İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi İYİ Parti Grup Başkanvekili Adnan Beker'in ev sahipliğindeki iftar buluşmasına, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte katıldı.
İlk olarak Mansur Yavaş konuştu:
“Öncelikle, Ankara Büyükşehir seçimine girerken sayın genel başkanımızın bu konuda aldığı fedakarlığı asla unutmuyoruz. Arkasından bütün ilçe teşkilatları olarak il başkanları ve ilçe başkanlarımız bizleri bu makama taşıdı. O makamda üç yıldır yapılan aleyhte sözleri, iftiraları ve her türlü karanlığı ‘biz olmazsak şöyle olur böyle olur’ diyerek anlattılar. Ama Ankara halkı şimdi şunu gördü, anlatılanların hepsinin birer iftira olduğunu ve bu kentin nasıl daha iyi yönetilebileceğini gördü. Buradan nereye varmak istiyorum?
Bizlerin büyükşehir belediye başkanları olarak yaptığımız çalışmalar ile iktidarın şu andaki ‘biz gidersek mahvolursunuz, bu ülke mahvolur’ propagandasına karşı tam tersine korkuttuklarının hiçbiri olmadı ve aksine daha da insanların yaşamlarını kolaylaştı, güzelleşti, konforu arttı diyerek yaşanacak ilerideki bir değişiklik ile ülkemize ne gibi güzellikler katacağını göstergesi olmuş olduk. Onların atacağı iftiraları da boşa çıkartmış olduk. Bu nedenle, inşallah yapılan bütün çalışmaları, sayın Genel Başkanların katıldıkları toplantı dahil iyiliklere vesile olması, artık ülkemizin bu kara masadan kurtulmasını diliyorum.”
Meral Akşener ise, son günlerde cumhurbaşkanlığı adaylığı için ismi sık sık gündeme gelen Mansur Yavaş'ı överek şunları söyledi:
KENDİSİNE ATILAN İFTİRALARI SİLDİ ATTI: Millet İttifakı’nın yan yana gelerek seçtiği Mansur Yavaş’ın söylediği gibi, kendisine atılan her türlü iftira, belediye meclis üyelerimizin de hem İYİ Parti’nin hem Millet İttifakı’nın belediye meclis üyelerinin çalışmaları ile, belediyenin yöneticilerinin çalışmalarıyla sildi attı. Sosyal belediyecilik denilen meselenin ne olduğunu cümle aleme gösterdi. Dolayısıyla çalmayınca, çaldırmayınca, israf etmeyince, ettirmeyince, yolsuzluk yapmayınca, yaptırmayınca demek ki her türlü baskıya, zorluğa rağmen para yetiyormuş. Türkiye’nin imkanları ve büyük bir gücü var ama maalesef Türkiye’nin bu büyük gücü milletin refahına harcanmak yerine çar çur ediliyor. Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik şartlar, o ekonomik şartların getirdiği sosyal alanlar gerçekten tahmin edilemeyecek derecede kötü.
İYİ Kİ MANSUR YAVAŞ KAZANMIŞ: Pandemi geldi hayatımıza ve o kadar beceriksiz bir pandemi yönetimi oldu ki. Pandeminin şartlarının yarattığı zorlukları aşmak açısından o kadar kötü bir anlayışla adımlar atıldı ki esnafın büyük bir bölümü gerçekten kan ağladı; kafeler kan ağladı, gıda sektöründe olanlar kan ağladı. İyi ki Ankara’yı Mansur Başkan kazanmış ki orada sosyal devletin ne olduğunu, fakirin, açın, açığın yakınında olmanın ne olduğunu ve gözüne sokmadan, incitmeden yardımcı olduğunu, bu yardımcı olmanın bir hak olduğunu ortaya koyarak o yardımların nasıl yapılabileceğini; yolsuzluk veya endişe yaratmadan gösterdi. Sahada olduğum için bu farkı biliyorum. Ben size arkadaşlarımın huzurunda teşekkür ediyorum Başkanım.
'HAYVANLARIMA ORUÇ TUTMAYI ÖĞRETİYORUM': Kayseri zengin bildiğimiz şehrimizdir değil mi, ekonomik olarak? İlçeleri de öyledir. Kayseri’de bir besici geldi yanıma dedi ki gülerek, ‘Abla ben hayvanlarıma oruç tutmayı öğretiyorum.’ Süt üreticiliği yapıyormuş. ‘Bu ne’ dedim, ‘çok aralıklı yem veriyorum, yine çok pahalı’ dedi. Şimdi süt dışında besicilik yapanlar, gebe inekleri kesime gönderdiklerini söylüyorlar. Rastgele kasap dükkanlarına giriyoruz, ‘on beş günde bir et alan sabit müşterileriniz vardır sizin, bunlar kaça düştü’ diye sorduğumuzda ‘ayda 250 grama düştü’ diyenler var.
UCUBE SİSTEM DEĞİŞMELİ: Bu ucube sistemin değiştirilmesini sağladığımızda ve demokrasinin tam işlediği, hukukun üstün olduğu, yargının bağımsız, korkusuz, objektif, tarafsız olduğu bir sistem kurulduğunda, yandaş kayırmanın önüne geçildiğinde, şeffaflığın, liyakatin öne çıktığında; burada parantez açmak istiyorum, 92 puanla mülakatta eleniyor, 58 puanla yanındaki arkadaşı kazanıyor. O gençlere böyle bir eziyetin edilmesinin önüne geçmenin yolu bu ucube sistemi değiştirmekten geçiyor. Bunu da biz başaracağız. Bugün İstanbul ellerinden gitmişse ağaların, Ankara’da Mansur Bey seçilmişse bu birlikteliği öneren ve hep arkasında duran biziz. Bunu da sağlayan sizsiniz.” (ANKA)