Malatya’da yaşayan İbrahim Çoban, geçim sıkıntısı yaşayan vatandaşlar için Soykan Meydanı’nda bugün tek başına eylem yaptı.
Eylem öncesi Malatyalılardan destek isteyen Çoban, tek kişi başladığı eylemi 10 kişiyle tamamladı.
Çoban, hiçbir siyasi parti, sendika ya da sivil toplum kuruluşuna üye olmadığını belirtti.
"MİLLETİN ALIM GÜCÜ HEPTEN ÇÖKTÜ 'YETER ARTIK’ DEDİKÇE HER GÜN BİR YENİSİ GELİYOR”
İbrahim Çoban, yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Geç de olsa gerek hükümetin gerekse hükümet karşıtı birilerinin, para babalarının, stokçuların ve fırsatçıların sayesinde son zamanlarda gıdadan giyime, ısınmadan barınmaya, ulaşımdan suya, elektrikten doğal gaza, akaryakıttan birçok yaşamsal ihtiyaçlara yapılan zamları eleştirmek, protesto etmek ve çözüm yolu bulmak için bu eylemi düzenliyorum. Vatandaşın bu zamla mücadele edebilecek ne bir günü kaldı ne takati ne de parası. Çünkü zamlar ve maaşlar arasında uçurumlar var. Milletin alım gücü hepten çöktü. ‘Yeter artık’ dedikçe her gün bir yenisi geliyor. Adeta gün doğmadan zam doğuyor.
"HUZURUMUZ KALMADI"
Başta elektrik olmak üzere su, doğal gaz, akaryakıt, LPG gibi yaşamsal ihtiyaçlara yapılan zamlar, gıdadan tutunda giyim kuşama, ulaşımdan barınmaya ve market fiyatlarına kadar tüm ihtiyaçlara yansımakta, hayatın her alanını olumsuz yönde etkilemektedir. Bizlerin, kesinlikle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, bu ülkenin bir ferdi ve fedaisi olarak devletimize ve hükümetimize en ufak bir yanlışımız, düşmanlığımız ve saygısızlığımız olmadı, olamaz. Fakat gel gör ki huzurumuz, refahımız kalmadı. Bittik, tükendik artık. Her şeyin fiyatı arttı ama maaşlar yerinde saydı. Emeklisinden asgari ücretlisine, engellisinden 65 yaş maaşına, hatta memur maaşlarına kadar hiç kimse geçinemiyor. Anlayacağınız astarı yüzünü geçmiş durumda."
"GURUR DUYUN ESERİNİZLE"
“Bu bir eylem, başkaldırış değil. Bu, bitmişlik ve tükenmişliğin resmidir” diyen Çoban, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Bu resmi siz yarattınız. Gurur duyun eserinizle. Sayın Nebati’ye soruyorum; şu tabloya bakın, ne görüyorsunuz? Kurucusu olduğunuz Adalet ve Kalkınma Partisi’nde adaletten söz etmek mümkün değil. Kalkınmıyor muyuz? Evet hastaneler, yollar, tüneller, park ve bahçeler, bunlar inkar dilemez ama karın doyurmuyor. Evet, insanımız hasta ve hastaneye gidiyor, çünkü doğru düzgün beslenemiyor. Vatandaş artık bir şey alamıyor. Sürekli gözünde bir şey eksik kalıyor. Aç kalıyor. Evine iki kilo meyve götüremedikten, sofrasında et olmadıktan sonra siz daha çok hastane yaparsınız.
Sigaraya zam yaparken ‘içmesinler’ diye yaptığınızı dile getirdiniz. Elektriğe karanlıkta kalalım, suya içmeyelim, ekmeğe açlıktan ölelim, doğalgaza soğuktan donalım, akaryakıta ulaşıma gitmeyelim diye mi zam yaptınız?” (ANKA)