Mikroplastikler gezegenin her yerine sızmış durumda. Antarktika deniz buzulunda, en derin okyanus çukurlarında yaşayan deniz hayvanlarının sindirim sistemlerinde ve dünyanın dört bir yanındaki içme sularında mikroplastiğe rastlandı.
BBC Türkçe'de yayımlanan Isabelle Gerretsen imzalı makalede "Bir araştırmada, okyanusların üst kısımlarında yaklaşık 24,4 trilyon mikroplastik olduğu tahmin ediliyor" deniliyor. Makalede özetle şu bilgiler aktarılıyor:
"Kâr amacı gütmeyen çevre kuruluşu Çevre Çalışma Grubu'nun 2022 yılında yaptığı analize göre, ABD'de atık su çamuru, 80 milyon dönümden fazla ekili alanı "sonsuz kimyasallar" adı verilen maddelerle kirletmiş durumda.
* Atık su çamuru, atık sular temizlendikten sonra geride kalan yan üründür. Bertaraf edilmesi pahalı olduğu ve zengin besin içerdiği için bu çamur ABD ve Avrupa'da organik gübre olarak kullanılıyor. Avrupa'da her yıl tahminen 8-10 milyon ton arıtma çamuru elde ediliyor ve bunun yaklaşık yüzde 40'ı tarım arazilerine seriliyor.
Cardiff Üniversitesi'ndeki araştırmacıların yaptığı bir çalışmaya göre, bu uygulama nedeniyle Avrupa tarım arazileri mikroplastiklerin en büyük küresel rezervuarı konumunda olabilir. Bu da her yıl 31.000 ila 42.000 ton mikroplastik ya da 86 trilyon ila 710 trilyon mikroplastik parçacığın Avrupa tarım arazilerini kirlettiği anlamına geliyor.
* Mikroplastikler uzun süre ortamda kalıyor. Almanya Marburg'daki Philipps Üniversitesi toprak bilimcileri tarafından yakın zamanda yapılan bir çalışmada, en son 34 yıl önce atık su çamuru dökülen iki tarım arazisinde yüzeyin 90 cm altına kadar mikroplastikler bulundu. Toprağın sürülmesi mikroplastiklerin çamur dökülmeyen alanlara da yayılmasına neden olmuştur.
* Cardiff'teki çalışmanın başyazarı ve Hidro-Çevre Araştırma Merkezi'nde doktora öğrencisi olan James Lofty, Avrupa'daki tarım arazisi topraklarındaki mikroplastik konsantrasyonunun okyanus yüzey sularında bulunan miktara yakın olduğunu söylüyor.
* Çamurun tarım arazilerinde gübre olarak kullanılması Hollanda'da 1995'te yasaklandı. Bunun üzerine önce çamuru yakan ülke, daha sonra bunu tarım arazilerinde gübre olarak kullanılmak üzere İngiltere'ye ihraç etmeye başladı.
* İsviçre 2003'te, ABD'nin Maine eyaleti de 2022'de tarım arazisinde, mahsullerde ve suda yüksek seviyelerde PFAS bulunmasının yanı sıra çiftçilerin kanında da yüksek PFAS seviyeleri tespit edilince çamurun gübre olarak kullanılmasını yasakladı. Ancak Cardiff Üniversitesi'nden Wilson, arıtma çamurunun gübre olarak kullanılmasının tamamen yasaklanmasını en iyi çözüm olarak görmüyor.
* Wilson ve Lofty'nin araştırmasına göre, İngiltere Avrupa'daki en yüksek mikroplastik konsantrasyonlarından bazılarına sahip ve her yıl 500 ila 1000 mikroplastik parçacık tarım arazilerine yayılıyor.
* Araştırmalar ayrıca mikroplastiklerin toprak solucanlarının büyümesini engelleyebildiğini ve zayıflamalarına neden olduğunu gösteriyor. Bunun nedenleri tam olarak anlaşılamamıştır, ancak bir teoriye göre, mikroplastikler toprak solucanlarının sindirim yollarını tıkayarak besinleri emme yeteneklerini ve dolayısıyla büyümelerini sınırlıyor olabilir.
* Plastik parçacıklar gıda maddelerini de doğrudan kirletebilir. 2020'de yapılan bir araştırmada, süpermarketlerde satılan meyve ve sebzelerde ve İtalya'nın Sicilya bölgesindeki Katanya'da yerel satıcıların sattığı ürünlerde mikroplastikler ve nanoplastikler bulundu. Elmalar en kirli meyvelerdi ve havuçlar örneklenen sebzeler arasında en yüksek mikroplastik seviyelerine sahipti.
* Plastikte bulunan kimyasallar kanser, kalp hastalığı ve zayıf embriyo gelişimi dahil olmak üzere bir dizi başka sağlık sorunuyla ilişkilendiriliyor. İngiltere'deki Hull Üniversitesi araştırmacıları tarafından yapılan analize göre, yüksek düzeyde yutulan mikroplastikler, iltihaplanma ve alerjik reaksiyonlara yol açabilecek hücre hasarına da neden olabilir.
* Araştırmacılar, mikroplastiklerin insan hücreleri üzerindeki toksikolojik etkisini inceleyen önceki 17 çalışmayı değerlendirdi. Analiz, laboratuvar testlerinde hücrelere zarar veren mikroplastik miktarını, insanların içme suyu, deniz ürünleri ve tuz yoluyla aldıkları seviyelerle karşılaştırdı. Yutulan miktarların hücre ölümünü tetikleyebilecek oranlara yaklaştığı, ancak aynı zamanda alerjik reaksiyonlar, hücre duvarlarında hasar ve oksidatif stres dahil olmak üzere bağışıklık tepkilerine de neden olabileceği bulundu.