Mahfi Eğilmez: Türkiye, enflasyonla mücadeleyi tümüyle terk etmiş görünüyor

Ekonomist Mahfi Eğilmez, Merkez Bankası’nın faiz indirimi kararını yorumladığın yazısında “Türkiye, enflasyonla mücadeleyi tümüyle terk etmiş görünüyor. Bu çerçevede Türk toplumu uzunca bir süre yüksek enflasyon ve onun yarattığı satın alma gücü kaybıyla yaşamaya alışmalıdır” dedi.

Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, kişisel blogunda yayımladığı Faiz İndiriminin Sonuçları başlığını taşıyan analizinde, Merkez Bankası'nın dün aldığı faiz indirimi kararını değerlendirdi.

"Türkiye, enflasyonla mücadeleyi tümüyle terk etmiş görünüyor" diyen Eğilmez'in yazısında ilgili bölüm şöyle:

"Gelelim faiz indiriminin yaratacağı sonuçlara:

Bu kararın ardından TL, dış değer kaybına uğradı. USD/TL kuru 17,96’dan 18,10’a yükseldi (arada daha yüksek ve düşük noktalar da var ama son durum böyle.) Bu durum ithalata dayalı üretimi olan Türkiye’de maliyetleri, fiyatları ve enflasyonu artıracak bir gelişme.

Kur korumalı mevduata geçenlere bankalar (TCMB politika faizi + 3 puan =) yüzde 17’ye kadar faiz ödüyor, kur farkını da Hazine bütçeden ödüyordu. Merkez Bankası’nın faizi yüzde 14’den 13’e indirmesi sonrası kur korumalı mevduata bankaların ödeyeceği faiz oranı (13 + 3 =) yüzde 16’ya gerilemiş bulunuyor. Bu durumda Hazine’nin ödeyeceği ek faiz yükü de artıyor. Benzer durum döviz tevdiat hesabını bozdurarak kur korumalı mevduat hesabı açanlara TCMB tarafından yapılacak ödemede de geçerli. Dolayısıyla faizi indirmek Hazine ve TCMB’ye ek ödeme yükü getirdi. Bütçe hazırlanır ve onaylanırken kur korumalı mevduat gündemde olmadığı ve bütçeye bu amaçla ödenek konmadığı için yıl ortasında ek bütçe kanunu çıkarıldı. Bu düzenlemeyle bütçeye kur korumalı mevduat giderleri için 40 milyar TL ödenek kondu. Ne var ki yılbaşından Temmuz sonuna kadar bu çerçevede bütçeden ödenen miktar 60,6 milyar TL’yi bulduğuna ve bu faiz indirimi de ek yük getirdiğine göre yılsonuna kadar bütçe ödeneğinin en az üç katı harcama yapılacak demektir. Öte yandan TCMB’nin yılbaşından Temmuz sonuna kadar döviz tevdiat hesaplarından dönerek kur korumalı mevduat hesabı açanlara yaptığı ödemelerin tutarının 80 milyar TL olduğu tahmin ediliyor. Bu ödemeler TCMB açısından zarar yaratıyor ve banka bunu para basarak karşılıyor.

Enflasyonu yaratan nedenlerden birisinin harcama artışları olduğunu biliyoruz. Bu durumda kamu harcamaları bu yıl kur korumalı mevduat ödemesi kadar yani en az 120 milyar TL fazla olacak ki bu da enflasyonu artıracak demektir. TCMB’nin kârını Hazine’ye devretmesinde olduğu gibi zararının da Hazince karşılanması gerekiyor. Bu durumda TCMB 2023 yılında Hazine’ye kâr devretmek bir yana Hazine’den zararını karşılamasını isteyecek. Dolayısıyla bu taraftan da enflasyona katkı söz konusu olacak.

Faizin düşürülmesinin büyümeyi yükseltmesi de kesin değil. Çünkü enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ortamda faiz indirimi risk artışı demektir. Ki son günlerde düşmeye başlamış olan CDS primi bu indirim kararını izleyerek hızla yükseldi. Risk artışı, yatırımların önündeki en önemli engeldir.

Özetle söylemek gerekirse Türkiye, enflasyonla mücadeleyi tümüyle terk etmiş görünüyor. Bu çerçevede Türk toplumu uzunca bir süre yüksek enflasyon ve onun yarattığı satın alma gücü kaybıyla yaşamaya alışmalıdır."

Ekonomi Haberleri