Mithat Sancar'dan muhalefete sınır ötesi operasyon uyarısı: Bu oyuna gelmeyin

Muhalefet partilerine seslenen HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, "Her sınır ötesi operasyondan sonra iktidarın arkasına dizilme alışkanlığının bu ülkede bu düzeni kalıcı hale getirmekten başka sonuç yaratmayacağını bir kez daha hatırlatıyoruz" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar partisinin grup toplantısında konuşuyor.

Son olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun destek verdiği TSK'nin sınır ötesi operasyonuna dikkat çeken Sancar, iktidarın kendi 'bekası'nı düşündüğünü söyledi. Sancar, "Bu hesapların içinde ülkedeki siyaseti yeniden dizayn etme hedefi de yer alıyor" dedi. Sancar'ın konuşmasından satır başları şöyle:

'CEZAEVLERİ İŞKENCE EVİ HALİNE GELDİ'

"Cezaevlerinde yaşanan gelişmeler demokratik kamuoyunun gündemindeki acil yerini korumaya devam ediyor. Bir ülkenin gidişatını, adalet terazini görmek istiyorsanız ilk bakılacak yer şüphesiz cezaevleridir.

Hepten zindan rejimine dönmüş bir iktidar gerçeği ile karşı karşıyayız. Bu rejim ülkeyi bir cezaevi toplumuna dönüştürmek için her türlü yolu deniyor.

Ölümle sonuçlanan hak ihlalleri, hukuksuzluklar, infaz yakmalar, hasta mahpusları ölüme terk etme politikası, tecrit cezaevlerinden başlayarak tüm toplumu kuşatma altına alma siyaseti şeklinde karşımıza çıkıyor. Bunlar uluslararası raporlarda da açıkça belirtiliyor.

Adı cezaevidir ama esasında bu mekânlar sistematik işkence, keyfi cezalandırma ve sınırsız kötü muamele yerleri olmuşlardır. Geçen hafta Silivri Cezaevi’nde işkence sonucu yaşamını yitiren Ferhat Yılmaz için idare önce kalp krizi dedi. Sonra ölüm belgesine baktık, orada bulaşıcı hastalık diye yazılmış. Ama ortaya çıkan görüntüler Ferhan Yılmaz’ın işkence sonucu katledildiğini göstermektedir.

İdare işkenceyi, ısrarla saklamaktadır. Buradan çok açık sesleniyoruz. Silivri 5 No’lu Cezaevi Müdürü derhal görevden alınmalı. İşkenceye karışan tüm görevliler hakkında ivedikle soruşturma başlatılmalı. Biz bunun takipçisi olmaya devam edeceğiz. Örnekleri sıralamaya kalksam grup konuşmasının tamamını bu konuya ayırmam gerekecek. Cezaevleri, işkence evleri haline gelmiştir. Bu model ülkenin tamamına reva görülen sistemin özünü oluşturmaktadır.

Gerçekten, hukuk, demokrasi, adalet istiyorsak buradan başlamak gerekiyor. En önce ve acil olarak cezaevlerindeki bu zulüm düzenine karşı yüksek sesle itirazımızı dile getirmeliyiz. Birlikte mücadeleyi örgütlememiz gerekiyor.

Aksi takdirde 12 Eylül’ün Diyarbakır Cezaevi’nde başlatıp bütün ülkeye yayılan o zulüm, baskı ve vahşet rejimi yayılmaya devam ediyor.

'BU ÇAĞRIMIZ MUHALEFET PARTİLERİNİN TAMAMINADIR'

Bu çağrımız bütün hak örgütleri, demokrasi çevrelerine, muhalefet partilerinin tamamınadır. Bu düzen sadece zulme maruz kalanların meselesi olarak görülemez. Bu hepimizin bu günü ve geleceği meselesidir. Sesimizi yükseltelim, bu düzeni birlikte değiştirelim. Direnenlerden korkuyorlar, bizlerden korkuyorlar. Korkunun eceli faydası olmayacaktır. İnanın bu iktidarı da göndereceğiz, bu düzeni mutlaka değiştireceğiz. İşte 8 Mart, işte Newroz alanları, oradan yükselen ses mesaj veriyor.

Yine bir sınır ötesi operasyon başlatıldı. Bunun adı apaçık savaş politikalarıdır. Bölgeyi savaş düzeni içinde tutma amacıdır.

Buradan çok yönlü hesapları var elbette bu iktidarın. Bu hesapların içinde ülkedeki siyaseti yeniden dizayn etme hedefi de yer alıyor.

Bu ülkede siyaseti savaş politikaları üzerinden dizayn etmeye çalışıyorlar. Diğer muhalefet partilerini bu politikalar üzerinden hizaya getirmeye çalışıyorlar. Böylece bizim dışımızda demokrasi ve barış isteyenlerin dışında herkesi sessizce bu cephede yer almaya mecbur ediyorlar. Hiç kimse bu politikalara mecbur değil.

Özellikle diğer muhalefet partilerinin tarihten, geçmişten ciddi dersler çıkarmasını bekliyoruz. Bu politikaların hangi amaçlara hizmet ettiğini ve ne gibi sonuçlar ürettiğini görmeleri gerekiyor.

Her sınır ötesi operasyondan sonra iktidarın arkasına dizilme alışkanlığının bu ülkede bu düzeni kalıcı hale getirmekten başka sonuç yaratmayacağını bir kez daha hatırlatıyoruz. Bu oyuna gelmeyin, savaş politikalarıyla, çözümsüzlükle gidilecek yol sefalettir, faşizmin kurumsallaşmasıdır.

'HEP BİRLİKTE KARŞI DURMAK ZORUNDAYIZ'

Bu iktidar, ülkenin bekasını gerekçe gösteriyor, böyle propaganda yapıyor, aslolan kendi bekasıdır. Kendi bekası için her yola başvurabilecek bir iktidarla karşı karşıyayız.

Buradan varmak istediği yer de kendi varlığı sürdürecek şartları yaratmaktır. Bu operasyon adı altında yürütülen savaş politikalarına karşı hep birlikte durmak zorundayız.

Birlikte durmayı başaramazsak bedeller ağır olacak. Biz mücadelemizi sürdüreceğiz. Demokratik çözüm için bütün gücümüzle yolumuzda yürümeye devam edeceğiz. Savaş politikalarına karşı çözümün tek yolunun diyalog, müzakere ve demokratik siyaset olduğunu söylemeye, savunmaya devam edeceğiz.

Topluma asıl kurtuluş yolunun buradan geçtiğini anlatmaya devam edeceğiz. Ama bu gerçeği gözardı edenlerin, bu iktidarın yaratacağı yıkım politikalarının sorumluluğuna ortak olacağını da açıklıkla söylemek zorundayız.

Herkes şapkasını önüne koysun, bir kez daha düşünsün. Savaş politikaları devam ettikçe yoksullaşma da artacaktır. Savaşa ayrılacak her kaynak bir avuç çevreyi daha da zengin etmekte, bu iktidarın kendini sürdürme heveslerini güçlendirmekte ama bu ülkeyi acılara sürüklemektir. Savaş politikalarını dur diyeceğiz.

Çözümün adresi, yolu, yöntemi bellidir. Neyin çözüm olmadığıysa çok açık ortadadır. Çözüm olmayan şey 40 yıldır devam ede bu politikalardır. Çözüm ise diyalogdur, müzakeredir demokratik siyasettir. Biz bunun için varız ve bunun için mücadeleyi büyütmeye de devam edeceğiz. Newroz’un verdiği mesaj da budur. Milyonlar, Newroz’da bu mesajı verdi. Çözümün yolunu yöntemini adresini ve muhtemel sonuçlarını herkese bir kez daha hatırlattı. O nedenle o sese güçlü bir şekilde kulak vermek lazım. İktidarın kurduğu oyun sahasının içinde kalan her kesim iktidarın bu ülkeye yaşatacağı acıların ve yoksullukların da ortağı olacaktır. Bu kadar açık." (Kısa Dalga)

Politika Haberleri