Ankara Büyükşehir Belediye (ABB))Başkanı Mansur Yavaş, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte bugün Eskişehir'in ardından Burdur'a geldi.
ABB Başkanı Yavaş, buradaki konuşmasında; “Togg’u yapanlardan Allah razı olsun. İHA’ları, SİHA’ları yapanlardan Allah razı olsun…. Biz bunları inkar etmiyoruz ve gelirsek mutlaka daha iyisini de yapacağız. Daha da geliştireceğiz. Ancak, sanki partinin malıymış gibi, babasının parası ile yapmış gibi bunları seçim ortamında kullanıyorlar. Bu yanlış. Şimdiye kadar bunları hiç kimse yapmadı” dedi.
'Eski dönemin 5 katrilyon borcunu ödedik'
Yavaş, mitingde şu ifadeleri kullandı:
“Sevgili Burdurlular, belediye başkanımız burada iki dönemdir belediye başkanı. Bizler, 2019 yılında iş başına gelirken yaşadıklarımızın bir kısmını anlatabilirsem şu anda yaşadığımız ortamın birebir aynısı olduğunu göreceksiniz. Bizi, küçük bir beldenin belediye başkanı, ne bilir Ankara'yı yönetmeyi diye eleştirdiler. İş başına geldik, eski dönemin 5 katrilyon borcunu ödedik. Ayrıca , metro için bizden haksız yere 1,6 milyar lira para kestiler. Normalde 4 yılda ödememiz gereken para, 100 milyon lirayken 1,6 milyon lirayı kestiler. Nasıl oldu? Bizden önceki belediye, başka şeylere para ayırdığı için, belediyenin asli görevlerini yapmadığı için metroyu kendi yapamıyor ve Ulaştırma Bakanlığı'na devrediyor."
"Ulaştırma Bakanlığı, Çayyolu yolu metrosunu yapıyor, belediyeye devrediyor ve bir sözleşme yapıyor. Bilet gelirinin yüzde 15'i ile bize geri ödeyeceksin. Eğer, biz seçilmeseydik bu değişmezdi, biz seçildik 8 Nisan'da koltuğa oturduk, 28 Nisan'da bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile metroların gelirleri belediyelerden yüzde 5'i bütçelerden kesilme suretiyle tahsil edilecek. Biz bu şartlarda 1,7 milyar lira kestikleri için 4 senede ödemiş olacağız. Buna rağmen belediyemiz yaptığı şeffaf ihaleler ile 3500 tane ihalemiz, Youtube'da yüzlerce yıl kalacak, canlı yapılan ihaleler."
'Şimdi sıra Türkiye'de'
"Hem Amerika'da Fitch denilen kuruluş, zaman zaman biliyorsunuz ülke notları veriyor, büyükşehirlere de not veriyor. Şu anda ABB, kredibilitesi en yüksek belediye olarak bildirildi. Onu da geçtik, pandemi döneminde yaptığımız çalışmalar, şeffaf uygulamalar, belediyelerin kaynaklarına doğru yaptığımız harcamalardan dolayı İngiltere'den bir kuruluş Dünya Başkent Belediyeleri, başkan olarak Ankara'yı seçti. Şimdi de diyorlar ki, üç koyun güdemezler, bunlar yapamaz, bunlar beceremez; 20 yıldır başkasını görmediniz ki… Ankara halkı bize fırsat verdi, kendimizi gösterelim, şeffaf yönetimin nasıl olduğunu gösterdik."
"İşte, şimdi 14 Mayıs'ta sıra Türkiye'de. İnşallah, Türkiye'de de bu değişim gerçekleşecek, bizden başka kimse bir şey yapamaz diyen zihniyet gidecek, çok daha şeffaf, insanları ayırmayan bir yönetim gelecek. Seçildik, rozetimizi çıkardık. Hiç kimseyi ayırmadan çalıştık. Kim olursa olsun orası bize oy verdi vermedi, böyle bir ayrımı hiçbir zaman yapmadık. Ankara'nın civarında ve içinde nerenin ne ihtiyacı varsa, önceliğimiz orası oldu. Doğru yerlere para harcadık. Cebimizden bir kuruş para vermeyeceğimiz yere belediyenin parasını da harcamadık. Çünkü, belediyeler kamu; sizlerden topladığı parayı harcar. Babasının malını harcamaz, dolayısıyla harcadığının hesabını da vermek zorundadır."
'Övündüğümüz tesisi seçim otobüsü yaptılar'
"Şimdi, Togg'u, Anadolu gemisini, İHA'ları, SİHA'ları öne çıkararak, sanki gelen hükümet bunları yok edecek bir hava vermeye çalışıyorlar. Bu devlet bin yıldır bu coğrafyalarda kurulan bir devlet, onların devamıdır. Dolayısıyla hem dışişlerimizin müktesebatı vardır, hem de bir devlet geleneğimiz vardır. 1980'li yıllarda Roketsan'ı kurdular, Aselsan'ı kurdular, Havelsan'ı kurdular… Ne oldu? Onlar görevlerini yaptılar bu ülke için, kendilerinden sonra gelenlere emanet edip gittiler. Bu Togg'u yapanlardan Allah razı olsun. İHA'ları, SİHA'ları yapanlardan Allah razı olsun…. Biz bunları inkar etmiyoruz ve gelirsek mutlaka daha iyisini de yapacağız. Daha da geliştireceğiz. Ancak, sanki partinin malıymış gibi, babasının parası ile yapmış gibi bunları seçim ortamında kullanıyorlar. Bu yanlış. Şimdiye kadar bunları hiç kimse yapmadı."
"Anadolu gemisi çıktı şimdi Ege'yi dolaşıyor, adeta savunma için yapılmış, övündüğümüz bir tesisi seçim otobüsü olarak kullanıyorlar. Başladılar şimdi de ‘Bebek katili serbest bırakacaklar, PKK'lı suç işlemiş katilleri serbest bırakacaklar', kim neyi bırakıyor Allah aşkına… Kimden ne haber aldınız siz? Ekrem başkana seçimde gücünün yetmediğini anlayınca Osman Öcalan'ı televizyona çıkaran kim? Apo denilen katilden mektup getiren kim? Şimdi, Kandil'in söylemlerini televizyonlarda, mitinglerde veriyorlar. Hiç unutmayın, bunlarda iktidarın işine yarayan konuşmaları yapanlar da aynı mihraktır. Bizim bunlarla işimiz olmaz, herkes hizasını çekecek, suç işleyen herkes cezasını çekecek. Biz, onu da reddediyoruz. Ama onların söylemini bizim aleyhimizde kullanmasını da biz reddediyoruz."
'Onlar gibi mevsimlik vatanseverlik yapmadık'
"En az onlar kadar milliyetçiyiz, en az onlar kadar vatanperveriz, en az onlar kadar Müslümanız. Bize hiç kimse Müslümanlık, vatanperverlik taslamasın. Çözüm süreci sırasında yaşananları hatırlıyorsunuz, o zaman da ağzını açanlara ‘Siz kandan besleniyorsunuz, konuşmayın, bu PKK bizim düşmanımız değil' gibi birçok sözleri var, onları ben yakında internetten sizlere yayınlayacağım. O zaman bunlara karşı çıkanlara vatan haini diyorlardı, bunlar vatansever oluyorlardı. Biz, onlar gibi zaman zaman vatansever, mevsimlik vatansever değiliz; o zaman ne söylüyorsak şimdi de aynısını söylüyoruz. Boş lafa karnımız tok…"
'3 bin ailenin çocuklarını üşütmedik'
"Yardımları kesecek dediler, yardım dedikleri birer koli. Bunu alıp götürüyorlar, ev ev dağıtıyorlardı 158 bin aileye… Göstere göstere dağıtıyorlardı… Biz geldik hemen Başkentkart çıkardık bir tane, karta para yüklüyoruz. Gidiyor, bakkalından çocuğunun ihtiyacını satın alıyor. Böyle tasarruf ede ede açık ihale yapa yapa geçen yıl 500 lira olmak üzere, bu yıl da 500 lira olmak üzere üç ay doğalgaz ödemesi verdik. 3 bin ailenin çocuklarını üşütmedik."
"Eskiden Ankara'nın her yerinde tarım vardı, hayvancılık vardı. Fakat, iktidarın bu yanlış politikaları nedeni ile kimi gitti hayvanlarını kesti, kimi para kazanamıyorum diye tarımı bıraktı. Çiftçi kayıt sistemine kayıtlı 35 bin çiftçiye 4 yıl içerisinde 600 milyon liranın üzerinde yardım yaptık. Tohumlarını verdik, fidelerini verdik, yetmedi belediyemizce ürettiğimiz sıvı gübreleri verdik, ayrıca traktörü olan herkese mazot yardımı da yaptık. Bu şekilde yaptığımız destekler sayesinde 4 yılda çiftçilerin 35 bin çiftçinin cebine 4 buçuk milyar lira parayı koyduk."
'16 milyar lirayı toprağa gömdüler'
* Dolayısıyla şu anda, 6 liderin yan yana gelip Milli Mutabakat Metni olarak imzaladıkları metinde, tarım ve hayvancılıkta ne gibi bir destekte bulunulacağı aynen yazılı. Bundan sonra gelecek olan hükümet, halkın parasını boşa götürmeden, açık ve şeffaf ihaleler yapmak sureti ile acil ihtiyacı karşılamak sureti ile çalışacak. Bakın bir kişi karar verdi ne oldu Ankara'da? Hepiniz bunu televizyonlarda gördünüz, Ankapark gibi ucube, çöp proje çıkardılar. 16 milyar lira parayı toprağa gömdüler. 16 milyar liraya Burdur ölçekli 16 Ankara ayağa kalkardı… Bunun hesabı 15 Mayıs'tan sonra sorulacak, 100 kadar dosyayı götürdüm, savcılığa verdim. İnşallah 15 Mayıs'tan sonra adliyede faaliyete geçecek. Milletin parasını bu şekilde boşa harcayan kim varsa cezasını çekecek.” (ANKA)