Hollanda'da seçimlerin galibi aşırı sağcı siyasetçi Geert Wilders, Avrupa ve Türkiye gündemine 2008 yılında "Fitne" adlı 17 dakikalık İslam karşıtı filmiyle girmişti. Yabancı ve İslam karşıtı Özgürlük Partisi (PVV) lideri Wilders'in imzasını taşıyan film, terörün kaynağının İslam ve Kuran-ı Kerim'den kaynaklandığı öne sürüyor ve İslam'ın Batı uygarlığını yok etmek istediğini de iddia ediyordu.
Dönemin Hollanda hükümeti filmin yayınlanmaması için büyük çaba sarf etti, ancak filmin internet üzerinden yayınlanması engellenemedi.
Dönemin Hollanda Başbakanı Jan Peter Balkenende, filmin Müslümanların duygularını rencide etmekten başka işe yaramadığını belirterek "Bu film İslam'ı şiddetle bir tutuyor. Bu yorumlama tarzını kesinlikle kabul etmiyoruz. Müslümanların çoğu şiddeti ve aşırılığı reddediyor. Hatta çoğu zaman saldırılarda ölen kurbanlar Müslüman oluyor" şeklinde tepki gösterdi.
Filme diğer Avrupa ülkelerinden de tepkiler geldi, hatta filmin yönetmeni Wilders'in o dönemde İngiltere'ye girişi engellendi. Wilders, toplumsal uyumu zedeleyeceği ve kamu güvenliğine zarar vereceği gerekçesiyle İngiltere'ye giriş yapmak istediği Londra'nın Heatrow havaalanından ülkesine geri gönderildi.
Wilders, Hollanda'da filmi ve Müslümanlarla Kur'an-ı Kerim ile ilgili sözleri nedeniyle hakim karşısına da çıktı. Hakkında çok sayıda suç duyurusu yapılan Wilders, iki yıla kadar hapis talebiyle yargılandı.
Kur'an-ı Kerim'i Adolf Hitler'in "Kavgam" (Mein Kampf) adlı kitabına benzeten ve Kur'an'ın yasaklanmasını isteyen Geert Wilders, ayrıca Hollanda'ya Müslüman göçünün yasaklanmasını gerektiğini de söylemişti.
Geerd Wilders nasıl aşırı sağcı oldu?
Yıllar içinde iklimin korunması politikası ve Avrupa Birliği'ne karşı söylemleriyle de gündeme gelen 60 yaşındaki Wilders, bundan 25 yıl önce ilk kez parlamentoya girdi. Siyasete girdiğinden beri öfkeyi tetikleyen açıklamaları ile Hollanda siyasetini karıştıran Wilders, İslamcılar tarafından da sık sık tehdit edildi. Bu nedenle 2004 yılından beri sürekli polis koruması altındaki Wilders, Faslılara "pislik" dediği için de yargılandı ve mahkum edildi.
Hollanda'nın Almanya sınırındaki Venlo kentinde 1963 yılında doğan Wilders, bir erkek, iki kız kardeşiyle Katolik bir ailede büyüdü. Wilders'in nadiren bahsettiği annesi yarı Endonezyalı'ydı. Alman Der Spiegel dergisine konuşan ağabeyi Paul Wilders, kardeşinin 80'li yıllarda siyasete ilgi duymaya başladığını, ancak o dönemde ne solda ne de sağda durduğunu belirterek "Ancak siyaset oyunu, göç ve nüfuz onu büyülüyordu" demişti.
Wilders'in siyasi yönelimini 2002'de aşırı sağcı lider Pim Fortuyn ve 2004'te radikal İslam karşıtı film yapımcısı Theo van Gogh'un öldürülmesi etkiledi. Wilders, 2012 tarihli bir kitabında Van Gogh'un ölüm haberini aldığında "Bacaklarımın şok ve öfkeyle titrediğini hatırlıyorum" diye yazmış, "Dürüstçe söyleyebilirim ki korku değil öfke hissettim" diye devam etmişti.
Kendi partisini ne zaman kurdu?
Wilders, siyasete 1998 yılında, şimdi Türkiye kökenli Dilan Yeşilgöz-Zegerius'un lideri olduğu Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi'ne (VVD) girererek başladı. Siyasetteki ilk günlerinde kahverengi olan saçlarını ise daha sonra sarıya boyattı ve bu saç modeli Wilders'in alameti farikası oldu. Kısa süre içinde medyaya hakim olmayı öğrenen Wilders, 2006 yılında kendi partisini kurmak için VVD'den ayrıldı, 2017'de parlamentoda ikinci büyük parti oldu, 2021'de ise üçüncü büyük parti konumuna geriledi.
Wilders, Hollanda'daki hoşnutsuzluk ortamından yararlanarak ülkedeki siyasi söylemi sağa çekmeyi de başardı. Güvenlik endişesiyle izole bir yaşam süren ve etkinliklere fazla katılmayan Wilders seçmenleri ile sosyal medya üzerinden iletişim kuruyor.
Seçim kampanyası sırasında ılımlı söylemleri ile dikkat çeken siyasetçiye şimdiden "Geert Milders" (Mild Hollanca'da hafif anlamına geliyor) lakabı takıldı.
İktidara hiç bu kadar yakın olmayan Wilders, şimdi başbakan olmak istiyor.
Erdoğan'la mahkemelik oldu
Wilders Ekim 2020'de Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı üzerinde AKP yazan ve fitili ateşlenmiş bomba görünümlü bir şapkayla resmeden bir paylaşım yapmış ve "terörist" ifadesini kullanmıştı. Erdoğan da Wilders'i "faşist" diye nitelendirmiş ve avukatı aracılığıyla hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Hollanda hükümeti ise ülkede ifade özgürlüğü bulunduğunu belirterek Erdoğan'ın girişimini eleştirmişti.
Bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Erdoğan'a yönelik paylaşımı nedeniyle Geert Wilders hakkında soruşturma başlatmıştı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun Wilders'in paylaşımına Twitter üzerinden tepki göstererek "Wilders ve etrafındaki Neonazi güruhunun tek bir kelimesinin bile anlam ifade etmediğini", "asıl tehlikenin Avrupa'daki ılımlı ve sorumluluk sahibi görünen hükümetler ve siyasi karar alıcıların buna destek verdiği izlenimi" olduğunu söylemişti.
DW,dpa,AFP/HS,JD