Kısa Dalga - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kurban Bayramı tatilinini ardından, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda konuşuyor.
Bahçeli'nin daha önce hep yaptığı şekilde ayakta kürsüde konuşmasını yapmak yerine oturmayı seçmesi dikkat çekti.
Bahçeli, grup toplantısına belirtilen saatten 15 dakika geç başladı.
Diyarbakır - Mardin yangını: Anız yangınını bahane ederek...
Devlet Bahçeli, Diyarbakır - Mardin'de çıkan ve 15 yurttaşın yaşamını yitirdiği yangına değindi.
"20 Haziran günü Diyarbakır Çınar ile Mardin arasında çıkan yangınlarında zarar gören vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyor vefat edenlere Allah'tan rahmet diliyorum" diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mağduriyet yaşayanlara devletimizin eli uzanacaktır. MHP olarak sürecin takipçisi olacağız. Dayanışma ile yardımlaşma ile her zorluğun aşılacağına inanıyoruz.
Yangının nedenleri kuşkusuz tespit edilecektir. Anız yangınını bahane ederek nefretlerini dışa vuran kim ve kimler varsa Türkiye muhalifidir.
Diyarbakır Barosu'nun açıklamasında Kürt kökenli kardeşlerimize nefret içerikli ifadede bulunanlara suç duyurusunda bulunulduğu açıklanmıştır. Hiçbir Türk vatandaşı böyle bir komplonun yanında yöresinde yer alamaz. Kara kampanyanın müfteri ifadelerin failleri bu milletin evladı görülemez. Baronun sipariş açıklaması hangi emelleri amaçladığı gözden uzak tutulamaz. Bin yıllık kardeşliğimizi hedef alan provokatörler bellidir. Bugüne kadar ağaçların nasıl yakıldığını ve bunların müsebbiplerinin kimler olduğunu duymayan yoktur. Puslu havalarda girdikleri deliklerden ortaya çıkarak rant devşirmenin hevesine kapılanların yakasından tutmak ahlak ve adaletin var oluş gayesidir. Taciz ve istismarlar herkes bilmeli ki sonuçsuz kalmaya mahkumdur."
Cumhur İttifakı açıklaması: Türk milletinin ruh köküdür ve kararlılıkla yoluna devam edecek
Cumhur İttifakı'yla ilgili tartışmalara değinen Bahçeli, "Sarsıcı gelişmelerin ülkemize doğrudan tesir ettiğini değerlendiriyoruz. Mayası bozuk çevrelerin faal olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin direncini kırmak sureti ile istikrar ortamını zedelemek amacı ile bir kampanya ilerlemekte. Şaibeli devrimciler, Tatlısu kurnası eski tüfekler, yozlaşmış elitler geceli gündüzlü operasyon yürütmekte. Cumhur İttifakı Türk milletinin ruh köküdür ve kararlılıkla yoluna devam edecek. Bizi çekmek istedikleri bataklıkları reddediyoruz. Kafamız milletin gündemiyle meşgul." dedi.
'Ülkücü hareket en son 12 Eylül'de sanık sandalyesine oturtulmuştur'
Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"MHP iftira ile temellenmiş, suçlamalarla zaafa uğrayıp içine kapanırsa Cumhur İttifakı duvara toslayıp dağılırsa işbirlikçiler bayram edecektir. Onların bayramı Türkiye'nin matemidir. Sarosçu Kavala ile Demirtaş'ın serbest kalmasına, terör devletinin kurulmasına, Akdeniz'deki haklarımızın hiçe sayılmasına, bölünmenin doğal karşılanmasına tamam dersek sesimizi kısarsak bizden iyisinden Şam'da kayısı olması kaçınılmazdır. Bizi terbiye etmeye manevramızı daraltmaya çalışıyorlar. Ülkücü hareket en son 12 Eylül'de sanık sandalyesine oturtulmuş nice haksızlığa dibine kadar maruz kalmıştır.
İdam sehpalarında cennetin müjdesiyle nurlandık. Hanım efendiler beyefendiler biz milliyetçi ülkücü hareketiz. Ona buna pabuç bıraksaydık kurşunlara bombalara istinatlara cinayet örgütlerine cani hesaplara düğme ilikleyip korkudan saklansaydık, cami avlularında omuzladığımız şehitlerimize ne diyecektik? Bir birimizin yüzüne nasıl bakacaktık.
Kalkmışlar sabah akşam Milliyetçi Hareket Partisini ve Ülkü Ocakları’nı asıp kesiyorlar, manipülasyon düğmesini çeviriyorlar. Kiralık gazeteler, iç işgal cephesine ekranlık yapan başta Halk TV olmak üzere bazı tv kanalları yarım pansiyon aydınlar, satılmış köşe yazarları, şerefini üç kuruşa devretmiş bir kısım sivil toplum kuruluşu yöneticileri MHP ile kalkıp MHP ile kalkıyorlar. Bunlara siyaseten ehr türlü desteği verip sözcülüğüne talip olan CHP’nin başkanı da iki de bir kale duvarlarımızı taşa tutuyor. Bu şahsın o iki kişi diyerek sistematik ve plan dahilinde suçlayıp saldırdığı değerler, benim ülküdaşlarım ve partimizin saygın isimleridir.
CHP genel başkanı iki arkadaşımıza değil sağında solunda yuvalanan Türkiye düşmanlarına baksa daha tutarlı daha isabetli davranış içinde olacak. Tek bir ülküdaşımız bile bunların alayına yetecektir.
'CHP hastalıklı bir bünyedir'
CHP kendi içinde istikrar kuramamış hastalıklı bir bünyedir. Bu hastalığı tedavi edecek çarenin bulunmayışı Türk demokrasisi için kayıptır. Bu zatın her meselede zan altında bırakma gayreti siyasi ahlakla bağdaşmamaktadır."
Sinan Ateş davası: Sadece avukatlarımız katılacak, bunun dışında kimse ortalıkta bulunmayacaktır
Hafta başı Ankara'da görülmeye başlanacak olan eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin davaya da değinen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"1 Temmuz'da başlayacak malum cinayet davası ile partimizi ilişkilendirmek için tek ayak üstünde 40 yalan söylerler. Kimin kimlerle iş tutuştuğunu, sağda solda neler konuşulduğunu çok iyi biliyoruz. Davamızı 3-5 çapulcunun keyfine göre yargılatamayız. Ortalıkta gezen kuklaların başlarının tahrikiyle MHP'yi ve Ülkü Ocakları'nı sorgulatamayız. Bizi sindirmeye çalıştıklarını görmedik mi sanılıyor? MHP ile aşık atılamaz. 1 Temmuz'daki davaya sadece avukatlarımız katılacak, bunun dışında kimse ortalıkta bulunmayacaktır. Kim ne biliyorsa mahkemeye sunsun da hepsinin ense tıraşını görelim."
Özel, Bahçeli'ye seslenmişti
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP'nin yayın organı Türkgün gazetesinin gazetecileri hedef göstermesinin ardından Devlet Bahçeli'ye seslenip, "Bu ikisini ikisinden başka savunan var mı? Her şeyin altından çıkıyorlar. Bu işi halletmek Devlet Bey'e düşer" ifadelerini kullanmıştı.
Özel, şunları kaydetmişti:
"4 gazeteci oturmuş, bizim yaptığımız gibi bu konuları konuşuyor. Vay efendim Türkgün gazetesi sürmanşetten hedef gösteriyor olmadık şekilde. Bu siyasette olmaması gereken bir şey. MHP'nin sayın Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye bir kez daha sesleniyorum. Bütün Türkiye'nin huzuru için, bu partinin içinde bazıları var. Genellemek istemiyoruz. 70 yıllık bir geleneği topyekun kötülemek istemiyorum ama bu partinin bir evladı öldürülüyor.
İki isim var, (İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın) o iki isimle ilgili iki şey var. Bir bütün kamuoyu bu kişilerin de bilgisine başvurulması ve sorgulamaya dahil edilmesini istiyor. Bu ikisinden bu parti yaka silkiyor. Ben bunu aylardır söylüyorum. Bu ikisini ikisinden başka savunan var mı? Her şeyin altından çıkıyorlar. Bu işi halletmek Devlet Bey'e düşer."
(Haber Merkezi)