında.
Sadece yönetmeliklerin yeterli olmayacağının altını çizen Polat, "Belirli şeylerde yasalara da ihtiyaç var. Yasalarda mesela sözleşme yapılacak iki kişi arasında; hangi şartlarda, hangi ödemelerle gerçekleşeceğini Türk Ticaret Kanunu veya biraz da Sermaye Piyasaları Kanunu tarafından belirlenmesi lazım" görüşünü dile getirdi.
Polat, "Bu platformların kripto para seçimlerinin standarda bağlanmasından, onlara belirli teminat ve lisans yeterlilikleri kazandırılmasında, patronlarının bütün parayı toplayıp dijital bir cüzdana, kripto cüzdana koyup sonra elini kolunu sallayarak sınırı geçmesini engelleyici blok zincir çoklu imza çözümleri gibi teknik çözümlerin de olması lazım bu düzenlemelerde" dedi.
"İsteyenin at koşturmasının önü kesilmeli"
Türkiye, başını Bitcoin'in çektiği kripto paraların kullanımında dünyada dördüncü, Avrupa'da ise ilk sırada yer alıyor.
İstihdam da yaratabilecek, finansal ya da diğer sektörlerde yeni iş modelleri ortaya çıkartabilecek bir potansiyel olduğuna vurgu yapan İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Direktörü Manukyan, "Hem o girişimcilere yol açılması lazım hem de isteyenin at koşturabileceği, geçtiğimiz negatif örnekte gördüğümüz gibi göz boyamaya gelen kesimlerin de önünü kesecek bir regülasyon en doğrusu olacaktır" diye konuştu.
Kripto paraların nasıl saklanacağına dair net bir şekilde düzenleme yapılması gerektiğine değinen Şant Manukyan, "Yatırımcı fonlarının, tamamının demiyorum kesinlikle, belli bir ölçüde korunmasına yönelik sigorta sistemi de olması lazım" değerlendirmesini yaptı.
İsmail Hakkı Polat ise dolandırıcılığın önüne geçebilmek için kripto para borsalarının yöneticilerine "çoklu dijital imza" çözümüne dikkat çekti.
Önerisiyle yatırımcıların paralarının bir kişi tarafından tek başına çekilmesinin önüne geçilebileceğine vurgu yapan Polat, "Mesela, birden fazla yönetici buna dijital imza atacak, aynı zamanda bu bildirim olarak örneğin 'Kripto Paralar ya da Kripto Varlıklar Denetim Kuruluna' anında gidecek ve alım-satım platformu da anında açıklama yaparak para çekimini şu yüzden yaptık diyecek" şeklinde sözlerini sürdürdü.
Adnan Ağaç
© Deutsche Welle Türkçe